Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/13576 E. 2013/4188 K. 25.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13576
KARAR NO : 2013/4188
KARAR TARİHİ : 25.02.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanık … hakkında; TCK’nın 85/2, 62/1, 53/6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet.
Sanık … hakkında; TCK’nın 85/2, 22/3, 62/1, 53/6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet.

Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık … hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik inceleme yapıldığına, kusur durumuna, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saik” kıstası uygulanamayacağının gözetilmeyerek temel cezanın belirlenmesinde gerekçe gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden diğer gerekçeleri yeterli görülmekle hükmün a-1 bendindeki “sanığın amaç ve saiki” ibaresinin hükümden çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık … hakkındaki hükme yönelik temyiz istemine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusur durumuna, bilinçli taksirin koşullarının oluşmadığına, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07.07.2009 tarih, 2009/9-62-191 sayılı kararında da açıklandığı üzere özellikle “temel cezanın ağırlıklı olarak failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu” nazara alınarak, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, idaresindeki otomobil ile meskun mahalde bölünmüş yolda mahal şartları üzerinde hızla seyredip, kavşağa hız azaltarak uygun hızla yaklaşmayıp mevcut hızıyla olay mahalline geldiğinde karşı yönden gelip kontrolsüzce sola dönüş yapan minibüsle çarpışması neticesi meydana gelen olayda bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre tali derecede kusurlu olduğu tespit edilen sanık hakkında “taksire dayalı kusurunun ağırlığı” gerekçe gösterilerek temel cezanın asgari had aşılarak tayin edilmesi suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 3/1. maddesinde öngörülen orantılılık ilkesine aykırı davranılması,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saik” kıstası uygulanamayacağının gözetilmeyerek temel cezanın belirlenmesinde gerekçe gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.