Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/2022 E. 2023/4699 K. 06.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2022
KARAR NO : 2023/4699
KARAR TARİHİ : 06.09.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/198 Esas, 2021/442 Karar

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalı … mirasçılarının vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı vekil tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davacı şirketin yurt içinde Alpet markası altında akdedilen sözleşmeler ile akaryakıt, LPG ve madeni yağ ürünlerinin bayiler ve satış noktaları vasıtasıyla toptan ve perakende olarak satış ve pazarlama işi ile iştigal etmekte olduğunu, davacı şirket ile davalı … Petrol İnş. Nak. Gıd. Teks. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 08.07.2004 tarihli 15 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve bayilik ilişkisini düzenleyen bayilik protokolü tesis edildiğini, davalı bayi Ekin Petrol İnş. Nak. Gıd. Teks. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin Alpet lehine istasyon üzerinde 23.06.2004 tarihinden itibaren 15 yıl süreli intifa hakkı tesis ettiğini, yine intifaya konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, davalı şirketin Alpet ile yapmış olduğu akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında istasyonu işletmeye başladığını, davacı şirketce davalı tarafından işletilecek istasyonda yenileme çalışmalarının yapıldığını, ariyete konu bir kısım menkullerin davalının kullanımına tahsis edildiğini, yine davacının davalı bayiye taksitler halinde 150.758,00 TL hizmet bedeli ödediğini, ancak ilişkinin 15 yıl süreceğine güvenilerek yapılan yatırımların Rekabet Kurulu kararı gereğince sözleşmenin erken sona ermesi nedeni ile karşılıksız kaldığını, intifa hakkının terkin edildiğini, davalılardan …’in garantör, diğer davalı gerçek kişilerin ise müteselsil kefil olduğunu ileri sürerek şimdilik davalı … Petrol İnş. Nak. Gıd. Teks. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne bayilik hizmet bedeli olarak ödenen diğer davalıların da garantörlük ve müteselsil kefil sıfatı nedeni ile sorumlu oldukları, kullanılmayan süreye tekabül eden 85.234,00 TL’nin ödeme tarihi olan 23.06.2004 ve 13.11.2004 tarihlerinden itibaren 09.07.2012 tarihine kadar faiz yürütülerek anapara + vade farkı + KDV (%18)=307.877,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 308.877,00 TL’nin anapara olarak belirlenen 85.234,00 TL’lik kısmına dava tarihinden ödeme gününe kadar temerrüt faizi işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilince 26.09.2014 havale tarihli dilekçe ile harca esas değerin 283.965,00 TL olduğunun belirtildiği, bu toplam talebin de anapara 85.234,62 TL, vade farkı 168.415,97 TL ve 30.314,87 TL KDV olarak açılımının yapıldığı anlaşılmıştır.

II. CEVAP
1.Davalı … mirasçıları vekili, müvekkillerinin murisinin taraf ehliyetinin bulunmadığını, sözleşmenin hitamında murisin garantörlüğünün sona ereceğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, talebin iyi niyet kurallarına aykırılık taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı … Petrol İnş. Nak. Gıd. Teks. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, dava açma koşullarının oluşmadığını, talebin yasal dayanağının bulunmadığını, mevzuat değişikliğinden kaynaklanan koşulların müvekkilinin kusuru gibi değerlendirilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

3Davalı … vekili, bayilik sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, 16.07.2008 tarihli kefalet sözleşmesinde hangi sözleşmede kefil olunduğunun belirtilmediğini, bu sözleşmenin borcun tümünü ve kapsamını tam anlatmadığını, müvekkilinin kefalet sözleşmesi gereği hasım gösterilmesinin yasal dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

4.Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı …’in davadan önce vefat etmiş olup ölü kişiye karşı dava açılıp mirasçıların davaya dahil edilmesi usul kuralları gereğince mümkün olmadığı, kaldı ki bu davalı yönünden davanın müracaata bırakıldığı, dolayısıyla davalı ölü kişi … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği, diğer davalılar … yönünden kefil olarak 2004 yılındaki bayilik hizmet sözleşmesinde kefalet imzalarının bulunmadığı, dolayısıyla bu kişiler yönünden de davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 80.757,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan Ekin Petrol İnş. Nakl. Gıda Teks. İth. İhr. San. ve Ltd. Şti’den alınarak davacıya ödenmesine, diğer davalılar … ile … yönünden davanın reddine, davalı … mirasçıları yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı … mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı
Dairenin 31.10.2022 tarihli ve 2021/6148 E., 2022/7574 K. sayılı kararıyla, davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilmiş, Mahkemece, davacı tarafından şirkete ve sözleşmenin kefilleri olan … ve …’ye yönelik olarak açılan davalar hakkında esastan inceleme yapılarak, bu davalılar yönünden aynı sebeple davanın reddine karar verilmesi karşısında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu davalılar hakkında ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı …’in ölü olduğunun anlaşılmasının üzerine dava mirasçılarına yöneltilmiş ise de, daha sonra bu davalılar hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup, bu davalılar lehine AAÜT’ye göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, gerekçesi belirtilmeden herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde bulunmayarak Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili; davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladığı kazanımları ve bu kazanımların semerelerini faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödeme yükümlülüğü olduğunu, taraflar arasındaki intifa/bayilik dikey ilişkisinin Rekabet Kurulunun kararı sonrasında yenilenemediğinden öngörülen süreden önce sona erdiğini, müvekkili lehine tesis olunan ve normal şartlarda 23.06.2019 tarihinde sona erecek olan intifa hakkının 18.09.2010 tarihinden sonra muafiyetten yararlanamadığından fiilen ve hukuken kullanılamaz hale geldiğini, Rekabet Kurulunun kararı olmasa idi müvekkili lehine tanınan intifa hakkının 15 yıl süreceğini, bayinin de bu süre içinde Alpet’e karşı bayilik yapma hizmetini ifa edeceğini ya da müvekkilinin başka bir bayi ile anlaşarak bu istasyonu intifa süresince kullanacağını, müvekkilinin davalılara önemli yatırımlarda bulunduğunu, söz konusu yatırımın en makul dönüş süresini en az 15 yıl olarak belirlediğini, şayet davalıya ödenen bayilik hizmet bedeli sözleşme süresi 5 yıl için geçerli olsaydı müvekkilinin davalıya bu denli yüksek yatırım yapmayacağını, davalının kendisine 15 yıl süre için yapıldığı protokol ve sözleşme ile sabit olan yatırım bedelinin, sözleşmenin kullanılmayan süreye tekabül eden kısmını ödemeyerek bu oranda sebepsiz zenginleştiğini, davalının kendi kötü niyetli tutumundan yararlanarak bir hak elde etmesi ve bu hakka dayanmasının da mümkün olmadığını, müvekkil şirketin sözleşmeyi imzaladığı tarih itibari ile Rekabet Kurulu kararından haberdar olabilmesi ve bu kapsamda sözleşmeye hüküm eklemesinin de beklenemeyeceğini, sözleşmede hüküm bulunmadığı gerekçesi ile bakiye süreye ilişkin talepte bulunulamayacağının belirtilmesinin hakkaniyete ve hukuka açıkça aykırılık taşıyacağını, … ve …’nin imzalamış olduğu kefaletname başlıklı belge içeriği incelendiğinde diğer davalı şirketin müvekkili nezdinde doğmuş ve doğacak tüm borçlarının 400.000,00 TL’sine davalı şirketle birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarına ilişkin taahhütte bulunduklarının açıkça görüldüğünü, kefil olarak imzaladıkları belgeden davalıların tüm borçlardan sorumlu olacağı sonucunun ortaya çıktığını, sebepsiz zenginleşmeye dayanan taleplerde bir tarafın zenginleşmesi diğer tarafın fakirleşmesinin kapsamı belirlenirken, doktrinde ve Yargıtay kararlarında ifade edildiği üzere enflasyon ve diğer objektif nedenler gözetilmek suretiyle sebepsiz zenginleşmeye konu tutarın ödeme tarihindeki alım gücünün iade tarihindeki karşılığının dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Aşağıda yazılı 187,55 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 1.581,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,

06.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.