Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/3980 E. 2023/4988 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3980
KARAR NO : 2023/4988
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/392 Esas, 2023/659 Karar
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/681 E., 2022/942 K.

Taraflar arasındaki ticari şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın, 16.04.2018 ve 06.06.2018 tarihli genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağı nedeniyle A Gıda Petrol Enerji Turizm İnşaat Otomotiv İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhinde İstanbul 5. İcra Müdürlüğü 2021/15444 ve 2021/15445 esas sayılı dosyalarında yaptığı icra takiplerinin derdest olduğunu, borçlu şirketin genel kurul kararı gereği ticaret sicilinden terkin edildiğini, tasfiye memuru olarak …’ün tasfiye işlemlerini yapması nedeniyle davayı Ticaret Sicil Müdürlüğü yanında tasfiye memuruna da yönelttiklerini, icra takiplerine konu alacakların doğum tarihinin terkin tarihinden öncesine tekabül edip devam etmesi nedeniyle müvekkili şirketin ihya davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunu, ticari alacak ve borçların ticari defterlere kaydının zorunlu olması nedeniyle davalı tasfiye memurunun icra takibine konu borçlardan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, tasfiyenin bu borçlar ödenmeden gerçekleştirilmesi nedeniyle davalı tasfiye memurunun sorumlu olup icra takiplerine devam edilip alacağın tahsilinin sağlanabilmesi için borçlu şirketin ihyasının gerektiğini ileri sürerek borçlu şirketin ihyasına, ticaret siciline yeniden tescili ile ek tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi için son tasfiye memuru veya yeni bir tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde; terkin edilen şirketin 01.12.2021 tarihli genel kurulu kararı ile tasfiyeye girip tasfiye memuru olarak …’ün seçildiğini, 03.06.2022 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile unvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiğini, 14.06.2022 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu bulunup sicil müdürlüğünün bu konuda herhangi bir tetkik mükellefiyetinin bulunmadığını, müdürlüğün yasal hasım konumunda olup dava açılmasına sebebiyet vermediğini savunarak müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde; terkin edilen şirketin mali durumunun kötüleşmesi nedeniyle iş yerinin 2019 yılı sonlarında tahliye edilip faaliyetinin sonlandığını, borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiğini, davaya konu icra takibi ile ilgili borçları ödeyecek parasının bulunmadığını, müvekkilinin alacaklılara zarar verecek bir işlemde bulunmayıp, usul ve yasaya uygun olarak çağrıların yapılmasına rağmen bir başvuru yapılmaması nedeniyle şirketin usulüne uygun tasfiye edildiğini savunarak davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davaya konu icra takipleri ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu şirketin borçlu davacı tarafın alacaklı olduğu derdest iki icra dosyası mevcutken tasfiye memuru davalının takiplere konu kredi ilişkisini bilmesine rağmen tasfiyeye dahil etmeden ortağı ve yöneticisi olduğu şirketin tasfiyesini sonuçlandırmasında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne anılan şirketin davaya konu icra dosyaları ile sınırlı ihyasına, önceki tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden kendisinin sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin kanuni şartları taşımadığını, hakimin davacıya eksik hususları tamamlaması için süre vermesi ve eksikliğin tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılması kararı vermesi gerektiğini, şirketin maddi olarak zora düştüğünü, faaliyetlerinin durduğunu, şirketin devamında makul bir fayda kalamadığını, bunun üzerine şirketin usulüne uygun olarak tasfiye edildiğini, bütün işlemlerin usulüne uygun şekilde yapıldığını ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, yapılan ilanların dosyada da mevcut olduğunu, birer hafta arayla alacaklılara çağrı yapıldığını ancak herhangi bir başvuru alınmadığını, ticaret sicili aleni olup alacaklılar tarafından ilanların takibi gerektiğini, bunun üzerine şirketin tasfiye edildiğini, yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin sorumluluğunun davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmış olduğu, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ticari şirketin ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı … vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.