Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/5540 E. 2023/6076 K. 23.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5540
KARAR NO : 2023/6076
KARAR TARİHİ : 23.10.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı vekili, dava değerini 1.000.000,00 TL olarak gösterdiği dava dilekçesinde, Kayseri İcra Dairesinin 2019/92155 sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı borçlular aleyhine 3.418.833,88 TL asıl alacak, 390.287,37 TL işlemiş faiz, 19.514,37 TL temerrüt faizinin %5 gider vergisi, 125.627,12 TL asıl alacak, 1.767,60 TL işlemiş faiz, 88,38 TL temerrüt faizin %5 gider vergisi, 35,50 TL diğer masraf alacağı, 1.275,94 TL diğer masraf alacağı olmak üzere toplam 3.957.530,16 TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığını, davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, 27.07.2020 tarihli dilekçesinde, taleplerinin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000.000,00 TL’nin asıl alacak olduğunu, faiz, BSMV, masraf, avukatlık ücreti ve benzeri kalemleri içermediğini, 35.443,00 TL’lik kısmının ticari kredi kartından, 964.557,00 TL’lik kısmının ticari krediden kaynaklandığını beyan etmiştir.

İlk Derece Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının dava değerine ilişkin beyanı ile icra takip dosyasındaki taleple bağlılık ilkesinin dikkate alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne, Kayseri İcra Dairesinin 2019/92155 sayılı takip dosyasına davalıların vaki itirazlarının kısmen iptali ile ticari krediden dolayı 964.557,00 TL asıl alacak ve ticari kredi kartından dolayı 12.710,21 TL asıl alacak olmak üzere toplam 977.267,21 TL asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar ticari krediden doğan 964.557,00 TL asıl alacağa yıllık %58,80 oranında ve ticari kredi kartından doğan 12.710,21 TL asıl alacağa yıllık %31,80 oranında temerrüt faizi işletilmesine ve takip sonrası işleyecek tüm faizlere %5 oranında BSMV yürütülmesine, itirazın iptaline karar verilen 977.267,21 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre, davacı vekilinin 22.07.2020 tarihli beyanı da dikkate alındığında temyize konu edilen toplam miktar ticari kredi kartından dolayı 22.733,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Davalılar vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı şirket arasında imzalanan nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde diğer davalıların müteselsil kefil olduklarını, bahsekonu sözleşme kapsamında kullandırılan vadeli akreditif krediler ile ticari kredi kartından kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek davalılara ihtarname gönderilmesine rağmen sonuç alınamadığından alacağın tahsili içim başlatılan icra takibine davalıların itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; kredi sözleşmesi imzalandığı sırada dolar kurunun düşük olduğunu, davalı banka ile yapılan görüşmelerde dövize bağlı borçlanmaların KKGF ile ödenebileceği hususunda davacı banka tarafından müvekkili şirkete vaadde bulunulduğunu ve bu süreçte davacı bankanın kusurlu tutumu dolayısıyla meydana getirilen zaman kaybında dolar kurunda meydana gelen artış sebebi ile faiz oranlarında da farklılıklar oluştuğunu, davacı tarafça ihtarnamede istenilen meblağın gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili şirketin dolardaki fahiş artış nedeniyle zarara uğradığını, kredi kartına ilişkin borçların düzenli ödendiğini, davacı banka ile akreditif kredisi kapsamında bir sözleşme imzalanmadığını, davacı bankanın faiz ve kur bakımından bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kayseri İcra Dairesinin 2019/92155 sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı borçlular aleyhine 3.418.833,88 TL asıl alacak, 390.287,37 TL işlemiş faiz, 19.514,37 TL temerrüt faizinin %5 gider vergisi, 125.627,12 TL asıl alacak, 1.767,60 TL işlemiş faiz, 88,38 TL temerrüt faizin %5 gider vergisi, 35,50 TL diğer masraf alacağı, 1.275,94 TL diğer masraf alacağı olmak üzere toplam 3.957.530,16 TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, dava 1.000.000,00 TL üzerinden açıldığından davacıya talebi konusunda açıklama yaptırıldığı, davacının talebini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile taleplerinin 1.000.000,00 TL’nin asıl alacakları olduğu, faiz, BSMV, masraf, avukatlık ücreti ve benzeri kalemleri içermediği 35.443,00 TL’lik kısmının ticari kredi kartından, 964.557,00 TL’lik kısmının ticari krediden kaynaklandığını beyan ettiği, davalıların kredi sözleşmesindeki kefaletlerinin geçerli olduğu, faiz oranının tespitinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı Kanun) hükümlerinin ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği, kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan takiplerde alacak hesabı yapılırken kredi sözleşmesindeki hüküm nedeniyle davacı bankanın kayıt ve belgelerinin esas alınması, hesabın kat edildiği tarih itibariyle davacı banka alacağının belirlenmesi, bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacağın bulunması, bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve BSMV işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarının bulunması, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler var ise bunların öncelikle masraf ve faizlere mahsubunun yapılması ve dava tarihindeki alacak miktarının belirlenmesi gerektiği, bilirkişi raporunda 17.04.2019 icra takip tarihi itibariyle davalıların ticari kredi borcundan dolayı 3.418.833,88 TL asıl alacak ve işlemiş faizler, BSMV ve 562,35 TL noter ihtar masrafı olmak üzere toplam 3.810.531,37 TL, ticari kredi kartı borcundan dolayı 122.425,78 TL asıl alacak, işlemiş faizler, BSMV ve 497,80 TL noter ihtar masrafı olmak üzere 124.326,89 TL ile toplam 3.934.858,26 TL alacağının bulunduğu, davacı banka tarafından ticari kredi alacağı için davalılardan icra takip tarihinden sonra 22.08.2019 tarihinde 32.102,25 TL tahsilat yapıldığı, davacı bankanın davalılardan ticari kredi alacağından dolayı dava tarihi itibariyle 4.712.107,97 TL alacağının bulunduğu, davacı banka tarafından şirket kredi kartı alacağı için davalılardan icra takip tarihinden sonra toplam 123.800,31 TL tahsilat yapıldığı, davacı bankanın davalılardan şirket kredi kartı alacağından dolayı dava tarihi itibariyle 12.710,21 TL alacağının bulunduğu yönünde görüş bildirildiği, davacının dava değerine ilişkin beyanı ile icra takip dosyasındaki taleple bağlılık ilkesi dikkate alındığı, alacağın likit olduğu, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne Kayseri İcra Dairesinin 2019/92155 sayılı takip dosyasına davalıların vaki itirazlarının kısmen iptali ile ticari krediden dolayı 964.557,00 TL asıl alacak ve ticari kredi kartından dolayı 12.710,21 TL asıl alacak olmak üzere toplam 977.267,21 TL asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar ticari krediden doğan 964.557,00 TL asıl alacağa yıllık %58,80 oranında ve ticari kredi kartından doğan 12.710,21 TL asıl alacağa yıllık %31,80 oranında temerrüt faizi işletilmesine ve takip sonrası işleyecek tüm faizlere %5 oranında BSMV yürütülmesine, itirazın iptaline karar verilen 977.267,21 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalıların kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibinde talep ettikleri alacak miktarları daha fazla olmasına, bilirkişi tarafından da bu husus tespit edilmesine rağmen, 1.000.000,00 TL üzerinden açtıkları davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımları kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalılar vekili 13.04.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 11.05.2021 tarihli kararı ile davalılar vekilinin 13.04.2021 tarihli dilekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurduğu, ancak istinaf harç ve masrafları yatırılmadığından çıkarılan muhtırada verilen 1 haftalık kesin süreye rağmen gerekli harç ve masrafların ikmal edilmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 344 üncü maddesi uyarınca davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin 27.07.2020 tarihli beyan dilekçesinde dava değerinin 1.000.000,00 TL tutarında asıl alacak olduğunu, bu talebin faiz, BSMV, masraf, avukatlık ücreti, masraf ve benzeri kalemleri içermediğini, bu miktarın 35.443,00 TL tutarındaki kısmının ticari kredi kartından, 964.557,00 TL tutarındaki kısmının ticari krediden kaynaklandığını belirttiği, bu şekilde davacı bankanın talebinin icra takibinin toplam 1.000.000,00 TL tutarındaki asıl alacak kısımına yapılan itiraza ilişkin olduğu, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davacı bankanın şirket kredi kartından dolayı 124.326,89 TL alacaklı olduğu, davalılardan icra takip tarihinden sonra yapılan toplam 123.800,31 TL tahsilatın düşülmesiyle birlikte davacı bankanın davalılardan şirket kredi kartı alacağından dolayı dava tarihi itibariyle 12.710,21 TL alacağının bulunduğu, yine ticari krediden doğan alacak miktarının 964.557,00 TL olduğunun tespit edildiği, raporun denetime hüküm kurmaya elverişli olduğu, söz konusu bilirkişi raporu doğrultusunda yerel mahkemece davacı vekilinin beyanları ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak icra takip dosyası nedeni ile davacı bankanın davalıların ticari krediden dolayı 964.557,00 TL asıl alacak ve ticari kredi kartından dolayı 12.710,21 TL asıl alacak olmak üzere toplam 977.267,21 TL asıl alacak miktarında alacaklı olduğu yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, 6100 sayılı Kanun’un 355 inci maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak davalının istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmeye göre İlk Derece Mahkemesinin nihai kararının davalılar vekili tarafından istinaf edildiği, mahkemenin 11.05.2021 tarihli ek kararıyla gerekli harç ve masraflar süresinde ikmal edilmediğinden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, bu ek kararın 22.05.2021 tarihinde davalılar vekiline tebliğ edildiği, işbu ek kararın 6100 sayılı Kanun’un 346 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1 haftalık kesin süre içinde istinaf edilebileceği, davalılar vekilinin 1 haftalık istinaf süresinden sonra 07.06.2021 tarihinde ek karara yönelik istinaf kanun yolu başvurusunda bulunduğu nazara alındığında 6100 sayılı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince ek karara yönelik istinaf başvurusunun da süresinde yapılmadığı, istinaf eden davalılar vekilinin yatırması gereken istinaf harçlarını yatırmadığının gerek dosya kapsamından gerekse UYAP kayıtlarından anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kesin olarak esastan reddine, davalılar vekilinin 11.05.2021 tarihli ek karara ilişkin istinaf başvurusunun, yasal süresinden sonra yapıldığından usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını yineleyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurularının reddine dair kararın yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, dolar kurunda meydana gelen fahiş artış sebebi ile müvekillerinin zarara uğradığını ve talep edilen alacağın gerçeği yansıtmadığını, dava kısmen kabul edildiğine göre davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, bu durumda davanın reddine karar verilen kısmı ile ilgili olarak da kendi lehlerine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 344, 358 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 361, 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.

VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
A. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalılar Temyizi Yönünden
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı harcın istek halinde davalılara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.