YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3875
KARAR NO : 2023/4860
KARAR TARİHİ : 11.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2016/714 Esas, 2018/367 Karar
HÜKÜM : Dava kabul
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket yetkilileri ve müvekkil arasında 20.08.2013 tarihli “Makina-Ekipman Tedarik Sözleşmesi “imzalandığını, daha sonra davalı ile müvekkili şirket arasında şifahi olarak bir kısım makine -ekipman için tekrar anlaşmaya vardığını, davalı şirketin yazılı sözleşme yükümlülükleri yerine getirdiği, sözlü sözleşme yükümlülükleri ihlal edilerek ifa edilmediğini, müvekkilinin ise yazılı sözleşme üzerine verilen çek bedeli banka havalesiyle yatırıldığını, bono-senet bedelleri de yine aynı şekilde büyük kısmı şirket hesabına havale edilerek bir kısmı da şirketin ortağı veya yetkilisi olarak bilinen diğer davalı Süleymen İşçi hesabına havale edilmiş olduğunu, müvekkilinin 725.690,00 TL ödeme yaptığını ancak davalı tarafından 515.000,00 TL’lik mal verildiğini aradaki yaklaşık 210.000,00 TL’lik farkın müvekkilinin davalı şirkete, diğer makine ekip temini için davalı alacağını garanti maksadıyla biri 60.000,00 TL diğer her biri 50.000,00 TL’lik olmak üzere toplam 4 adet bono ile verildiğini ancak davalı bir kısım yükümlülüklerini yerine getirmişse de yerine getirmediği yükümlülükleri olduğu halde sözleşmeye dayanılarak verilen kambiyo senetlerine dayanarak icra takibi başlattığını ileri sürerek davacının davalıya verdiği toplam 210.000,00 TL bedelli dört tane bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, bu bonoların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde, yetki itirazlarının olduğunu, davacının müvekkiline davaya konu bonolar nedeniyle borçlu olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
2.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, yetki itirazlarının olduğunu, davalı şirketin icra dosyasında alacaklı olmadığını bu sebeple husumet itirazlarının olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMA SONRASI YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Muş 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 05.06.2015 tarih, 2014/834 E. ve 2015/427 K. sayılı kararı ile sözleşmenin tarafı olmayan davalı …’nin cevap süresi içinde yetki itirazında bulunduğu, davalıların her ikisinin de adresinin Şanlıurfa olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 19 Hukuk Dairesi’nin 23.05.2016 tarih, 2016/6131 E. ve 2016/9211 K. sayılı kararı ile dava dilekçesinin davalı …’ye 03.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu davalının vekilinin ise iki haftalık cevap süresinden sonra 23.02.2015 tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, süresinden sonra yapılan yetki itirazına değer verilerek yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesi ekinde yer alan 20.08.2013 tarihli makine ekipman tedarik sözleşmesinde davacının davalı şirketten toplam 454.460,00 TL bedelli makine ve ekipman satın aldığının düzenlendiği, davacının 06.03.2014’te davalı … hesabına 49.970,00 TL, 25.11.2013’te davalı şirket hesabına 400.870,00 TL ve 144.725,00 TL olmak üzere toplamda 595.565,00 TL ödeme yaptığı, davalılar tarafından davacıya toplam 535.595,00 TL mukabilinde mal teslim edildiği, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davalı şirkete ait 15.11.2013 tarihli 326222 ve 326223 seri numaralı irsaliyelerde belirtilen makine ve donanımların mahalde olduğununun tespit ediliği, sözlü sözleşmede olup davacıya teslim edilmediği iddia edilen malzemelerin değerinin yaklaşık 281.308,00 TL olabileceğinin belirtildiği, favanın bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olduğu, kambiyo senedinin düzenlenmesine neden olan temel borç ilişkisinden kaynaklanan defiler öne sürüldüğü, kambiyo senedinden doğan kambiyo ilişkisi dısındaki nedenlere (temel borç iliskisine) dayanıldığı, temel alacak geçersizse ya da sona ermisse, o kambiyo taahhüdünün bedelsiz kalacağı, bedelsizliğe dayalı menfi tespit davalarının hukuki sebepleri bakımından kambiyo senetleri hukukuna tâbi olmadığı, taraflar arasında 20.08.2013 tarihinde makine ekipman tedarik sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davacının davalıdan toplam 454.460,00 TL karşılığında makine ve ekipman satın alacağı hususunda tarafların anlaşmaya vardıkları, yazılı sözleşme hükümlerinin davalı tarafça ifa edildiğinin davacının kabulünde olduğu, ayrıca mahallinde yapılan keşifte söz konusu sözleşmeye konu malzemelerin davacıya ait çiftlikte bulunduğunun tespit edildiği, belirtilen yazılı sözleşmeden sonra taraflar arasında sözlü olarak ikinci bir sözleşmenin yapıldığı ve bunun karşılığında toplam 210.000,00 TL bedelli dört tane bononun davacı tarafından davalıya verildiğinin idda edildiği, davalının sözlü sözleşme hükümlerine göre kendi yükümlülüğünü ifa etmediği ve buna karşın davacının verdiği bonoların bir kısmını icra takibine konu ettiği, bir kısmını ise halen elinde bulundurduğunun beyan edildiği, taraflar arasındaki 20.08.2013 tarihli sözleşme gereği davacının davalılardan toplam 454.460,00 TL bedelli mal satın aldığı, sözleşmede belirtilen malzemelerin 15.11.2013 tarih ve 326222 ve 326223 seri numaralı irsaliyeler ile davacıya teslim edildiğinin sabit olduğu, davacı tarafından davalılara 49.970,00 TL, 400.870,00 TL, 144.725,00 TL olmak üzere toplam 595.565,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, ancak davacıya teslim edilen malzemelerin toplam bedelinin 535.595,00 TL olduğu, her ne kadar davalılarca sözlü sözleşmeye değinilmeksizin davacının borcuna karşılık dava konusu bonoların tanzim edildiği iddia edilmiş ise de davacının yazılı sözleşmede belirlenen bedelden daha fazlasını davalılara ödediği ve davacıya yazılı sözleşmede belirlenen malzemeden daha fazlasının teslim edildiğinin sabit olduğu, sözlü sözleşmede olduğu iddia edilip bilirkişi tarafından değeri tespit edilen malzemelerin yaklaşık fiyatı ile davacının verdiği davaya konu bonoların toplamının taraflar arasındaki 20.08.2013 tarihli yazılı sözleşmenin dışında sözlü olarak başka bir sözleşmenin daha bulunduğu hususunda kanaat oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne keşidecisi …, lehdarı … olan 17.06.2014 tanzim ve 15.09.2014 vade tarihli 60.000,00 TL bedelli, keşidecisi …, lehdarı … olan 17.06.2014 tanzim ve 08.01.2015 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, keşidecisi …, lehdarı … olup tanzim ve vade tarihleri bildirilmeyen 50.000,00’er TL bedelli iki ayrı bono olmak üzere toplam 210.000,00 TL bedelli 4 ayrı bono yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, davaya konu bonoların iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davanın başından beri davacının iddiaları reddedildiğinden, temyiz dilekçesinde sunulan hususların savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olmayacağını, davalı ile davacı arasında 11.11.2013 tarihinde makine ekipman sözleşmesi imzalandığı, sözleşme bedelinin 547.545,00 TL olduğunu, davacının iddialarını dayandırdığı 20.08.2013 tarihli ve bedeli 454.460,00 olan bir sözleşmenin olmadığını, Mahkemece varlığı meçhul sözleşme dikkate alınarak yapılan hesaplamanın doğru olmadığını, davacının iddia ettiği 20.08.2013 tarihli söz bedelinin 454.460,00 TL, 11.11.2013 tarihli mal tedarik sözleşmesi bedelinin 547.545,00 TL olduğunu, 15.11.2015 tarihinde davacının davalı şirket hesabına 545.595,00 yatırdığını, davalı tarafından davacıya teslim edilen ekipman bedelinin 535.595,00 TL olduğunu, davacının davalılara banka kanalıyla ödediği toplam meblağın 595.565,00 TL olduğunu, davacının … hesabına yatırdığı 49.970,00 TL ile şirket hesabına yatan 454.595,00 TL toplamı 595.560,00 TL olduğu halde bilirkişinin davalının davacıya teslim ettiği ekipman bedelini 535.590,00 TL olduğu gerekçesiyle aradaki 60.000,00 TL fark için Mahkemenin bunu taraflar arasındaki sözlü bir sözleşmeye delalet gösterdiği bunun doğru olmadığını, davacının, … ile şirket hesabına yatırdığı paranın toplanmasının doğru olamadığını, zira sözleşmenin şirket ile yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesine göre davacının hibe alabilmesi için sözleşme bedelinin tamamının davalı hesabına yatırılması gerektiğini, davacının, bu kadar paranın elinden çıkmasını zor olduğunu davalıya söylemesi üzerine, sözleşme bedeli tamamen yatırılıp dekont alındıktan sonra davalının davacıya 210.000,00 TL’yi elden verdiğini karşılığında dava konusu bonoların alındığını, bu bonoların nakden düzenlendiğini ve lehtarının … olduğunu, davacının icra takibinden sonra kendince temel ilişki adına sözlü sözleşmeyi uydurduğunu, ancak illetten mücerret olan ve üzerinde ne için düzenlendiğine dair kayıt bulunmayan bonoların bedelsiz kaldığına dair hükmün hukuka aykırı olduğunu, bu bonoların sözleşmeden değil, taraflar arasındaki bir borç verme durumundan kaynaklandığını, tacir olan davacının 210.000,00 TL gibi bir parayı sözlü sözleşmeye dayandırmasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğunu, Şanlıurfa 1. İcra 2014/10328 ve 3. İcra 2015/212 sayılı dosyasında davacının takip talebini sözlemeye değil bonoya dayandırdığını, Mahkemece sözleşmedekinden fazla makine verilmiş, sözleşmedekinden fazla ödeme yapılmış ozaman sözlü sözleşme var diye karar verildiğini ancak 15.11.2013 tarihli irsaliye bedeli toplamlarının (400.870,00 TL aynı tarihli diğer irsaliye bedeli 144.725,00 TL yani toplamı) 545.595,00 TL olduğunu, Mahkeme yanlış toplama yapıldığını, tüm ödeme yapılıp davalı davacıya elden 210 bin verildikten sonra, süt sağım ünitesindeki hata sebebi ile daha düşük bedelli olanı tedarik edildiğinden arada 10 bin TL fark olduğunu, o yüzden de bilirkişi raporunda makine bedellerinin 535.595,00 TL olduğunu, gerekçede bedelsizlik açıklamasına yer verildiğini ancak bedelsizlik ilkesinin uygulanması için yazılı delil aradığını, davacının ileri sürdüğü sözlü sözleşmeye ilişkin delilin tanık olduğunu, ortada ticari ilişki varken dava konusu bonoların neden … lehine düzenlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı tarafından, taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle verilen bonoların bedelsiz kaldığı iddiasıyla davalıya borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davalının, davacıya dava konusu bono bedeli kadar elden borç verdiğini kanıtlayamamış olmasına; davacı tesisinde davalı tarafından teslimi yapılan mal bedelinin, davacının ödemesinden daha fazla olduğunun davalı tarafından kanıtlanamamış olmasına göre davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.