YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/5272
KARAR NO : 2023/5849
KARAR TARİHİ : 16.10.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Enfortek Bilişim Teknolojileri San. ve Tic. Ltd. Şti’yi hasım göstererek İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi nezdinde 2021/320 E. sayılı dosya ile işçilik alacaklarına ilişkin alacak davası açtığını, ancak şirketin ticaret sicilinden 21.03.2018 yılında terkin edildiğinin yapılan yargılamada öğrenildiğini, İş Mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesince taraflarına bu davayı açmak için mehil verildiğini, ihyasını istedikleri şirketin Ticaret Sicilinden terkin edildiğinden ötürü bu davadaki husumeti, Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve tasfiye memuruna yöneltmiş olduklarını ileri sürerek Enfortek Bilişim Teknolojileri San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde; tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest dava nedeniyle davacının hukuki yararının bulunduğu ve davalı tasfiye memuru tasfiyenin usulüne uygun tamamlamadığı gerekçesiyle davanın kabulü şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru davalının atanmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasfiye işlemlerinin eksik yapılmadığını, Tasfiye Halinde Enfortek Bilişim Teknolojileri Sanayi ve Ticaret Şirketi tasfiye memuru olan müvekkilince tüm tasfiye işlemleri usul ve yasaya uygun olarak yürütülmüş olup, bu kapsamda tasfiye halinde alacaklılara çağrı ilanlarının yapıldığını, söz konusu ilanların sırasıyla 24.07.2017 ve 31.08.2017 tarihli olduğunu, davacının tasfiye edilen şirkette ”08.11.2012-30.01.2015 tarihleri arasında davalı Sultanbeyli Belediye Başkanlığı bünyesinde taşeron olarak faaliyet gösteren diğer davalı Enfortek Bilişim Teknolojileri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait iş yerinde yazılım destek uzmanı meslek kodu ile İş Analist uzmanı olarak işe başladığını, davacının çalıştığı süre boyunca ve iş akdi feshedilmeden 5 ay önce 5 aylık maaş alacağını alamadığını, maaş ve fazla mesai alacağını talep eden davacının 30.01.2015 tarihinde sebebi bilinmeyen bir nedenden ötürü, haklı bir neden olmaksızın ve tazminatı ödenmeden işten çıkarıldığını” iddiasıyla alacak talebinde bulunmakta olup, bu hususun dilekçe ekinde mübrez Bakırköy 10. İş Mahkemesi 2019/202 E., 2020/262 K. sayılı kararı ile de sabit olduğunu, söz konusu davanın tasfiye ve terkin işleminin gerçekleştiği 21.03.2018 tarihinden sonraki 09.09.2019 tarihinde açıldığını, alacaklılara çağrı yapıldığı tarihte henüz bir dava açmamış olan davacının usul ve yasaya uygun olarak yapılan ilanlara rağmen iddia ettiği alacağı ile ilgili olarak tasfiye memuru davalıya bir başvuruda bulunmadığını, davalının ihyaya dayanak alacaktan terkin tarihi olan 21.03.2018 tarihinde haberdar olmadığını, davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, ihya davasının hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gibi ilana rağmen alacak kaydı yaptırmayan, terkinden sonra ikame ettiği işçilik alacağı talepli davada şirketin tasfiyede olduğunu bilmesine rağmen ihya talebinde bulunmayan davacının bu ihya davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihyası talep edilen Enfortek Bilişim Teknolojileri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalıca 21.03.2018 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi’nin 2021/320 E. sayılı dava dosyasının derdest olduğu, tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmediği gibi davacının açtığı derdest işçilik alacaklarına ilişkin davanın da, davaya konu şirketin tasfiyesi tamamlandıktan sonra açılmış ise de tasfiye memurunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 541 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki sorumluluğu da gözetildiğinde derdest bir davanın bulunması nedeniyle tasfiyenin usulüne uygun eksiksiz tamamlandığından bahsedilemeyeceği, tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün ise tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacağı, Mahkemece davaya konu şirketin derdest dava dosyası ile ilgili ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olarak şirketin yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirketin ihyası istemine ilişkin olup, ihya davasının açılmasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı ile hak düşürücü süre içerisinde davanın açılıp açılmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi ile 541 inci maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi