YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1188
KARAR NO : 2023/1901
KARAR TARİHİ : 28.03.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2020/180 Esas, 2021/466 Karar
HÜKÜM :Ret
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, verilen kredi kartı için de ayrıca World Business Card sözleşmesi imzalandığını, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname gönderilerek alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların ödeme emrindeki miktarın 20.000,00 TL dışındaki kısmına itiraz ettiklerini, haklarındaki takibin itiraz edilen 101.869,09 TL yönünden kısmen durduğunu ileri sürerek bu miktar yönünden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin kefaletinin geçersiz olduğunu, zira kefalet sözleşmesindeki tarih, kefalet miktarı ve kefalet türüne ilişkin yazıların müvekkillerine ait olmadığını, savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 21.01.2016 tarih, 2014/1132 E. ve 2016/80 K. sayılı karar ile davalıların dava dışı ortağı oldukları şirket tarafından kullanılan krediye müteselsil kefil oldukları, savunmalarında kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu savundukları, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan aldırılan bilirkişi raporuna göre kefalet sözleşmesindeki müteselsil kefil olmayı kabul ediyorum ibaresi ile isim ve T.C. kimlik numarasının davalılara ait olduğunun ve fakat diğer ibarelerin davalılara ait olmadığının anlaşıldığı, bir kimsenin şekle aykırılığa kasıtlı olarak yol açmasından sonra bu aykırılığı ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, kaldı ki dava dışı şirkete kullandırılan krediden davalıların dolaylı olarak yararlandıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 27.09.2018 tarih, 2017/3217 E. ve 2017/3217 K. sayılı kararıyla bilirkişi raporunda işbu dosyaya ait olan bilirkişi görüşleri dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği, geçerli bir kefalet sözleşmesinin ne şekilde kurulacağının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 583 üncü maddesinde düzenlendiği, madde hükmüne göre, “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefaletin tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” mahkemenin yukarıda anılan madde hükmünde belirtilen hususlar kefillerin el yazısı ile yazılmamış olması sebebiyle doğmamış kefaleti geçerli kabul edip, kararda yazılı gerekçe ile hüküm tesis etmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağının tahsili için kefiller aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporu ve bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde 6098 sayılı Kanun’un 583 üncü maddesindeki koşulları sağlar mahiyette kefalet alınmadığından geçerli bir kefaletten söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, Adli Tıp Kurumu raporu tanzim edilirken davalıların Adli Tıp Kurumu’nda grafoloji uzmanı huzurunda imza ve el yazısı örneklerinin alınması gerektiği, raporda eksik inceleme yapıldığı, dosyaya celp edilen mukayese teşkil eden evraklardaki davalılara ait olduğu iddia edilen tüm imza ve el yazılarının birbirine benzeyip benzemediğinin de kıyaslanması gerektiği, dosyaya celbedilen imza örneklerinin imza inkarında bulunan davalıların talep ettiği kurumlardan celbedildiği, davalı borçluların borca itiraz dilekçelerinde genel kredi sözleşmesindeki imzalara, el yazılarına ve de temlik eden banka arasındaki hukuki ilişkiye herhangi bir itirazlarının mevcut olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; haksız ve kötüniyetli davacı aleyhine tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağının tahsili için kefiller aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Kanun’un 583 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Davacı … Yönetim A.Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı … Yönetim A.Ş.’ye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.