Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/3763 E. 2023/4933 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3763
KARAR NO : 2023/4933
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/664 Esas, 2023/714 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/1005 E., 2023/81 K.

Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı kurum tarafından Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/438 E. sayılı dosyası ile bir kısım davalılar ile birlikte davalı ihyası istenilen şirket hakkında müdahalenin meni, ecrimisil ve tazminat talebiyle dava açıldığını, yerel mahkemece verilen kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/14779 E., 2020/3526 K. sayılı kararı ile bozularak Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/423 E. sayılı dosyası ile yargılamaya yeniden başlandığını, ihyası istenilen şirketinin verilen süre içinde asgari tutara yükseltmediğinden münfesih duruma düştüğü bildirildiğini, bu nedenle bu şirketin ihyası için dava açılmak üzere taraflarına süre verildiğini, … kayıtlarına göre ilgili şirketin sermayesini verilen süre içinde asgari tutara yükseltmediğinden münfesih duruma düştüğü ancak şirketin tanınan yasal süre içinde davaları devam ettiğinden şirketin sicilden silinemediğinin anlaşıldığını, davacı kurum tarafından dava süreci başlatıldıktan sonra davalı şirket münfesih duruma düştüğünü, şirketin ticaret sicilinden silinmesi kurucu değil açıklayıcı nitelikte olduğunu, tüzel kişiliğin sona erdirilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, davaların devam etmesi sebebi ile davalı şirket sicilden silinemediğinden, şirketin yeniden ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekili her ne kadar davalı şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiş ise de ihya kararının, ticaret sicilden kaydı silinen şirketler/ kooperatifler hakkında verilebileceği, Aydın Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında, davalı şirketin sicil kaydının devam ettiği ve bu haliyle tüzel kişiliğini kaybetmediği, şirketin ticari sicil kaydı devam ettiğinden davalı … müdürlüğüne karşı açılan ihya davasında davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, şayet ihyası istenen şirketin temsilcisi (organ eksikliği) mevcut ise; şirketi davada temsil etmek üzere temsil kayyım atanması için dava açılması gerektiği, ihya davası ile istenen hukuki korumanın sağlanamayacağı gerekçesiyle ticaret sicil müdürlüğüne karşı açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, işbu dava niteliği gereği sadece ticaret sicil müdürlüğüne ve varsa tasfiye memurlarına karşı açılması gereken bir dava olduğu, ihyası istenen şirkete de husumet yöneltilemeyeceğinden davalı şirket hakkında ise açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … kayıtlarında ilgili şirketin sermayesini verilen süre içerisinde asgari tutara yükseltmediğinden davalı şirketin münfesih duruma düştüğü, ancak şirketin tanınan yasal süre içinde davaları devam ettiğinden sicilden silinemediğinin anlaşıldığını, davacı kurum tarafından dava süreci başlatıldıktan sonra davacı şirketin münfesih duruma düştüğünü, şirketin ticaret sicilinden silinmesinin dahi tüzel kişiliğin fiili olarak sona erdirmeyip, şirketin ticaret sicilinden silinmesinin kurucu değil açıklayıcı nitelikte olduğunu, Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/423 E. sayılı dosyasıyla taraflarına şirketin ihyası için süre verilmiş olması yanında yerel mahkemece verilen kararın hukuk düzeni ile bağdaşmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmadığı, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirketin ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) Geçici 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.