Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/3236 E. 2023/6196 K. 26.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3236
KARAR NO : 2023/6196
KARAR TARİHİ : 26.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM : Kısmen kabul
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında 25.10.2007 başlangıç tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın sözleşmeyi hiçbir haklı gerekçe göstermeden ve süresi bitmeden sona erdirerek akdin ifasını imkansız hale getirdiğini, müvekkili şirketin bu sözleşmenin uygulanması halinde elde edeceği gelirleri ve doğacak kârları elde edemediğini, Rekabet Kurumu tarafından dava konusu Bayilik Sözleşmesinin 25.10.2012 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlandığını, bu tarihe kadar geçerli olduğunun açıkça ve yazılı olarak belirtildiğini, davaya konu bayilik sözleşmesi ve intifa hakkının 25.10.2007 tarihinden itibaren 5 yıllık süre için grup muafiyeti kapsamına girdiğini, bu nedenle de bayilik sözleşmesinin 25.10.2012 tarihine kadar geçerli olduğunu ileri sürerek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak 50.000,00 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası cezai şartın ve dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, 20.000,00 TL mahrum kalınan kârın bayilik sözleşmesi’nin fesih tarihi olan 18.09.2010 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile kâr mahrumiyeti talebini 1.008.651,75 TL’ye çıkarmıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin akaryakıt istasyonuna bayilik alabilmek için taşınmaz üzerine davalı şirket lehine bayilik sözleşmesinin teminatı olarak 25.10.2007 tarihinde 15 yıl müddetle yeniden intifa sözleşmesi ve şerhi tesis edildiğini, bayilik ve bayiliğe bağlı intifanın geçersiz olduğunu, buna göre intifanın da tapudan fekki gerekeceğini, müvekkilinin davacının haksız ve hukuksuz tutum ve davranışları sebebi ile akaryakıt ve LPG istasyon işletmeciliği yapamayacak duruma düştüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile cezai şartın davalının iktisaden mahvına yol açıp açmadığının tespiti açısından davalının ticari defterleri üzerinde talimat yolu ile inceleme yapılmasına karar verildiği, inceleme gün ve saatinde ticari defterler hazır edilmediği için inceleme yapılamadığı, bozmadan önce aldırılan bilirkişi raporunda da takdir edilecek cezai şartın davalının iktisaden mahvına sebep olacağı belirlenmediğinden cezai şart alacağı yönünden tenkis yapılmasına gerek bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ve eki protokolde sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde kâr mahrumiyeti istenebileceğine dair bir hüküm bulunmadığı, kâr mahrumiyeti müspet zarar kapsamında olmakla sözleşmede aksine hüküm bulunmaması halinde aktin feshinden sonra talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kâr mahrumiyeti talebinin reddine, 50.000,00 USD cezai şart tazminatının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un (3095 sayılı Kanun) 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı
Dairenin 14.12.2022 tarih, 2021/8080 E. ve 2022/9020 K. sayılı kararıyla, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının intifa hakkının sona erdiğini ikrarına rağmen geçersiz intifa şerhini tapudan fekketmediğini, davacının hukuksuz davranışları sebebiyle akaryakıt ve LPG istasyon işletmeciliğini yapamayacak duruma düştüğünden taşınmazı dava dışı firmaya 8 yıl süre ile kiraladığını, davacının haksız talepleri ile kiracı ile bayilik sözleşmesi yapılamadığını, kiracının da gerekli prosedürü tamamlayarak başka şirketin bayiliğini yapmaya başladığını, Rekabet Kurumu’nun tebliğlerine göre bayilik sözleşmeleri ile bunlara bağlı teminat nitelikle intifa sözleşmelerinin 5 yıldan fazla süreli yapılamayacağını, 15 yıl süreli olarak yapılan davaya konu intifa sözleşmesinin kuruluşundan itibaren geçersiz olduğunu, adi intifa sözleşmesi göründüğü halde sözleşmenin kefalet/teminat amacıyla akdedildiğini, muvazaa içerdiğinden bu yönüyle de geçerlilik taşımadığını, tapudan fekkinin gerektiğini, bayilik lisansı olmayan davacının istasyon bayiliği yapamayacağını, sözde intifa hakkını kullanamayacağını, fiili ve hukuki imkansızlık sebebiyle de sözleşmenin geçersiz olduğunu, asıl borç olan bayilik sözleşmesi sona erdiğinden teminat niteliğindeki intifa sözleşmesinin de sona ereceğini, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, hakim durumunu kötüye kullandığını, intifanın fekki davalarının beklenmesi gerektiğini, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (213 sayılı Kanun) 253 üncü maddesine göre ticari defterlerin 5 yıl süre ile saklama yükümünün bulunduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 82 nci maddesinde ise saklama yükümünün 10 yıl olduğunun ifade edildiğini, Mahkeme tarafından 2021 yılında defterlerin celbinin istendiğini, 2010 yılı defterlerin saklama yükümünün sona erdiğini, bu hususun nazara alınması gerektiğini, önceki kararda cezai şart tenkis edildiği, bozma ilamının da müvekkili lehine olduğu halde aleyhe bozma yasağına aykırı karar verildiğini ileri sürerek kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının kabul yönelik kısmının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.

2. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 158 inci maddesi.

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye 187,55 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 1.581,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,

26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.