YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2410
KARAR NO : 2023/2720
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/969 Esas, 2023/8 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/646 E., 2022/35 K.
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kurumları tarafından … aleyhine Ankara 16. İş Mahkemesinin 2021/63 E. sayılı açtıkları dava sırasında ilgili şirketin tasfiye edildiği ve şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin anlaşıldığını, kurumlarının sigortalısı Köksal Özkaya’nın 26.06.2008 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu malul kalması sebebiyle yapılan ödemeler, tedavi giderleri ve bağladığı gelirler nedeniyle oluşan alacağı olduğunu bildiği halde haberdar etmemesi ,kendisine rücu edebilecek alacaklar bulunduğunu bilerek fesih ve tasfiye kararı alınması, kurumları tarafından açılan veya açılacak rücu davalarından kurtulmak amacıyla kendisini fesh edip, sicilden terkin ettirmesi tasfiyenin ve terkininin yasa ve iyiniyet kurallarına aykırı yapıldığını gösterdiğini ileri sürerek …’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … Sicili Müdürlüğü temsilcisi cevap dilekçesinde; şirketin 17.03.2014 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı aldığını ve şirket tasfiye memurluğuna …’un seçildiğini, 14.11.2016 tarihli şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair aldığı genel kurul kararının tescilinin 22.11.2016 tarihinde yapıldığını, şirketin terkin tarihinde derdest davalarının, alacak ve borçlarının taraflarınca bilinmesinin mümkün olmadığından davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini savunarak ek tasfiyeye karar verilmesi halinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 547 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tasfiye memuru atanmasına, yasal hasım olunmadığından aleyhe vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı … vekili cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından ihyası istenen şirket hakkında açılan Ankara 16. İş Mahkemesi’nin 2021/63 E. sayılı sayılı dosyasının derdest bulunduğu, tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi tamamlanmadığı ve tasfiyesi gereken hususların eksik bırakıldığı anlaşıldığından taraf teşkilinin ve davanın sonuçlandırılarak infazının sağlanması amacıyla ek tasfiye halinde ihyasının gerektiği, dolayısıyla davacının iş bu davanın açılmasında hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile …’nin 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ek tasfiyesi için yeniden tesciline, tasfiye memuru olarak davalı … ‘un atanmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi olduğu Yeni Kazan Mobilya Ltd. Şti.’nin hukuka uygun şekilde tasfiye edildiğini, tüm yasal prosedürlerin yerine getirildiğini şirketin yeniden ihyasının mümkün olmadığını, şirketin ihyasında herhangi bir kişi ya da kurumun hukuki yararı da bulunmadığını, müvekkilinin, yetkilisi olduğu şirketin tasfiyesi için üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, Mahkemenin, müvekkilini ek tasfiye memuru olarak atadığını müvekkilinin bu göreve adeta zorlandığını, müvekkilinin bu görevlendirmeye rızası bulunmadığını, kararın bu yönden de hatalı olduğunu, şirketin ihyası konulu olan bu davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin 17.03.2014 tarihli alınan genel kurul kararı ile tasfiye kararı alındığı, tasfiye memuru olarak …’un atandığı ve şirketin 14.11.2016 tarihli kararla tasfiye kapanışı yapıldığından sicil kaydının 22.11.2016 tarihinde tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de, davacı tarafından ihyası istenen şirket hakkında rucüen alacak istemine yönelik Ankara 16. İş Mahkemesi’nin 2021/63 E. sayılı dosyası ile dava açıldığı, açılan davanın derdest olduğu, davalı tasfiye memurunca bu davanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiği, bu hale göre davacının Ankara 16. İş Mahkemesine açtığı derdest davadan ötürü şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup, şirketin ihyasının gerektiği, ayrıca açılan davanın limited şirketin ihyası davası olup tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalı şirket tasfiye memurunun sorumlu olduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince şirketin ihyasına, en son tasfiye memuru olan davalı …’un tasfiye memuru olarak atanmasına ve davada davalı tasfiye memuru …’un yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına yönelik İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tasfiye memurunun bu göreve zorla atandığını, görevlendirmeye rızası bulunmadığına yönelik istinaf başvurusu yönünden; tasfiye memurunun atanması ve diğer işlemlerde İlk Derece Mahkemesi yetkili bulunduğundan buna yönelik davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı … vekilinin şirketin ihyasına ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı …’un tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin kararın istinafa tabi olmadığından usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi olduğu Yeni Kazan Mobilya Ltd. Şti.’nin hukuka uygun şekilde tasfiye edildiğini, tüm yasal prosedürleri yerine getirildiğini, şirketin yeniden ihyasının mümkün olmadığını, şirketin ihyasında herhangi bir kişi ya da kurumun hukuki yararı da bulunmadığını, müvekkilinin, yetkilisi olduğu şirketin tasfiyesi için üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, Mahkemenin, müvekkilini ek tasfiye memuru olarak atandığını müvekkil bu göreve adeta zorlandığını, müvekkilin bu görevlendirmeye rızası bulunmadığını, kararın bu yönden de hatalı olduğunu, şirketin ihyası konulu olan bu davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirketin ihyası istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.