YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1971
KARAR NO : 2023/2365
KARAR TARİHİ : 24.04.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21 Hukuk Dairesi
SAYISI 2022/1490 Esas, 2022/1786 Karar
HÜKÜM İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/223 E., 2021/473 K.
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ortağı olduğu MNR Gay. Aracılık Dan. ve Tic. Ltd. Şti’nin sicil kaydının davalı … Sicil Müdürlüğü tarafından re’sen silindiğini, ancak şirket adına kayıtlı peugeot marka araç olduğunu, araç kaydı nedeniyle ek tasfiyenin yapılması için şirketin ihyası gerektiğini ileri sürerek MNR Gay. Aracılık Dan. ve Tic. Ltd. Şti.nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … Sicil Müdürlüğü temsilcisi cevap dilekçesinde; ihyası istenen şirketin 06.02.2015 tarihinde sicilden re’sen ticaret sicilinden silindiğini, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davanın kabulü halinde şirketin davalarının, alacak ve boçlarının müdürlük tarafından bilinmesi mümkün olmadığından işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesinin onbeşinci fıkrasına göre ihya davası açma süresinin ticaret sicilinden silinme tarihinden itibaren beş yıl olduğu, ihyası istenen şirketin 06.02.2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiği, eldeki davanın ise 05.04.2021 tarihinde beş yıllık süre geçtikten sonra açıldığı, kanunda öngörülen süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden dava şartının noksan olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihyası istenilen şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicilden terkin işlemi ile sona erdiği, fakat re’sen terkin sebebi ile tasfiye işlemleri tam ve doğru olarak yapılamadığı için şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulünün mümkün olmadığını, şirketin sonrasında sonuçlandırılması gereken hukuki ilişkilerinin gerektirmesi sebebi ile ihyasının talebi sebebiyle 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin uygulanması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, şirketin terkin tarihi olan 06.02.2015 tarihi ile dava tarihi 05.04.2021 tarihi arasında yasal beş yıllık hak düşürücü süre geçmişse de davacı ortak şirketin tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunduğunu ileri sürdüğüne ve dava konusu tasfiye edilmediği bildirilen bir adet araç halen ihyası istenen şirket adına tescilli olduğuna göre Yargıtay’ın -kararda yazılı- emsal içtihadına göre tasfiye için 10 yıllık sürede dava açılabileceğinden davanın süresinde olduğu, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin birinci fıkrasında anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden re’sen terkin edileceğine ilişkin hallerin düzenlendiği, ihyası istenilen şirketin 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinde belirtilen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmediğinden ticaret sicilinden re’sen terk edildiği, aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise terkin işlemleri için yapılması lazım gelen tebligat ve ilanlar ile ilgili düzenlemelere yer verildiği, ancak ihyası istenen şirketi temsil ve ilzama yetkili kişiye ihtar tebligatının yapılmadığı, ancak 6102 sayılı Kanun’un geçici 10 uncu maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından şirketin tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebileceği, davalı … Sicil Müdürlüğü 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinde öngörülen şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden usulsüz terkin ettiğinden davanın açılmasına sebebiyet verdiği, davalı aleyhine 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesi gereği yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken beş yıllık hak düşürücü süreden sonra dava açılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 302895 sicil numarasına kayıtlı MNR Gay. Aracılık Dan. ve Tic. Ltd. Şti.nin 06 DC 90.. plakalı aracın satış işlemi tahsil edilen tutarlar ve tasfiyesi ile sınırlı olmak üzere ihyasına, 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği ihya edilen şirkete son yetkili Merve Müge Emener’in tasfiye memuru olarak atanmasına, ihya kararın Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilanına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin onbeşinci fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğini, şirket yetkili temsilcisine yapılan ihtar ulaşmasa dahi Ticaret Sicil Gazetesi’nde yapılan ilan ile mevzuatta öngörülen usulün yerine getirilmiş olduğunu, Yargıtay’ın 2022 tarihli kararlarının da bu yönde olduğunu, davalı yasal hasım olduğu halde aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi uyarınca ticaret sicilden re’sen terkin edilen şirketlerin davacı tarafça ihyası istenilen şirket adına kayıtlı araç bulunması sebebiyle ihyası talepli olup, uyuşmazlık davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı, terkin işleminin usulüne uygun olup olmadığı ve davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi
3. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23.03.2022 tarihli ve 2021/4919 E., 2022/2250 K. sayılı Kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.