Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/3166 E. 2023/5418 K. 28.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3166
KARAR NO : 2023/5418
KARAR TARİHİ : 28.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/319 Esas, 2021/208 Karar
HÜKÜM : Asıl ve birleşen davanın reddi

Taraflar arasındaki muvazaa ve yetkisiz temsile dayalı tapu iptali ve tesciline ilişkin asıl, kira alacağına ilişkin birleşen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davada; müvekkiline ait taşınmazın 6, 7, 18 ve 19 nolu bağımsız bölümlerinin 09.02.2009 tarihinde davalılara satılıp devredildiğini, şirketin ortaklarının … ve …olduğunu, şirket adına taşınmaz devrini yapan …’ın yetkisiz olduğunu, ortaklardan …’ın 05.01.2009 tarihinde kendini münferit imza ile temsile yetkili müdür atadığını; ancak …’ın şirket mallarını kaçırmaya matuf bir çok işlemine dayanak yaptığı 05.01.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı altındaki imzanın diğer ortak…’a ait olmayıp sahte olduğunu, söz konusu devir işleminin yetkisizlik yanında ayrıca taşınmazların gerçek değerinin de tapuda gösterilen değerin çok üstünde olması sebebiyle muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümlerin davalılara devrine ilişkin işlemlerin iptaline, taşınmazların şirkete iadesine ve şirket adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı vekili birleşen davada; davalıların taşınmazları kiraya vererek haksız şekilde tahsil ettiği kira paralarının davalılardan tahsili ile davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili; 05.01.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı sahte olsa dahi bu durumun tapu kaydının da iptali sonucunu doğurmayacağını, tapu kaydına itimat eden müvekkillerinin ediniminin korunması gerektiğini, müvekkillerinin söz konusu gayrimenkulün meşru malikleri olduğundan mülkiyet hakkının gereği elde ettikleri kira bedelleri üzerinden de yalnızca kendilerinin hak sahibi olduklarını, taşınmaz bedelinin ödendiğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin 30.09.2014 tarihli ve 2009/498 E., 2014/486 K. sayılı kararı ile davacı şirket ortağı …tarafından Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/326 E. sayılı dosyasında açılan davada 05.01.2009 tarihli ortaklar kurulu kararındaki imzanın…’a ait olmadığından bahisle 05.01.2009 tarihli ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği; ancak 21.03.2005 tarihli ortaklar kurulu kararına istinaden 10 yıl süre ile müdür olarak atanan …’ın müdürlük vasfının devam ettiği, bu itibarla tapuda yapılan işlemin geçerli olduğu ayrıca davacı tarafından tapu devirlerinin muvazaalı olduğu iddiasının ispatlanamadığı, davalılar taşınmazlara tapu ile malik olup iyi niyetli zilyet oldukları için kira bedellerinin istenemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 16.11.2015 tarihli ve 2015/3730 E., 2015/12029 K. sayılı kararıyla taraflar arasındaki uyuşmazlıklardan bir tanesi muvazaa iddiası olup davaya konu taşınmazların tapudaki toplam satış değerlerinin 500.000,00 TL olduğu, davalıların ise bahse konu taşınmazlar için 1.700.000,00 TL ödendiği savunması karşısında, tapudaki değer düşüklüğünün tek başına muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığı kabul edilse dahi davacı şirket kayıtları incelenmeden, bahse konu satış bedelinin şirket kayıtlarına ne şekilde intikal ettirildiği denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak belirlenmeden, emlakçı tanıkların beyanlarına itibar edilerek eksik incelemeye dayalı karar verilmesinin doğru olmadığına işaret edilerek asıl ve birleşen davaya ilişkin karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 21.03.2005 tarihli ortaklar kurulu kararına istinaden 10 yıl süre ile müdür olarak atanan …’ın müdürlük vasfının devam ettiği, bu itibarla tapuda işlem yapan …’ın şirket müdürlüğü sıfatı devam ettiğinden tapuda yapılan işlemin geçerli olduğu, satış işleminin muvazaalı olduğu yolundaki iddia yönünden işlemi yapan …’ın şirketin yetkilisi olup aynı zamanda %75 oranında ortağı olması, aynı binada şirkete ait toplam 24 adet bağımsız bölüm mevcut olup tamamının devri mümkün iken sadece bunların 4 tanesinin davalılara satılmış olması bakımından muvazaa iddiasının davacı tarafça ispatının gerektiği, gerçek bedel ile satış bedeli arasındaki farkın tek başına muvazaanın varlığını ispata yeterli olmadığı, satışın tarafları arasında muvazaanın varlığını gösterecek herhangi bir durumun davacı tarafça ispatlanamadığı, birleşen dosya bakımından davalıların taşınmaza tapu ile malik olup iyi niyetli zilyet oldukları gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı
Dairemizin 18.10.2022 tarihli ve 2021/4746 E., 2022/7126 K. sayılı kararıyla dosya kapsamında bulunan protokoller üzerinde yapılan incelemede, 02.02.2009 tarihli protokolde taşınmazların değerinin 1.000.000,00 USD olarak kabul edildiği, 03.02.2009 tarihli taşınmaz satışına ilişkin protokole göre de taşınmazların satış bedelinin 30.01.2009 tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı 1.700.000,00 TL olarak belirlendiği, 09.02.2009 tarihinde 500.000,00 TL ve 1.200.000,00TL olacak şekilde satıcının banka hesabına ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, taşınmazların 09.02.2009 tarihinde davalılar adına 1/3 hisseli olmak üzere toplam 500.000,00TL’ye satıldığı, vergi dairesinden gelen kayıtlara göre satıcı davacı şirketin 2009 yılına ait BS(Mal ve Hizmet Satış bildirimi) formunda 500.000,00TL olarak bildirim yapıldığının görüldüğü, davalı … tarafından bakiye 1.200.000,00TL karşılığı olarak 720.000,00 USD’nin 09.02.2009 tarihinde davadışı 3. kişiye havale yapıldığı, 10.02.2009 tarihinde de aynı 3. kişi tarafından davalı …’a iade edildiği, bu ödemelerin satışa konu taşınmazlarla ilgili olup olmadığına ilişkin bir izahat bulunmadığı, davacı şirkete ödenen bedelin sadece 500.000,00 TL olduğu, bu bedelin de protokol hükümlerine göre belirlenen fiyattan az olması karşısında muvazaanın maddi unsurunun gerçekleştiği, taraflar arasında akdedilmiş protokoller gereğince bakiye 1.200.000,00TL’nin önce davadışı 3. kişiye gönderilmesi ve aynı kişi tarafından bir gün sonrasında alıcı davalı …’a bedeli iade edilmesi karşısında davacı şirketi zarara uğratmak koşuluyla hareket edildiğinden muvazaanın manevi unsurunun da gerçekleştiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle taraflar arasında düzenlenen protokoller de göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalılar vekili; …’a gönderilen bedelin davacı şirkete nakit olarak yatırıldığını, bu bedelle davacı şirketin resmi kayıtlarında görünen bir borcunun aynı gün ödendiğini, 10.02.2009 tarihinde davacı şirketin 700.000,00 USD cari hesap borcunun ödendiğini, bu ödemenin…’e iade edilen bedelin nakden ödemesiyle yapıldığını, müvekkillerin elden ödediği satış bedelinin şirket yetkilisi tarafından Büyükçekmece 3.İcra Müdürlüğünün 2009/19256 E. sayılı dosyasının alacaklısı Y Momentum Tekstil Dış Tic.Ltd.Şti.’ye 10.02.2009 tarihinde 700.000,00 USD karşılığı 1.123.850 TL olarak davacı şirketin borcuna mahsuben alacaklı şirketin HSBC Bankasındaki hesabına gönderildiğini, buna ilişkin belgeyi 18.01.2019 tarihinde dosyaya sunduklarını, dava dışı Y Momentum Ltd.Şti.’nin muavin kaydında bu tahsilatı gösterdiğini, satış bedeli olan bakiye 700.000,00 USD’nin …’a iade edilerek elden çekildiğini ve davacı şirkete ödenmek suretiyle müvekkillerinden çıktığını, bu belgenin Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/380 E. sayılı dosyasında incelenen kayıtlarda bulunduğunu, şirket yetkilisi …’ın baştan beri ve son duruşmadaki beyanının bu yönde olduğunu, satış bedelinin, tapudaki işlem tarihinde şirket yetkilisi feri müdahil …’a verildiğini, bu şahsın da parayı satıcı şirketin borcu nedeniyle üçüncü şahıs firma hesabına ödediğini, satış bedeli karşılığı alınan para 700.000,00 USD olup 10.02.2009 tarihli TCMB döviz satış kurunun 1.605,50 TL olduğunu, satıcı şirket borcu için ödenen miktarın 1.123.850,00 TL olduğunu, müvekkiline iade olarak elden davacı yana ödenen miktarın tam karşılığına denk geldiğini, şirketin satış tarihinde kasasında hiç para olmamasına rağmen cari hesabında görünen bir borcu ödemesi, şirketçe satış bedelinin nasıl sarf edildiğini ispatladığını, şirket yetkilisi …’ın Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinde satış tarihini de kapsar şekilde, şirketin iş ve işlemlerinde dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan yargılandığını, alınan heyet bilirkişi raporu sonucu beraaat ettiğini, müvekkillerinin iyi niyetli üçüncü kişi olduklarını ileri sürerek ve resen nazara alınacak sebeplerle karar düzeltme talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muvazaa ve yetkisiz temsile dayalı tapu iptali ve tescil isteminin şartlarının oluşup oluşmadığı ve kira alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye 187,55 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 1.581,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.