Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/4456 E. 2023/5777 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4456
KARAR NO : 2023/5777
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Red
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye TicareT Mahkemesi

Taraflar arasındaki şirket ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babası Ahmet Kütahya ile birlikte Yapıkent İnş.Taah San ve Tic Ltd. Şti. arasında Bursa 2. Noterliğinin 10.02.1989 tarih ve 05514 yevmiye sayılı “Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat mukavelesi” imzalandığını, sözleşmeye ek olarak 17.01.1991 tarih ve 03208 yevmiye sayılı sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre mülkiyeti müvekkili davacıya ait arsa üzerine, Yapıkent İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. firması tarafından daire karşılığı inşaat yapımı hususunda tarafların anlaştıklarını, sözleşmede taraflara isabet eden bağımsız bölümlerin ayrıntıları ile kararlaştırıldığını, müteahhitin sözleşmeye göre inşaa etmesi gereken C ve D Blokları hiç inşa etmediğini, diğer bloklardaki inşaatı da yarım bırakarak yaklaşık 20 yıl önce şantiye alanını terk ettiğini, inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshini talep ettiklerini ve bu hususta Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/266 E. sayılı dosyasında açtıklarını davanın halen derdest olduğunu, bahse konu şirketin temsili için ihyasının zorunlu hale geldiğini ve Mahkemece Yapıkent İnş. Ltd. Şti’nin ihyası için süre ve yetki verildiğini belirterek anılan şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünce 6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 7 nci maddesi kapsamında 31.07.2013’te re’sen terkin edildiğini, davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenilen şirket adına tebligat çıkartılmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/1896 E. – 2020/4397 K. sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasının a bendi uyarınca, şirketin sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar yollanması gerekmesine rağmen şirket temsilcilerine tebligat çıkarılmamış olduğu ve terkine ilişkin ihtarın yalnız ilan yoluyla yapıldığı tespit edildiği, ihyası talep edilen şirket aleyhine açılan davanın varlığına rağmen terkin işlemini 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesine uygun yapılmadığından davalı sicil müdürlüğü aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/266 E. sayılı dosyası ile sınırlı olarak şirketin ihyasına, şirketin 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesine göre münfesih olması sebebiyle tasfiye memuru olarak …’un atanmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, dava konusu işleminin hukuka uygun olduğunu, davacının yargılamanın hiç bir aşamasında terkin işleminin usule aykırı yapıldığını ileri sürmediği, ihyası istenilen şirkete gönderilen tebligatın tebliğ yapılamadan iade edildiğini, bu durumda yapılan ilanın 7102 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun yapılmış tebligat yerine geçeceğini, müvekkili aleyhine yargı gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin re’sen terkin ettiği şirketleri, herhangi bir mahkeme kararı bulunmadan yeniden tescil etmesi mümkün olmadığını, davacı tarafça ileri sürülmeyen bir hususta inceleme yapılarak, verdikleri dilekçe incelenmeden karar verilmesi nedeniyle müvekkili sicilin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmediğini, eldeki davanın terkinden beş yıl süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkilinin re’sen terkin ettiği şirketlerin yeniden sicil kaydının açma konusunda herhangi bir tasarruf yetkisi bulunmadığını, kanun koyucu tarafından Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanan ilanın tebligat yerine geçeceği düzenlemesi göz önünde bulundurulmamakla eksik inceleme yapıldığını, ihya davasının açılmasına davalının sebep olduğu ispatlanamadığından kanuni hasım olması nedeniyle davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;İhyası talep edilen şirketin kanunda öngörülen sürede sermaye artırımını gerçekleştirmeyerek münfesih hale geldiği, asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebileceği, ihya kararı ile birlikte tasfiye memuru atanması gerektiğinden şirketin ihyası ile birlikte tasfiye memuru atanmasına ve usulüne uygun terkin işlemi yapmadığı belirlenen davalı aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirket ihyası talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.