Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/1206 E. 2023/1700 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1206
KARAR NO : 2023/1700
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/748 Esas, 2022/1747 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/998 E., 2022/204 K.

Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin emeklilik işleminin iptaline ilişkin Sincan 6. İş Mahkemesinde 2020/511 E. sayılı dosya ile açılan davada Görsel Donanım ve Yaz. Bil. Dan. Mak. İnş. Güv. Sis. San. Tic. Ltd. Şti. ile Uzman Can Yapı Market İnş. Tah. Mak. San. Turz. Gıda Ltd. Şti.’nin faal olmadıkları ve kapandıkları anlaşıldığından davaya devam edilebilmesi için davalı şirketlerin ihyası için kendilerine yetki verildiğini belirterek adı geçen şirketlerin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … Sicil Müdürlüğü temsilcisi cevap dilekçesinde; ihyası istenen her iki şirketin de 23.01.2014 tarihinde re’sen terkin edildiğini, ihya davası açılması için belirlenen 5 yıllık sürenin 23.01.2019 tarihinde dolduğunu, davanın açılış tarihinin 29.11.2021 olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, yapılan terkin işleminin usulüne uygun olduğunu, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında ihyası istenilen şirketlerin münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen kendilerine yapılan ihtar ve ilanlara rağmen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 18 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ve 31 inci maddesi uyarınca tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliği tescil ettirmesi gerekirken, şirketlerin adres değişikliklerinin tescili zorunluluklarını yerine getirmediğinden her iki şirket yönünden de 23.01.2014 tarihinde terkin işleminin usulüne uygun şekilde yapıldığı, şirketlerin sicilden re’sen terkin edildiği 23.01.2014 tarihinden itibaren 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin onbeşinci fıkrasının son cümlesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra ihyası talep edilen şirketler hakkında Ankara Batı 6. İş Mahkemesinde hizmet tespit davası açıldığı, işbu davanın ise açılış tarihinin 29.11.2021 olduğu göz önüne alındığında silinme tarihinden dava açılma tarihine kadar 5 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme sonucu karar verildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) maaşı iptal etmesinin yeni bir işlem olması nedeniyle hak arama amaçlı olarak şirket ihya davasının kabulünün gerektiğini, aksi halde müvekkilin SGK’nın maaş iptal kararına karşı açtığı iptal davasının yargılamasına devam edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinde, hangi kişilerin, hangi sebeplerle ve şekilde sicilden re’sen terkin edileceğinin belirtildiği, bu maddeye göre yapılması lazım gelen ihtar ve tebligatlar incelendiğinde dava konusu olayda sadece ihyası istenen şirketlere tebligat yapıldığı, yapılan tebligatların bila ikmal edildiği, Görsel Donanım ve Yaz. Bil. Dan. Mak. İnş. Güv. Sis. San. Tic. Ltd. Şti. ile Uzman Can Yapı Market İnş. Tah. Mak. San. Turz. Gıda Ltd. Şti.’ne veya şirket yetkililerine tebliğ gerçekleşmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtarın usule aykırı olduğu, ihyası istenilen şirketlerin oda kaydından re’sen terkin edilmesinin kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı, davalının işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği, İlk Derece Mahkemesince ihyası istenen şirketler 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi uyarınca usulüne uygun terkin edilmediğinden her iki şirkete tasfiye memuru atanmaksızın ayrı ayrı ihyalarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeninden hüküm kurulmasına, buna göre davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde 8495 sicilde kayıtlı bulunan “Görsel Donanım ve Yaz. Bil. Dan. Mak. İnş. Güv. Sis. San. Tic. Ltd. Şti. ile 6477 sicilde kayıtlı bulunan Uzman Can Yapı Market İnş. Tah. Mak. San. Turz. Gıda Ltd. Şti.’nin ayrı ayrı ihyasına, davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Kanun’un gecici 7 nci maddesinin onbeşinci fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğini, 30.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Münfesih Olmasına veya Münfesih Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 2 nci maddesinde mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (mülga 6762 sayılı Kanun) sayılan sebeplerle münfesih sayılan şirketlerin durumunun ele alındığını ve beşinci maddesinde 5174 sayılı Kanun uyarınca oda kaydı silinen şirketlerin münfesih sayılacağının açıklandığını, düzenleyici işlemlerden olan Tebliğin normlar hiyerarşisinde üstteki düzenlemelere aykırı olmamak kaydıyla yol gösterici olabileceğini, ihyası istenilen şirketlerin bilinen son adreslerine çıkarılan tebligatların taşınma sebebi ile iade olduğunu ancak ihtarın ayrıca ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, şirket yetkili temsilcisine yapılan ihtar ulaşmasa dahi Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilan ile mevzuatta öngörülen usulün yerine getirilmiş olduğunu, geçici 7 nci maddede sayılan sebeplerle terkin işleminin gerçekleştirildiğini, istinaf mahkemesince 547 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca ek tasfiyeye ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, terkin tarihinde şirketin alacak veya borçlarının derdest davalarının davalı Kurum tarafından bilinmesi mümkün olmadığını, işlemlerin hukuka uygun yapıldığını, davalı yasal hasım konum olduğu halde aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi uyarınca ticaret sicilden re’sen terkin edilen şirketlerin davacı tarafça SGK aleyhine açılan davadan dolayı ihyası talepli olup, uyuşmazlık davalı tarafından re’sen yapılan terkin işleminin şartlarının oluşup oluşmadığı ve davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi.

3. 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, 6102 sayılı TTK geçici 7 nci maddesi kapsamında ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ek tasfiyesi (ihya) istemine ilişkindir.

Ek tasfiyesine karar verilmesi istenilen şirket 23.01.2014 tarihinde sicilden terkin edilmiş, eldeki dava ise 29.11.2021 tarihinde açılmıştır.

6102 sayılı TTK geçici 7/15 maddesinde “… Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeblere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilecekleri” düzenlenmiştir.

Şirketin 23.01.2014 tarihinde sicilden terkin edilmiş olmasına davanın 29.11.2021 tarihinde açılmış bulunmasına göre somut uyuşmazlık yönünden yasada öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince ihya sebebi olarak kabul edilen hususlar ancak hak düşürücü süre içinde açılan davada ihya sebebi olarak incelenebilecek bir husustur.

Davanın, hak düşürücü süreden sonra açılmış olması nedeniyle, yasada düzenlenen ihya sebeblerinden hiçbirisinin dinlenme imkanı yoktur.

Aksi düşüncenin kabulü “hak düşürücü süre” müessesinin niteliğine aykırıdır.

Açıklanan nedenle davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, usul ve yasaya aykırı kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.