Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2011/10154 E. 2013/1027 K. 15.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/10154
KARAR NO : 2013/1027
KARAR TARİHİ : 15.01.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’ün Kıyıköy Belediye Başkanı, sanıklar …, …, …’ın Belediye meclis üyeleri, sanık …’nun ise Belediye fen memuru olarak görev yaptıkları, 2005 yılı Mayıs ayı içerisinde Belediye’ye hazır beton hibe edilmesi üzerine, haklarında soruşturma izni verilen adı geçen sanıkların Kıyıköy Beldesi, Kale (Antik Midye) mahallesi, Kumluk mevkii, 234 ada 42 parsel sayılı, Maliye Hazinesi adına kayıtlı, Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 13/6/1996 tarih ve 3168 sayılı kararı ile onaylanan Koruma Amaçlı İmar Planında bir kısmı 1. derece arkeolojik sit alanı, bir kısmı 3. derece arkeolojik sit ve kentsel sit alanı içerisinde bulunan suça konu yerde beton yürüme yolları ve merdiven inşa edilmesine sözlü olarak karar verdikleri, bu inşaai faaliyetin gerçekleştirilmesi için Belediye tarafından ihale yapıldığı, ihale neticesinde …’de faaliyet gösteren “… İnşaat” isimli şirketin sahibi olan sanık … ile Belediye arasında anlaşma imzalandığı, bu anlaşma doğrultusunda sanık … tarafından anılan şirketin işçileri olan sanıklar …, …, … ve … ile Mayıs ayı içerisinde inşai faaliyete başlanılarak, yüklenilen işin Haziran ayı içerisinde bitirildiği, mahkemece icra edilen keşfe katılan fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda, suça konu yürüme yolları ve merdivenlerin yer aldığı alanın bir kısmının 3. derece doğal sit alanı içerisinde, bir kısmının ise kentsel sit alanı içerisinde yer aldığının belirtildiği, sanat tarihçi bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda ise, suça konu merdivenin 7. ve 8. basamaklarının 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer aldığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararlarına göre 1. derece arkeolojik sit alanlarının bilimsel çalışmalar dışında aynen korunması gerekli alanlar olduğu, her iki merdiven kolunun basamaklarının bu alanı ihlal ettiği, yapılan işlemin izinsiz inşai ve fiziki müdahale teşkil ettiği, inşai faaliyetin bütününe bakıldığında iş makinesi kullanılmadığı, hafriyat yapılmadığı, tesviye işlemlerinin kürek ve mala marifetiyle blok kaya üzerinde bulunan yüzey toprak ve taş kalıntılarının temizlenmesi şeklinde yapıldığı, kalıp tahtaları yerleştirilmek suretiyle zemin üstüne çimento dökülerek basamakların oluşturulduğu, arkeolojik sit alanında kalıcı bir zarar bulunmadığı gibi geri dönüş sürecinde de zarar oluşmayacağı hususlarının belirlendiği anlaşılmakla,
1-Sanıklar …, …, …, … ve … haklarındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde,
Sanık …’in suça konu yürüme yolları ve merdiven yapımı işini ihale yolu ile alan ve …’de faaliyet gösteren “… İnşaat” isimli şirketin sahibi olduğu, diğer sanıklar …, …, … ve …’nin ise sözü edilen şirkete bağlı olarak çalışan işçiler oldukları, adı geçen sanıkların dava konusu taşınmazın sit alanı içerisinde bulunduğunu bilmediklerine dair savunmalarının aksine delil bulunmadığı gibi bu hususta bir araştırma yükümlülüğü yüklemenin de yapılan işin kapsamı ve niteliği dikkate alındığında hayatın olağan akışına aykırı olacağı, dolayısıyla sanıkların atılı suça ilişkin sorumluluklarının bulunmadığı kabul edilmekle,
Yapılan yargılama sonunda sanıkların üzerlerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı, yüklenen eylemin kanunda suç olarak tanımlanmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar …, …, …, … ve …’nın beraatlerine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanıklar …, …, …, … ve … hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanıkların aşamalarda alınan savunmalarında, Kıyıköy’lü olmaları nedeniyle beldenin pek çok yerinin sit alanı içerisinde bulunduğunu, inşai faaliyette bulunabilmek için ilgili Kurul’dan izin alınması gerektiğini bildiklerini, ancak yürüme yolları ve merdiven inşa edilen alanın sit alanı içerisinde bulunduğunu bilmediklerini, suç kastlarının olmadığını beyan ederek tevil yollu ikrarda bulunmaları, sit alanı içerisinde izinsiz olarak gerçekleştirilen inşai ve fiziki müdahalenin durdurulmasına ve aykırılığın giderilmesine dair Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 27/05/2005 tarih ve 406 sayılı kararının, adı geçen sanıklara tebliğine rağmen eyleme devam edilerek beton yürüme yollarının tamamlanması nazara alındığında, suç kastlarının bulunmadığına dair savunmalarının itibar edilebilir nitelikte olmadığı gibi suça konu inşai faaliyet ile ilgili olarak Kurul’dan izin alındığına ve bu hususta Kurula sunulmuş bir projenin mevcut olduğuna dair bilgi ve beyanında olmaması karşısında, sanıkların izinsiz olarak inşai ve fiziki müdahalede bulunduklarının sübuta erdiği bu itibarla, öncelikle fen bilirkişisi raporunda sanıkların inşai faaliyette bulundukları alanın kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde bulunduğunun, sanat tarihi bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda ise 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer aldığının belirtilmesi karşısında, dava konusu merdiven ve yürüme yollarının inşa edildiği sit alanının derecesi ve niteliği hususunda raporlar arasında mevcut çelişki giderilmek suretiyle, sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik kovuşturma ve delillerin hatalı değerlendirme sonucu beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanıklar …, …, …, … ve …’nun beraatlerine ilişkin hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA 15/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.