Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2011/18650 E. 2012/11491 K. 08.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/18650
KARAR NO : 2012/11491
KARAR TARİHİ : 08.05.2012

Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : 5237 sayılı TCK’nın 89/1, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet,

Taksirle yaralama suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesinin “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” düzenlemesine uygun olarak, “ Sanığa verilen cezanın ekonomik ve şahsi halleri gözetilerek TCK’nın 52. maddesi gereği 6 eşit taksitte ödenmesine, taksitlerden birini zamanında ödemediği takdirde kalan kısmının tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin uyarılmasına (uyarılamadı)” şeklinde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmeyip, infazda tereddüt oluşturacak bir husus bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma öneren (1) numaralı görüşe; dosya içeriğine göre, sanığın, katılan mağdurun tedavi masraflarını giderdiğine dair bir beyanı olmadığı gibi, aksine, katılan mağdurun zararını giderip gidermeyeceği kendisine sorulduğunda, “ben müştekinin çarpmadan dolayı zararı olduğunu zannetmiyorum” şeklinde ifadede bulunması; katılan mağdurun, kazadan sonra zararının giderilmediğini belirtmesi, taraflar arasında uzlaşmanın da gerçekleşmemesi karşısında, kararın gerekçe kısmındaki “sanık mağdurun zararını gidermediği sebebiyle CMK’nın 231. maddesi uygulanmamıştır.” şeklindeki açıklama dosya kapsamına uygun, yasal ve yeterli görülmekle, ayrıca mahkemece kararın gerekçesinde, sanık hakkında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin uygulanmamasına karar verildiğinin belirtilmiş olması; bu hususun kısa kararda belirtilmemiş olmasının hükmün esasını etkilemeyeceği gibi, 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesinde “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiş olup; mahkemece sanığın mahkumiyetine karar verilerek mahkumiyete ilişkin uygulanan Kanun ve maddelerinin kısa kararda gösterilmiş bulunması, esasen, hükmün esasını oluşturan kısa kararda yer alan bir uygulamanın aksinin, gerekçede yer alması halinde hükmün karıştırıldığından bahsedilebileceğinden, somut olayda hükmün karıştırıldığından da söz edilemeyecek olması karşısında, Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.10.2011 tarih, 2011/7-171 esas, 2011/196 sayılı kararı da göz önüne alınarak, tebliğnamedeki bozma öneren (2) numaralı görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sanığın mahkumiyetine yeter delil bulunmaması sebebiyle beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.