YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/15111
KARAR NO : 2013/4687
KARAR TARİHİ : 27.02.2013
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle Yaralama
Hüküm :TCK’nın 89/1, 89/2-b, 22/3, 52/2. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında tayin olunan netice cezanın 12 ay hapis cezası olması ve TCK’nın 49/2. maddesi kapsamında kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza niteliğinde olması nedeniyle eylem bilinçli taksirle işlenmiş olsa da hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesine engel teşkil etmediğinden tebliğnamede bu husustaki eleştiriye iştirak edilmemiş ancak TCK’nın 89/1. maddesinde öngörülen cezanın seçimlik olması ve hapis cezasının tercih edilmesi karşısında, TCK’nın 50/2. maddesi gereğince hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yasal olanak bulunmadığı halde, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından; 5237 sayılı TCK’nın 61/2. maddesine aykırı olarak, 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesinin aynı Kanunun 89/1. maddesi gereğince temel ceza belirlendikten sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi sonuca etkili görülmediğinden bozma konusu yapılmamış, gerekçeli karar başlığında CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi mahallinde tamamlanabilir eksiklik olarak; katılma talebinde bulunmasına karşın katılma kararı verilmeyen mağdurun isminin gerekçeli karar balığında ”Katılan” şeklinde yazılması mahallinde düzeltilebilir bir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Olay günü gündüz saat 06:20 sularında idaresindeki otomobille 111 promil alkollü bir şekilde açık havada, meskun mahalde, bölünmemiş, 2 yönlü, 6 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama yolda seyir halinde bulunan sanığın, 3 tekerlekli bisikletiyle şehir merkezine giden mağdura arkadan çarpması şeklinde gelişen ve mağdurun nitelikli şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda sanığın kusurlu olduğu anlaşılmakla tebliğnamede, sanığın kusur durumu ile ilgili olarak yeniden rapor aldırılması gerektiği yönünde bozma öneren (1) no.lu görüşe; cezanın ertelenmesi konusundaki gerekçe yerinde değil ise de, netice cezanın adli para cezası olması nedeniyle ertelemeye yasal olanak bulunmaması karşısında tebliğnamede bu hususta bozma öneren (3) no.lu görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın cezanın ertelenmesine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında tayin olunan adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken taksit aralığının ve uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı TCK’ nın 52/4. maddesine ve CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 6. paragrafının başına “TCK’nın 52/4. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesine, aynı paragrafta yer alan “20 eşit” ibaresinden önce gelmek üzere “Aylık” ibaresinin eklenerek, hükümdeki usul ve kanuna uygun bulunan sair hususların aynen bırakılmasına karar verilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.