Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/1612 E. 2023/2144 K. 06.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1612
KARAR NO : 2023/2144
KARAR TARİHİ : 06.04.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1631 Esas, 2022/1659 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/323 E., 2022/612 K.

Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından İleri Grup Asma İskele Cephe Bakım Üniteleri A.Ş. aleyhine Ankara 28. İş Mahkemesinin 2021/74 E. (2011/998 E.) açılan iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının halen derdest olduğunu, yargılama sürecinde davalı şirketin ticaret sicilinden 08.10.2015 tarihinde re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, şirketin ihyası için dava açmak üzere kendilerine yetki ve süre verildiğini ileri sürerek İleri Grup Asma İskele Cephe Bakım Üniteleri A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı temsilcisi cevap dilekçesinde; ihyası talep edilen dava konusu şirketin son 5 yıla ait genel kurul toplantılarını yapmadığından şirkete gönderilen ve tebliğ edilemeyen ihtar yazısından sonra ticaret sicil gazetesinde yapılan 13.10.2015 tarihli ilana istinaden ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini, terkin işleminin hukuka uygun olduğu kabul edildiği takdirde ise; ek tasfiyeye karar verilmesi ve tasfiye memuru atanması gerektiğini savunarak öncelikle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine, aksi takdirde ek tasfiyeye karar verilerek yasal hasım konumunda olmaları nedeni ile aleyhlerine vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderine hükmedilmemesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararının bulunduğu, davanın açıldığı tarihten sonra 2015 yılında terkin işlemi gerçekleştiği ve terkin sırasında anılan dava dosyası derdest olup re’sen terkin işlemi yasaya aykırı olduğundan somut olayda hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, derdest davaya terkin edilen şirkete karşı davacının devam edebilmesi için şirketin ihyasında zorunluluk bulunduğu, ihyası talep edilen şirkete ait sicil dosyası kapsamında şirkete çıkartılan ihtar yazısı tebliğ edilemediği gibi şirketin son yetkilisine tebliğe çıkartılan ihtarname örneği ve tebligat parçasının da mevcut olmadığı, yasaya aykırı olarak gerçekleştirdiği sabit olan terkin işleminde davalı Sicil Müdürlüğünün kusurlu olduğu ve aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin ihyasına ve derdest davada taraf teşkili işlemleri ve kararın infazı işlemleri ile sınırlı olarak tasfiye işlemlerini yapmak üzere şirketin son yetkili temsilcisinin tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin dolduğunu, beş yıllık sürenin geçtiğini, hukuki yararın bulunmadığını, derdest davaların tarafınca bilinmeyeceğini, davanın açılmasına neden olmadığını, adres değişikliği bildirilmediği için tebligatın iade edildiğini, ancak Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, ihtarın hukuka uygun olduğunu, aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu olayda ihyası istenen şirketin ticaret sicilinde kayıtlı son adresine çıkarılan ihtarın şirketin “taşınmış” olması sebebiyle 11.08.2015 tarihinde tebliğ edilemeyip iade edildiği, ancak ihyası istenen anonim şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkan ve üyeleri olan …, … ve Memiş İleri’ye ihtar tebliğ edilmediği, dava konusu terkin işleminin usulsüz olduğu, beş yıllık hak düşürücü sürenin aranmayacağı, davalı sicilin, ihyası istenen şirketin terkin işlemi usul ve yasaya aykırı olup davanın açılmasına sebebiyet verdiği için davalı sicil aleyhine vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin yerinde olduğu, ancak ilk derece mahkemesince Ankara 28. İş Mahkemesinde açılan 2016/74 E. sayılı maddi ve manevi tazminat davası ile devamı işlemler yönünden şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde şirketin sınırsız ihyasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu, İlk Derece Mahkemesince talep konusu şirketin ihyasına karar verildiği halde kararın ticaret tescili ve ilanına hüküm kurulmamış olmasının 6100 sayılı Kanun’a aykırı düşecek biçimde infazda tereddüt yaratacağı, davalının öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme sonunda kabulü gerektiği gerekçesiyle istinafa başvuran davalı Sicil Müdürlüğünün istinaf başvurusunun öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden kısmen kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, İleri Grup Asma İskele Cephe Bakım Üniteleri Anonim Şirketinin Ankara 28. İş Mahkemesi’nin 2021/74 E. sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, ihya edilen şirkete tasfiye memuru atanmasına, karar kesinleştiğinde ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirketin ihyasının gerekip gerekmediği, terkin işleminin hukuka uygun olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı temsilcisince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.