Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/2197 E. 2023/2424 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2197
KARAR NO : 2023/2424
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1340 Esas, 2021/399 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/436 E., 2017/517 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava dışı Özgün Gümrük…Ltd.Şti.’nin 50.000,00 TL tutarında teminat mektubuna ihtiyaç duyduğunu, teminat mektubunun teminatladırılması için müvekkillerinin murisine ait taşınmaz üzerine davalı banka lehine 23.02.2011 tarihinde fekki bildirilinceye kadar 150.000,00 üst limitli ipotek tesis edildiğini, 2014 yılında teminat mektubunun iade edilmesi üzerine davalı bankanın 2014 yılının Nisan ayında Avcılar Tapu Müdürlüğüne hitaben yazdığı yazıyla ipoteğin fekkinin talep ettiğini ancak Tapu Müdürlüğünün 2015 yılının Temmuz ayında harç eksikliği sebebiyle talebi yerine getiremeyeceğini davalı bankaya bildirdiğini, bu durumdan istifade eden davalı bankanın Özgün Gümrük…Ltd. Şti’nin tüm hesaplarını kat ettiğini ancak ipoteğin davalı banka tarafından fekki bildirilinceye dek geçerli olduğunu, davalı bankanın fekki bildirmesiyle beraber ipoteğin sona erdirdiğini ileri sürerek ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddia edildiği gibi ipoteğin 50.000,00 TL’lik teminat mektubu ihtiyacı sebebi ile konulmadığını, davacıların murisinin dava dışı şirketin tüm borçları karşılığında ipotek verdiğini, Yargıtay uygulamasına göre, borcun tamamı ödenmeden fek işleminin gerçekleşmeyeceğini, hatta fek yazısı tapuya ulaşmış olsa bile bundan dönülebileceğinin kabul edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların murisinin, taşınmazını dava dışı şirketin davalı bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olmak üzerine davalı banka lehine ipotek ettiği, banka riskinin halen devam ettiği, davalı banka tarafından ilgili Tapu Müdürlüğüne gönderilen ipotek fek yazısının ibra niteliğinde olmadığı, dosya kapsamında borcun tamamıyla ödendiğine dair bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu ipoteğin fekki bildirilinceye kadar geçerli olduğunu, davalı banka tarafından ipoteğin fekkinin bildirilmesiyle beraber ipoteğin sona erdiğini ve kaldırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince, davalı bankanın ipoteğin kaldırılması talebini içeren yazısının Tapu Müdürlüğüne ulaştığının gözden kaçırıldığını, söz konusu yazının sehven gönderildiğine ilişkin savunmanın kötü niyetli olduğunu, kötü niyetin korunmaması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı bankanın ipoteğin terkinine dair talep evrakının ilgili Tapu Müdürlüğüne ulaştığı ancak harç miktarındaki eksiklik nedeni ile fek işleminin yapılamadığı ve evrakın 10.07.2015 tarihinde bankaya iade edildiği, hesap kat ihtarnamesinin terkin yazısından çok daha sonra gönderildiği, davalı bankayla dava dışı kredi borçlusu arasında gerçekleşen yazışmalardan da davalı banka tarafından ipoteğin fekki için ilgili Tapu Müdürlüğüne yazı gönderildiğinin anlaşıldığı bu hale göre davalının ipotek sayesinde kullanabileceği bu teminattan vazgeçtiğine dair iradesini açıkladığı, harç eksikliğinin irade açıklamasını fesada uğratmayacağı gibi kendi kusurundan kendisinin yararlanması sonucunu da doğurmaması gerektiğinin kabulü gerektiği, dava dışı şirketin riskinin devam ettiği kabul edilse dahi davalı bankanın ipoteğin kaldırılması yönündeki iradesinin aleniyet kazanmış olması karşısında bu hususun sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu ipoteğin dava dışı şirketin müvekkili bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminat altına alınması için konulduğunu, dava dışı şirketin borçları tamamıyla tahsil edilmeden ipoteğin kaldırılamayacağını, müvekkili bankanın riski devam ettiğinden ipoteğin kaldırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle ipoteğin fekkine dair yazının sehven gönderildiğinin kabulü gerektiğini, kaldı ki Yargıtay içtihatlarına göre, fek yazısı Tapu Müdürlüğüne ulaşmış olsa dahi bundan dönmenin mümkün olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin fekki koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.