Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/2581 E. 2023/3195 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2581
KARAR NO : 2023/3195
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/224 Esas, 2023/256 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
(Esas hakkında yeniden karar verilmesi suretiyle)
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/507 E., 2022/1388 K.

Taraflar arasındaki şirket ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Alyurt Kardeşler.. Tic. Ltd. Şti’nin müdürü olduğunu, davalı Kurumun, adı geçen şirketi sermayesini gerekli tutara yükseltmediğinden bahisle ticaret sicilden resen terkin ettiğini ancak bu hususta yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin şirketin terkin edildiğini sonradan öğrendiğini, şirkete ait bir adet taşınmaz bulunduğunu, bu taşınmazın usulsüz terkin sebebiyle Hazine’ye devredilme tehlikesi altında bulunduğunu ileri sürerek Alyurt Kardeşler.. Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkilince yapılan terkin işleminin hukuka uygun olduğunu ve yasal hasım konumunda olan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ihyası talep edilen şirketin ortağı ve müdürü olduğu, davalı Kurum tarafından davacıya ve ihyası talep edilen şirkete sermayenin gerekli olan tutara yükseltilmesi hususunda ihtar gönderilmiş ise de şirkete gönderilen ihtarın belirtilen adreste tanınmadığından bahisle bila tebliğ iade edildiği, davacıya çıkartılan tebliğin ulaşıp ulaşmadığının ise anlaşılamadığı, bu hale göre, davalı Kurumca, şirkete yeniden 7213 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7213 sayılı Kanun) 35 inci maddesine göre tebligat yapılması gerektiği ancak yeniden tebligat yapılmadığı, yapılan terkin işleminin bu nedenle hukuka aykırı olduğu ve şirketin ihyası koşullarının oluştuğu, usülsüz terkin işlemiyle işbu davanın açılmasına sebep olan davalının yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin ihyasına, tasfiye memuru atanmasına ve tasfiye memuru ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, müvekkilince yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunu, yasal hasım konumunda olan müvekkilinin tasfiye memuru ücretinden ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince, şirketin ihyasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken talep etmemelerine rağmen tasfiye memuru atanmasının doğru olmadığını, esasen iş bu davada tasfiye memuru atanmasına gerek de bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihyası talep edilen şirkete ait taşınmaz bulunduğu, bu nedenle davanın terkinden itibaren 10 yıl içinde açılabileceği, davalı Kurum’un, terkin sürecinde, ihyası talep edilen şirkete gönderdiği tebligatın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendine aykırı olduğu zira tebligat mazbatasında şirket adresinin eksik yazıldığı, nitekim mazbatanın adres yetersizliği sebebiyle tebliğ edilemediği, bu nedenle terkin işleminin hukuka aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince şirketin ihyasına karar verilmesinin ve davalı Kurum’un yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının isabetli olduğu ancak şirketin ihyasına karar verilmekle yetinilmesi gerekirken tasfiye memuru atanmasının doğru olmadığı, keza davalı Kurum’un tasfiye memuru ücretinden sorumlu tutulmasının da doğru olmadığı ancak Dairelerince yeniden kurulan hükümde tasfiye memuru atanmadığından bu hususun sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun kısmen davacı vekilinin başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, Alyurt Kardeşler.. Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirket ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.