Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/13725 E. 2013/7831 K. 28.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13725
KARAR NO : 2013/7831
KARAR TARİHİ : 28.03.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/1-b, 5237 sayılı TCK’nın 62/1, 52/2-4, 53/1, 51/1-3 maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık, katılan vekili ve müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 18/03/1988 gün ve 127 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli olup sanık tarafından inşai ve fiziki müdahalede bulunulan Şeyh Habib Camii’nin mülkiyetinin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olması karşısında, anılan kurumun suçtan zarar gördüğü ve sanık hakkında açılan kamu davasına katılma hakkını haiz olduğu kabul edilmekle, tebliğnamede, katılan … Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz isteminin reddini ve adı geçen kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Mahkemece, suçtan zarar gören Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü için Konya Asliye Ceza Mahkemesi’ne talimat yazıldığı gibi, anılan kurum ile kovuşturma aşamasında birden çok kez yazışma yapıldığı, böylece müşteki kurumun sanığın eyleminden ve sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar olduğu, buna rağmen davayı takip ederek usulüne uygun şekilde katılma hakkını kullanmadığı anlaşılmakla, müşteki Kültür ve Turizm Bakanlığı vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
Sanığın, tapuda Vakıflar Genel Müdürlüğü adına kayıtlı olup, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 18/03/1988 gün ve 127 sayılı kararı ile tescilli Şeyh Habib Camii’nin imamı olarak görev yaptığı, sanık tarafından camiinin son cemaat mahalli revak kısmının camekanla kapatıldığı, ayrıca camiye ait olan taş minarenin, kaide üstünde yer alan gövdeye geçiş bölümüne kadar yıkılıp yerine çelik konstrüksiyon ve pvc esaslı malzeme ile yeni bir minare yapıldığı iddia edilerek dava açıldığı, olay yerinde icra edilen keşiften sonra düzenlenen bilirkişi raporlarında, caminin ahşap ve cam malzeme ile izinsiz olarak kapatılan kısmının sökülmüş olduğunun, camii koruma alanı içerisine, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 13/01/1993 gün ve 1561 sayılı kararı ile onaylı projeye göre yapılan minarenin yıkılarak, yapının aslına, özgün mimari bütünlüğüne ve tarihi dokusuna uygun olmayan yeni bir minare inşa edildiğinin belirtildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığına, yıkılarak yeniden yapılan minarenin kültürel ve tarihi değeri bulunmadığına; katılan vekilinin, sanık hakkında verilen hükmün eksik inceleme neticesinde tesis edildiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri dikkate alınarak sanık hakkında tayin edilen hapis cezası asgari hadden belirlendiği halde, aynı gerekçe ile tayin edilen adli para cezasının asgari hadden fazla uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
2- 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, sanığın, bu haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının ilk bendinde yer alan adli para cezası miktarının “5 tam gün” olarak, ikinci bendinde yer alan adli para cezası miktarının “4 tam gün” olarak, üçüncü bendinin (a) alt bendinde yer alan adli para cezası miktarının “80 TL” olarak, beşinci bendinin, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53/1 maddesindeki hakları kullanmaktan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, sanığın cezası ertelendiğinden, 5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına” şeklinde düzeltilmesi ile hükümdeki usul ve kanuna uygun bulunan sair hususların aynen bırakılmasına karar verilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.