Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/11331 E. 2013/4408 K. 26.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/11331
KARAR NO : 2013/4408
KARAR TARİHİ : 26.02.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : 5237 sayılı TCK’nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/4, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, kusur durumuna ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Gerekçeli karar başlığında, suçun işlendiği tarih olan “24.08.2007” yerine “01.01.2008” tarihinin yazılması ve suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- Meydana gelen kaza sonucu basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanan mağdur …’nun; CMK’nın 234. maddesi uyarınca yasal hakları hatırlatıldıktan ve haklarını anladığını ifade ettikten sonra, “yaralanmama sebep olan …’dan davacı ve şikayetçi değilim” şeklindeki, polis merkezinde alınan 24.08.2007 tarihli ilk beyanına, mağdurun olay tarihinde 18 yaşını tamamlamış olup, şikayetten vazgeçmeye ehil bulunmasına, mağdur tarafından okunarak imzalanan resmi ifade tutanağının içeriği ve mağdurun ifade tutanağı altındaki imzasının inkarına yönelik bir iddia veya delil bulunmamasına, mağdurun, sonraki beyanlarında, sanıktan ilk önce şikayetçi olmadığını belirterek, ilk ifadesinin doğruluğunu kabul etmiş olmasına, şikayetten vazgeçmeden vazgeçmenin mümkün olmamasına göre; sanığın, yalnızca mağdur …’nun yaralanmasına sebebiyet vermesinden dolayı eylemine uyan TCK’nın 89/1-3. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık hakkında yazılı şekilde TCK’nın 89/4. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, sanığa hükmolunan uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, sanık hakkında belirlenen tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine ve bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi sırasında uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan … lehine vekalet ücreti hükmedilmesiyle yetinilmesi gerekirken, “575 ‘er YTL avukatlık ücretinin sanıktan alınarak müdahillere ayrı ayrı verilmesine” şeklinde, kendisini vekil ile temsil ettirmeyen katılan … lehine de maktu vekalet ücretine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.