YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3477
KARAR NO : 2023/3917
KARAR TARİHİ : 20.06.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/924 Esas, 2021/682 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/733 E., 2018/1165 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin bu ticari ilişki kapsamında davalıya muhtelif tarihli faturalar tahtında mal satıp teslim ettiğini, davalının uzunca bir süre ödemelerini aksatması üzerine müvekkilinin 264.917,00 TL tutarındaki açık hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibine giriştiğini, takibin, davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe konu edilen faturalarla ödeme vadesi tayin edildiğini, takibin yapıldığı tarih itibariyle faturaların vadesinin henüz gelmediğini, muaccel olmayan bir alacağın talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların birbirini teyit eden ticari defterlerine göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 264.917,00 TL tutarında alacaklı olduğu ancak takibe konu edilen faturalarla ödeme vadesi öngörüldüğü, takip tarihi itibarıyla toplam tutarı 177.486,96 TL olan 17 adet faturanın vadesinin henüz gelmediği, bu miktarın mahsubu gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibe vaki itirazın 87.448,04 TL bakımından iptaline, kabul edilen tutarın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olarak hazırlandığını, rapora yönelik ciddi mahiyetteki itirazlarının karşılanmadığını, tarafların birbirini teyit eden ticari defterleriyle müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun ispatlandığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp ödeme için belirlenen bir vade tarihi bulunmadığını, bir an için takibe konu faturalarla vade tarihi belirlendiği kabul edilecek olsa dahi, tarafların Küçük ve Orta Ölçekli İşletme (KOBİ) olması sebebiyle somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 1530 uncu maddesinin beşinci fıkrası gereğince, KOBİ’ler arasındaki mal ve hizmet sözleşmelerinde belirlenen ödeme vadesinin 60 günü geçemeyeceğini, anılan hükmün emredici nitelikte olduğunu, anılan Yasa hükmüyle belirlenen 60 günlük vade gözetildiğinde takip tarihi itibariyle vadesi gelmemiş bir fatura bulunmadığını, bu hususun bilirkişi raporuyla da tespit edildiğini, davalının kötü niyetli oolduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, davacı yanca, faturalardaki vadenin 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de anılan yasal düzenlemenin tedarik sözleşmelerine ilişkin olup mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçlarını düzenlediği, somut olaya uygulanma kabiliyeti bulunmadığı, ayrıca anılan hükümle, satıcının daha uzun bir vade belirlemesinin yasaklanmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 67 inci maddesi, 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.