Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/14091 E. 2013/5504 K. 06.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14091
KARAR NO : 2013/5504
KARAR TARİHİ : 06.03.2013

Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç :Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma, Taksirle Yaralama
Hüküm :Sanık … Hakkında; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraat
Sanık … hakkında; taksirle yaralama suçu nedeniyle TCK’nın 89/1, 62/1, 51, 51/3-7-8. maddeleri gereğince mahkûmiyet

Taksirle yaralama suçundan sanık …’nın mahkûmiyetine; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık …’in beraatine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A.) Sanık … hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” … kullanamayacak kişinin, bu halde … kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde … kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespiti amacıyla detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
Olay günü gece saat 21:45 sularında, olaydan yarım saat kadar sonra yapılan ölçümde 112 promil alkollü olduğu belirlenen sanığın, sevk ve idaresindeki motosikletle meskun mahalde seyir halindeyken sanık …’ya ait otomobille çarpışması şeklinde gelişen olayda; sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
B.) Sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının sair nedenlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1.) Sanığın, yönetimindeki otomobille “Sola dönülmez” trafik işaret levhasına rağmen sola dönüş yaparak yolun karşı bölümünde idaresindeki motosikletle seyir halinde bulunan sanık …’in aracının önünü kapatması sonucu, motosikletin otomobille çarpışması şeklinde gelişen ve motosiklette yolcu olarak bulunan katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan olayda, mahkemece de eylem bu şekilde kabul edildiği halde, sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin oluştuğunun ve cezasının 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2.) Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.