Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/13545 E. 2013/4872 K. 28.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/13545
KARAR NO : 2013/4872
KARAR TARİHİ : 28.02.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/a, 5237 sayılı TCK’nın 62, 53/1, 52, 51/1-3 maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü uzmanlarınca olaya ilişkin tespitin yapıldığı 06/11/2008 tarihi yerine 21/07/2008 şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12/07/1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile tescilli kentsel ve tarihi sit alanı içerisindeki, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğini haiz Kariye Müzesi bitişiğinde gerçekleştirilen elektrik hattı kanal çalışması sırasında, Bizans dönemine ait duvarın zarar görmesine sebebiyet verdiği iddia edilmiş ise de, dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelere göre, Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğünce, sözü edilen müzenin bulunduğu Kariye Mahallesinde elektrik kablosu tesisi için kazı yapılmak üzere …’ndan izin alındığı, sanığın şantiye şefi olarak görev yaptığı …İnşaat Elektrik Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihaleyi kazanarak anılan kurumun onayladığı proje doğrultusunda çalışmalara başladığı, çalışmalar devam ederken alınan ihbar üzerine mahallinde incelemelerde bulunan müze uzmanlarınca, kanal çalışmasının Kariye Müzesi’nin köşe duvarına bitişik olarak yürütüldüğünün ve Bizans duvarı olduğu düşünülen bir duvarın kırıldığının belirlendiği,
Elektrik hattı kanal çalışması nedeniyle açılan kazı çukurunun sonradan kapatıldığı, Bizans dönemine ait duvara zarar verildiğine dair dosya içerisinde mevcut tek belgenin 06/11/2008 tarihli müze raporu olduğu, ancak anılan rapor içeriğinden, söz konusu duvarın niteliği ile dava konusu eylem gerçekleştirilirken müze uzmanlarının olay yerinde bulunup bulunmadıklarının tereddütsüz biçimde anlaşılamadığı, kovuşturma aşamasında dosyanın müze uzmanı olan bir bilirkişiye tevdii ile alınan bilirkişi raporunun, mevcut durumu tespit etmekten uzak olduğu,
Diğer yandan, kentsel ve tarihi sit alanı içerisinde yer alıp tescilli kültür varlığı olan Kariye Müzesi bitişiğinde kazı yapılarak Bizans dönemine ait bir duvara zarar verildiği kesin biçimde belirlenmiş olsa dahi, Koruma Kurulu’ndan gerekli izni alma sorumluluğunun ihaleyi alan şirket çalışanı konumundaki sanığa yüklenemeyeceği, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığına zararverme eyleminin suç oluşturabilmesi için de kasıtlı olarak işlenmesi, başka bir deyişle, mevcudiyeti önceden bilinen bir kültür varlığına zarar vermek için ya da zarar görebileceği düşünülerek hareket edilmesi gerektiği anlaşılmakla, dosya içerisindeki 06/11/2008 tarihli raporu düzenleyen müze uzmanları ile elektrik hattı kanal çalışmasında görev alan iş makinesi operatörü ve diğer işçilerin tespiti ile konuya ilişkin olarak ifadelerinin alınması, zarar verildiği iddia edilen duvarın varlığı ve niteliğinin önceden bilinip bilinmediğinin, dava konusu eylemin sanığın bilgisi dahilinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin her türlü şüpheden uzak biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1- 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, bu hakların koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmasına karar verilmesi,
2- Suçtan zarar görmeyen ve 2863 sayılı Kanuna aykırılıktan doğan davalara katılma hakkı bulunmayan … adına hazine vekilinin katılma talebinin kabulü ile yargılama sonucunda anılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
3- Şartları varsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümlerinden önce uygulanması gerektiği gözetilmeksizin, cezanın ertelenmesi gerekeceği şeklindeki hatalı gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.