Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/2244 E. 2023/2659 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2244
KARAR NO : 2023/2659
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2403 Esas, 2023/247 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/464 E., 2021/1080 K.
BİRLEŞEN DAVA : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/788 Esas

Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı tasfiye memuru vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkili kurumda alt işveren statüsünde hizmet alım sözleşmesi ile işçi çalıştıran Lider Güvenlik Sistemleri Endüstriyel Temizlik Ürünleri Kurye Dağıtım Taşımacılık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. bünyesinde taşeron işçi olarak çalışan dava dışı işçinin, işçilik alacaklarının ödenmesi sonucunda adı geçen şirket tarafından ödenmesi gereken borcun, müştereken ve müteselsilen sorumluluk sonucu dava dışı işçiye müvekkili kurumca ödendiğini, bunun üzerine şirkete karşı rücuen tazminat davası açtıklarını, tazminat davasının müvekkili lehine sonuçlandığını, icra takibi aşamasına geçildiğini, ancak icra takibi yapılan borçlu şirketin 02.11.2020 tarihli şirket genel kurul kararı sonucu ticaret sicilinden terkin edildiğinin görüldüğünü, alacaklı olunan ticaret sicilinden terkin edilmiş şirketin yeniden ihyasının istenmesinde hukuki yararın olduğunu, ayrıca tüm bu işçilik alacaklarının söz konusu şirketin terkininden önce doğduğunu beyanla Lider Güvenlik Sistemleri Endüstriyel Temizlik Ürünleri Kurye Dağıtım Taşımacılık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Edirne İcra Dairesi’nin 2019/6501 E. sayılı icra takibinin devamı açısından ihyasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 32 nci maddesi, Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 34 üncü maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğunun şirkette görev yapan tasfiye memurunda olduğunu, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla müvekkili yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı Tasfiye Memuru vekili cevap dilekçesinde; ihyası istenilen şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz yerine getirildiğini, ticaret sicil kayıtlarından da görüleceği üzere şirketin yasalara uygun şekilde terkin edildiğini, şirketin borçlu ve alacaklılarının şirket merkezinde bulunmaları için 3 adet ilan yapıldığını, gerekli süreler beklendikten sonra şirketin terkininin ilan edildiğini, davacı yanın şirkete başvuru yapmadığını, şirketin terkininden yaklaşık 2 yıl sonra işbu davayı açmış olmasında herhangi bir hukuki yararı bulunmadığı gibi, kötü niyetini de açıkça ortaya koyduğunu, terkin kararının usule uygun olduğunu, genel kurulda alınan tasfiye kararına uygun olarak tasfiye işlemlerinin yapıldığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının Edirne İcra Müdürlüğünde açtığı icra takibinde taraf teşkilinin sağlanması ve icra takibinin yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, şirketin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, icra takibinde taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden asıl ve birleşen davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca eski tasfiye memurunun, şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilmesi gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleşen davanın davalısı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Birleşen dava davalısı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 E. ve 2007/337 K. sayılı kararında benimsendiği üzere ticari şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicilinden terkini ile sona erdiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerektiğini, müvekkilinin tasfiye işlemlerinin eksiksiz yerine getirmiş olduğunun somut olarak ortada olduğunu, ticaret sicil kayıtlarından görüleceği üzere şirketin yasaya uygun şekilde terkin edildiğinin açık olduğunu, şirket borçlu ve alacaklılarının şirket merkezinde bulunmaları için 3 adet ilan yapıldığını, ticaret sicil gazetesinde 3 defa ilan yayınlandığını, gerekli tüm süreler beklendikten sonra da şirketin terkininin ilan edildiğini, davacı yanın şirkete başvuru yapmadığını ve şirketin terkininden yaklaşık 2 yıl sonra işbu davayı açmış olmasında hukuki bir yararının bulunmadığını, terkinin usulüne uygun yapıldığını, genel kurulda alınan tasfiye kararına uygun olarak tasfiye işlemlerinin yapıldığını, aynı zamanda müvekkili aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmiş olmasının da hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkındaki talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığın gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tasfiye memuru vekili vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Birleşen dava davalısı tasfiye memuru vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri nedeniyle ihya istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tasfiye memuru vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.