Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/2008 E. 2023/4725 K. 07.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2008
KARAR NO : 2023/4725
KARAR TARİHİ : 07.09.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/206 Esas, 2021/401 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Taraf vekilleri

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Taraf vekilleri tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalılar arasında 28.06.2007 tarihli sözleşme, 01.10.2007 tarihli akaryakıt istasyonu işletme sözleşmesi (istasyonlu bayilik sözleşmesi), 19.12.2007 tarihli ek protokol imzalandığını, taraflar arasında akdedilmiş olan 01.10.2007 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesi ile davalıların sözleşmede belirlenen akaryakıt istasyonunda davacıdan satın alacağı petrol ürünlerini ve davacı şirketin öngöreceği diğer malları kendi nam ve hesabına iştigal etmek suretiyle satacağı bir servis satış istasyonu işletmeyi taahhüt ettiğini, davalı şirketin Malatya 3. Noterliğinin 11.10.2010 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini iddia ederek toplamda 443.022,00 USD kâr mahrumiyeti alacaklarından fazlaya dair tüm talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 USD, sözleşmeye aykırılık cezai şart borcundan dolayı şimdilik 5.000,00 USD, tonaj ihlali cezai şart borcundan dolayı şimdilik 5.000,00 USD alacağın tahsilini talep etmiş, 22.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini sözleşmeye aykırılık cezai şart yönünden 400.000,00 USD’ye, tonaj ihlali cezai şart yönünden 5.000,00 USD’ye, kâr kaybı yönünden 45.589,00 USD’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı ile aradaki ilişkinin haklı sona erdirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerin davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş olduğunun bozma ilamı öncesinde yapılan yargılamada tespit edildiği, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 161 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen “Hakim, fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükelleftir.” hükmü gereği davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile özellikle dava tarihi olan 2011 yılı bilançoları dikkate alınmak suretiyle sözleşmeye ayrılıktan kaynaklı olarak 37.144,36 USD cezai şartın davalının mahvına sebep olmayacağı ve taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan 37.144,36 USD cezai şart alacağı ile tonaj ihlalinden kaynaklanan 5.000,00 USD ve kâr kaybından kaynaklanan 45.589,00 USD’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı
Dairenin 09.11.2022 tarih, 2021/6701 E. ve 2022/7982 K. sayılı kararıyla “… 1-Mahkemece her ne kadar bozma ilamına uyulmuşsa da bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporunda, bozma ilamında belirtildiği üzere dava tarihi itibariyle davalı şirketin bilançoları incelenerek, bu tarih itibariyle cezai şart miktarının davalı şirketin mahvına sebebiyet verip vermeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, bu hususlar değerlendirilmeksizin, 2011 yılı bilançoları dikkate alınmak suretiyle %10 tenkise gidilerek belirlenen miktarın davalı şirketin mahvına sebebiyet vermeyeceğinin değerlendirilmesi doğru görülmemiştir. 2-Kabule göre de, kapatılan İstanbul 36. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2012 tarih ve 2011/269 Esas, 2012/105 Karar sayılı kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ancak bozma ilamının (1) numaralı bendinde davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının ret edildiği halde davacı yararına dosyanın bozulmuş olmasına göre davacının kazanılmış haklarına riayet edilmeksizin 37.144,36 USD cezai şarta hükmedilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
1.Davacı vekili; davalı yanın öz kaynaklarının her yıl giderek arttığının dosyadaki mevcut tüm bilirkişi raporlarında açıkça göründüğünü, öz kaynaklarının her yıl giderek arttığı gözlemlenen ve 2011 yılında öz kaynakları toplamı 2.039.592,37 TL olan bir önceki yıla göre öz kaynakları artış gösteren davalının, bozma öncesi kararda belirlenen cezai şart miktarlarının da çok üzerinde cezai şart rakamları ödeyebileceği hususunun izahtan vareste olduğunu, davalının ekonomik olarak mahvına sebep olacak nitelikte değilse cezai şartta tenkis uygulanmaması gerektiğini, davalı tarafça cezai şartın indirilmesi hususunda bir talepte bulunulmadığını ve cezai şartın ekonomik yıkıntıya neden olacak şekilde ağır ve yüksek olduğunun da savunulmadığını, alacak miktarlarının taraflarınca daha düşük bir bedele yükseltildiğini, buna rağmen yerel Mahkemece tenkise tabi tutulmasının ve bu yönde kararın bozulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın karar düzeltmeye konu ettikleri yönlerden bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalılar vekili; eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın esas yönünden dayanaksız olduğunu, davacının davasına dayanak yaptığı sözleşmelerin geçersiz olduğunu, cezai şart miktar ve talebinin fahiş olduğunu, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, intifanın kaldırılmadığını, bu sebeple sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin davacı tarafından da kabul edildiğini belirterek davalı taraf olarak temyiz itirazlarının reddi ile onama kararı kapsamındaki kısımları ile davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile davacı yönünden verilen bozma kararı kapsamındaki kısımlarının kaldırılarak yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine dayalı cezai şart ve kâr mahrumiyeti alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hâllerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.

2.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Yargıtay, temyiz incelemesi sonucunda bozmuş olduğu bir hükmü, karar düzeltme talebi üzerine değişik gerekçe ile bozabilir.

3.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş ise de; taraflar arasındaki sözleşmelerin, bu sözleşmelerde öngörülen cezai şarta ilişkin hükümlerin, dosyada alınan raporların ve özellikle 04.12.2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden 09.02.2011 tarihinde açılan davada, 50.000,00 USD sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan cezai şart alacağının davalı taraf bakımından fahiş olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan kapatılan İstanbul 36. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.05.2012 tarih, 2011/269 E. ve 2012/105 K. sayılı kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, ancak bozma ilamının (1) numaralı bendinde davalı vekilinin tüm temyiz itirazları ret edilmiş, hüküm davacı yararına bozulmuştur. Davacının kazanılmış haklarına riayet edilmeksizin 37.144,36 USD üzerinden cezai şarta hükmedilmesi de doğru görülmemiş olup hükmün sadece bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce yazılı gerekçe ile bozulduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin bu yönden karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı ile belirtilen bozma kararının kaldırılarak Mahkeme kararının açıklanan değişik gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

2.Karar düzeltme istenilen Dairemiz ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.Mahkeme kararının değişik gerekçe ile BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye 187,55 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 1.581,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde davalılara iadesine,

07.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.