Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/4209 E. 2023/4707 K. 06.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/4209
KARAR NO : 2023/4707
KARAR TARİHİ : 06.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/306 Esas, 2023/585 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/802 E., 2022/1069 K.

Taraflar arasındaki ticari şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafça tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Delice Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/49 esas sayılı tespit davasında davacının, davalılarla organik bağı bulunan dava dışı Karapolat İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti. nezdinde hizmet akdiyle çalıştığı tespit edilip bu organik bağ nedeniyle anılan şirketin davaya dahil edilmesi hususunda taraflarına süre verildiğini, husumet yöneltilecek olan Karapolat İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin Ankara’da bulunan merkezinin 03.02.2015 tarihinde Ticaret Sicilden re’sen silindiğini, buna bağlı olarak şirketin Kırıkkale Delice şubesinin de 15.09.2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiğini ileri sürerek Karapolat İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, Karapolat İnş. Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin kanuna uygun ihtara rağmen sermaye artırımını yapmadığını, şirketin bildirilen son adresine terkine ilişkin ihtarın da gönderildiğini, derdest dava veya takip dosyalarının taraflarınca bilinemeyeceğini, ihya davalarında ek tasfiye memurunun da talebinin gerektiğini, kendilerinin yasal hasım konumunda olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirkete ve temsilcisine terkin öncesi yapılan tebligatların usulsüzlüğünün davanın hak düşürücü süre içerisinde açılması durumunda inceleneceği, şirketin sicilden 03.02.2015 silinme tarihinden itibaren beş (5) yıl içinde ihya davası açılması gerekirken hak düşürücü süre aşılarak 29.11.2022 tarihinde ihya davası açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilişkili tespit davasının asıl olarak 2018 yılında açıldığını ancak ihyası istenen şirketin hasım olarak tespitinin daha sonra gerçekleştiğini, bu nedenle hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile terkinin usulüne uygun yapılmasının ek tasfiyenin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği şirketin terkinine ilişkin ihtarın şirketin son temsilcilerinden birinin adresine çıkartılmadığı, şirkete çıkartılan ihtarın ise iade döndüğü, terkinin bu nedenle usule uygun olmadığı, hak düşürücü sürenin de uygulanmayacağı, ek tasfiye işlemleri için tasfiye memuru atanması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin dolduğunu, terkine ilişkin ihtarın usulüne uygun olarak yapıldığını, dava konusu şirketin sicil numarasının kararda yanlış yazıldığını, zorunlu hasım olarak bulunmaları nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu olmadıklarını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ticari şirketin ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davalı temsilcisince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.