YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11456
KARAR NO : 2013/6140
KARAR TARİHİ : 13.03.2013
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle Yaralama
Hüküm :TCK’nın 89/1, 62, 51/1-3-8. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusura; mahalli Cumhuriyet savcısının, sair nedenlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1.) Tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren sanık hakkında temel ceza tayin edilirken asgari hadden uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2.) Mağdur hakkında Adli Tıp Kurumu Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 16.12.2008 tarihli adli rapor içeriğinde, üst ön dişlerde kırık bulunduğunun belirtildiği ancak uzuv veya organ kaybı yönünden herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediği, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan “Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından Değerlendirilmesi ve Adli Rapor Tanzimi İçin Rehber” isimli çalışmaya göre dişlerde meydana gelen yaralanmanın niteliğine göre mağdurun organlarından birinde zaaf veya işlev yitirilmesi olup olmadığı konusunda rapor aldırılmaksızın eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
3.) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saik” kıstası uygulanamayacağından, temel cezanın belirlenmesinde gerekçe gösterilmesi,
4.) Sonuç olarak 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen ve cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezanın kısmen veya tamamen infazına karar verilirken uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.