Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/1409 E. 2023/1902 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1409
KARAR NO : 2023/1902
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI :2022/448 Esas, 2022/1732 Karar
DAVA TARİHİ :17.06.2021
HÜKÜM :Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2021/371 E., 2021/871 K.

Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yetkilisi olduğu … Gıda Tarım Ürünleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ticaret sicilinden terkin edildiğini, adı geçen şirket Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2017/22829 E. sayılı takip dosyasında alacaklı bulunduğundan şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; dava dışı … Gıda Tarım Ürünleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesi kapsamında 23.01.2014 tarihinde re’sen ticaret sicilinden terkin edildiğini, 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5 inci maddesinde Müdürlüklerce sayılı sebeplerle münfesih olan şirketlerin belirleneceğinin ifade edildiği ve (d) bendinde “18.05.2004 tarihli ve 5714 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilmemesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler”in müdürlüklerce kapsama alınacağının düzenlendiğini, dava dışı şirketin de bu kapsamda olduğunu, davada yasal hasım olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin birinci fıkrasında terkin sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı, 5174 sayılı Kanun’un 10 uncu ve 32 nci maddeleri kapsamında odaca kaydın silinmesinin bu madde kapsamında olmadığı, kaldı ki geçici 7 nci maddenin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca şirket yetkilisine usulüne uygun ihtarat yapıldığının da ispatlanamadığı, bu haliyle dava konusu şirket hakkında uygulanmaması gereken 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin uygulanmış olması sebebiyle geçici 7 nci maddenin 15 inci fıkrasındaki süre sınırlamasının dikkate alınamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, “…”nin ihyasına, ihyanın ticaret siciline tescil ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, dava açılmasına yanlış işlem yaparak davalı sebebiyet verdiğinden davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; iki ay içinde bildirimde bulunulmadığı takdirde münfesih sayılacağı ilanen bildirilen şirketin, süresi içinde başvuruda bulunulmadığı için 28.01.2014 tarih ve 8495 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yapılan ilan ile sicilden re’sen terkin edildiğini, şirketin terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının Müdürlükleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, dava konusu şirketin 6102 sayılı Kanun’un Geçici 7 nci maddesindeki prosedüre uygun olarak hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, İlk Derece Mahkemesinin ek tasfiye kararı vermesi gerekmesine rağmen 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin ikinci fıkrasını göz ardı ederek ek tasfiye kararı vermeyip tasfiye memuru atamadan direkt olarak ihya kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu, yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduklarından aleyhlerine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, davayı açmak için 5 yıllık sürenin geçirilmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise ek tasfiyeye karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı … Sicil Müdürlüğünün 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin etmesi işleminin usulsüz olduğu, ihyasına karar verilen şirketin icra dosyasıyla sınırlı olmamak üzere ihyasına karar verilmesi ve tasfiyeye tabi tutulmasına gerek bulunmadığı gibi tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, dava, ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 23.01.2014 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 17.06.2021 tarihinde açılmış ise de davalı … Sicil Müdürlüğünün 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi kapsamında kalmayan bir şirket hakkında bu maddeyi işlettiği anlaşıldığından yasada öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirketin ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin birinci ve onbeşinci fıkraları ve 547 nci maddesinin ikinci fıkrası, 5174 sayılı Kanun’un 10 uncu ve 32 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.