Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/373 E. 2023/707 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/373
KARAR NO : 2023/707
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki limited şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara 16. İş Mahkemesinin 2021/67 E. sayılı dosyasının (1) numaralı celsesinde kurulan (3) numaralı ara karar gereğince, tasfiye halindeki şirketin ihyası için 1 ay kesin süre ve yetki verildiğini, Ankara 16. İş Mahkemesinin 2021/67 E. sayılı dosyasının 25.07.2014 tarihinde açılmış olduğunu, derdest dava varken sicilden terkin işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek, Derinsular Çocuk Bakım Eğitim Hiz. Tic. Ltd. Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı Kanun)’nun geçici 7 nci maddenin 15 inci fıkrası gereği işbu davanın açıldığı 29.03.2021 tarihi itibarıyla beş (5) yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, şirket, geçici 10 uncu maddesi kapsamında şirket sermayesini 10.000,00 TL’ye çıkarmadığı için, geçici 7 nci maddenin b bendinde “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olan limited şirketler” kapsamında geçici 7 nci maddedeki usule uygun olarak Şirket adresine kapatılma nedenine ilişkin 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin 4 üncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 03.07.2014 tarihinde çıkarılan tebligatın usulünce teslim ve tebliğ edildiğini, ayrıca 07.07.2014 tarih 8606 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, şirketin son adresine tebligat yapıldığından ve ihtarın ilanı gerçekleştirildiğinden yapılan ihtarın hukuka uygun olduğunu, herhangi bir bildirimde bulunulmaması üzerine 03.02.2015 tarihinde sicilden re’sen terkin olunarak Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 06.02.2015 tarih ve 8753 sayılı gazete örneğinde yayımlandığını, sicil müdürlüğünün davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, terkin işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, yasal hasım konumunda bulunan davalı aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini bildirerek davanın reddine, aksi kanaatte olunması halinde 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince ek tasfiyeye ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Derinsular Çocuk Bakım Eğitim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’ nin 19.08.2015 tarihinde geçici 7 nci madde uyarınca re’sen ticaret sicil kaydının silindiği, ihyası istenilen şirketin hizmet tespiti davasında taraf olduğu, hizmet tespiti davasının dava tarihinin ve davanın dayanağının silinmeden önceye ilişkin olduğu, böylece davacının açmış olduğu dava varken şirketin ticaret sicil kaydının silinmesinin 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca yerinde olmadığı, dolayısıyla davalının usulüne aykırı olarak terkin ettiği, şirket yönünden zamanaşımı süresinin işlemesinin de mümkün olmadığı, dava açılmasına kanunun açık hükmüne aykırı olarak işlem yapan davalının sebebiyet verdiği gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 293693 sicil numarasında kayıtlı Derinsular Çocuk Bakım Eğitim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinin ihyasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin derdest davalarının Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkilinin bu davalarda yasal hasım konumunda bulunduğunu, bu durum gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince müvekkili aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin kanuna açıkça aykırı olduğu, 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi gereği ek tasfiye memuru atanması gerektiğini bildirerek açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
6102 sayılı Kanun’un geçici 10 uncu maddesinde belirlenen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmediği gerekçesiyle ihyası istenen şirketin 03.02.2015 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiğinin tescil edildiği ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 06.02.2015 tarihli 8753 sayısında ilan edildiği, davacı tarafından alacak istemiyle Ankara 16. İş Mahkemesinde 25.07.2014 tarihinde 2021/67 E. sayılı davanın açıldığı ve davanın derdest olduğu, yargılama sırasında şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşılması üzerine eldeki davanın açıldığı, davanın açıldığı tarihte 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi uyarınca dava açma süresi dolmuş olsa da, terkin işlemi Kanun kapsamında belirtilen prosedüre uygun olarak yapılmadığından usulsüz terkin işlemi sebebiyle dava tarihi itibarıyla beş (5) yıllık hak düşürücü süre şartının aranmayacağı gözetilerek davalı … Sicil Müdürlüğü hakkında açılan davanın ilk derece mahkemesince kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, ancak sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği dikkate alınarak 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince ek tasfiye kararı ile ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için mahkemece ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tasfiye memuru atanmaması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kaldırılarak ve yeninden hüküm kurularak, davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 293693 sicil sırasında kayıtlı iken terkin edilen davaya konu Derinsular Çocuk Bakım Eğitim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinin Ankara 16. İş Mahkemesinin 2021/67 E. sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere tüzel kişiliğinin ihyasına, bu hususun Ankara Ticaret Siciline tescili ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilanına, ayrıca şirketin ihya işlemlerinin yapılması için Dilek Baytemur’un tasfiye memuru olarak tayin, tescil ve ilanına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı tarafından temyiz dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin 15 inci fıkrasında belirtilen beş (5) yıllık hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle dolmuş olduğunu, bu itibarla davanın reddi gerektiğini, kaldı ki Yargıtay kararlarında da bu sürenin gözetildiği, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin 4 üncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kapatılma nedenine ilişkin şirket adresine çıkarılan tebligatın teslim edildiğini, ayrıca ihtarın 07.07.2014 tarihli ve 8606 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, her halükarda ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün sonunda tebligatın yapılmış sayılacağını, şirketin son adresine tebligat yapıldığını, ihtar ilanı gerçekleştirildiğini, yapılan ihtarın hukuka uygun olduğunu, iki ay içinde bildirimde bulunulmadığı taktirde münfesih sayılacağı bildirilen şirketin başvuruda bulunmadığı için 06.02.2015 tarihinde hukuka uygun olarak sicilden terkin edildiğini, şirketin terkin tarihi itibariyle şirket hakkındaki derdest davaların, alacak ve borçların bilinmesinin mümkün olmadığını, zorunlu hasım olunmaması nedeniyle yargılama sonunda yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi gereği ticaret sicilinden re’sen terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.