Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2023/1170 E. 2023/1746 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1170
KARAR NO : 2023/1746
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/211 E., 2021/97 K.
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/89 E., 2018/158 K.

Taraflar arasındaki rücuen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı …. bakımından reddine, … bakımından kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı Zurich Sigorta A.Ş. tarafından İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/577 E. sayılı dosyası tahtında ikame edilen, dava dışı sigorta ettiren Çolakoğlu Dış Ticaret A.Ş. firmasının İtalya’da yerleşik sigortalı Cemen Trade SRL firmasına ihraç ettiği demir emtiasının 7129441 IMO numaralı SERVET K gemisinde taşınırken hasarlandığını, sigortalısına hasar tazminatı ödediklerini, bu sebeple taşıyan olan Anka Denizcilik Turizm ve İnşaat A.Ş. ‘den 50.000,00 euronun tahsili ve donatan olduğu iddiası ile müvekkiline ait SERVET K gemisi üzerinde kanuni rehin hakkı tespiti istemiyle açılan davada 39.782,51 euronun Anka Denizcilik Turizm ve İnşaat A.Ş.’den tahsili ile davaya konu hasarın gemi alacaklısı hakkı verdiği gerekçesiyle müvekkiline ait SERVET K gemisi üzerinde kanuni rehin hakkı tespitine karar verildiğini, kararın dava dışı Zurich Sigorta A.Ş. tarafından icra takibine konu edilmesi neticesinde, borçlu Anka Denizcilik Turizm ve İnşaat A.Ş.’nin borcunu ödememiş olması nedeniyle müvekkilinin donatanı olduğu geminin tutuklanması neticesinde borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını, müvekkili ile davaya konu yükün taşıtanı, yük alıcısı veya davacı yük sigortacısı arasında ne doğrudan ne de dolaylı olarak herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, SERVET K gemisi, 16.05.2011 tarihinde ….’den müvekkiline devredildiğini, 26.09.2008 tarihli konişmentoya konu taşıma sırasında …. SERVET K gemisinin maliki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 946 ncı maddesi gereğince donatanın ise aynı zamanda taşıyan olan Anka Denizcilik Turizm ve İnşaat A.Ş. olduğunu, borcun doğumu tarihinde gemi donatanı olarak borçtan sorumlu olan …., geminin mülkiyetini devrederken hiçbir şekilde bu sorumluluktan bahsetmediğini, geminin tüm borçlardan ari olarak satılması gerekirken durumu gizleyerek müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, dolayısıyla anılan zararı tazmini ile yükümlü olduğunu, öte yandan her ne kadar donatan ve taşıyan olan Anka Denizcilik Turizm ve İnşaat A.Ş. ise de, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından şirket kaydı resen silindiğinden davanın, tüzel kişilik perdesinin aralanması prensibi uyarınca faaliyet merkezleri ve ortakları aynı olan davalı …’ne yöneltildiğini ileri sürerek müvekkilinin İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2013/22099 E. sayılı dosyası tahtında ödemek zorunda kaldığı 183.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 06.02.2014’ten itibaren başlayacak temerrüd faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; 22.08.2006 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında, sözkonusu geminin Anka Denizcilik Turizm A.Ş.’ye kiralandığını, bilahare bu sözleşmenin finansal kiralama tadil sözleşmesi ile davacıya devredildiğini, geminin mülkiyeti ise 16.05.2011 tarihinde davacıya geçtiğini, deniz taşıması esnasında demir yükü emtiasında meydana geldiği iddia edilen hasardan müvekkilinin hiçbir şekilde sorumlu olmadığını, sözkonusu taşıma esnasında, müvekkilinin geminin maliki ve finansal kiralayanı olup, geminin fiili hakimiyetinin gemiyi işleten kiracıya ait olduğunu, dolayısıyla gemi alacaklısı ve bunun sağladığı kanuni rehin hakkının borçlusu donatan olduğundan müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, müvekkilinin zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca, davacıya zararını tazmin yükümlülüğü altında bulunmadığını, devir tarihinde davacının sözü edilen davadan ve dolayısıyla kanuni rehin hakkından haberdar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtayca onanıp kesinleşen 2009/577 E. ve 2011/489 K. sayılı dosyasında, davacının ZÜRİCH Sigorta A.Ş., davalıların ANKA Denizcilik A.Ş. ve OSEM Gemi-Esat Kağıtçı, müdahil olarak ….’nin olduğu, yapılan yargılama neticesinde, SERVET K gemisi üzerine 39.782,51 euro ve ferileri için yasal rehin hakki tesisine ve ANKA Denizcilik A.Ş. aleyhine ise 39,782,51 euro tazminattan sorumlu olduğuna dair karar verildiği, ancak donatan sıfatı ile OSEM Gemi-Esat Kağıtçı firmasının da yasal rehin borçlusu olduğu, dolayısıyla OSEM Gemi-Esat Kağıtçı’nın borçtan sorumluluğunun temelini donatan olmasının oluşturduğu, bu durumda yasal rehin borçlusu olan davacının ödemesinden asıl sorumlunun Anka Denizcilik A.Ş. olduğu, davalı …’ nın dava ve taşıma tarihinde gemi sicili maliki olduğu, davalı … şirketi tarafından geminin davacıya devrinin daha sonraki tarih olduğu, devir sırasında geminin yasal rehin hakkı ile yüklü bir şekilde davacıya devir ve temlik edildiği, mülkiyetin kazanılması sırasında davacının gemi üstündeki yasal rehin hakkını bilmekte ve zapt riskini bilerek devri gerçekleştirdiği, finansal kiralama ve satışın mahkeme kararından önce olmasına karşın, bu aşamada da davacının gemiyi işleten olduğu, davanın devam ettiği sırada 16.05.2011 tarihinde gemiyi satın aldığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 214 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği davalı … şirketinin davacı-alıcıya karşı sorumluluğu da söz konusu olmayacağı gerekçesiyle davalı ….’ye karşı açılan davanın reddine, davalı Anka Denizcilik Nakliyat Tic. Ltd. Şti.’ye karşı açılan davanın kabulü ile davacı tarafından İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2013/22099 E. sayılı dosyası tahtında ödediği 183.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 06.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’nden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin, donatan sıfatı ile değil, satış sözleşmesinin tarafı ve satıştan maddi gelir sağlayan taraf olarak talep edilen meblağ ile sorumlu olduğunu, zapta karşı tekeffül hükümlerine göre, sorumlu olan davalının müvekkili ile satış sözleşmesi yaparken bu durumu gizlediğini, sözleşmede bu duruma yer verilmediğini, dolayısıyla satış sözleşmesinde gemi üzerinde herhangi bir hak sahibi olduğu bildirilmediğinden davalı … şirketinin müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile zararın meydana geldiği taşıma tarihinde finansal kiralamaya konu geminin maliki davalı … şirketi, donatanı davacı, kiracısı ve aynı zamanda taşıyanın Anka Denizcilik A.Ş. olduğu, finansal kiralama sözleşmesi tadil edilerek davacının kiracılık sıfatına devraldığı, dolayısıyla davalı … şirketinin daha önce görülüp kesinleşen dava ve taşıma tarihinde gemi sicili maliki olduğu, anılan davada kanuni rehin hakkı tesisi yönünden donatan sıfatıyla taraf olan davacının bu süreçten haberdar olduğu, kiracı olarak edimlerini ifa eden davacının sözkonusu davanın devamı sırasında gemiyi kanuni rehin hakkı ile yüklü bir şekilde iktisap ettiği, mülkiyetin kazanılması sırasında davacının gemi üstündeki yasal rehin hakkını bilmekte ve zapt riskini bilerek devri gerçekleştirdiği gibi gemi alacaklısının kanuni rehin hakkı tesisi davasından haberdar olmadığını ileri sürmesinin çelişkili davranışta bulunmama ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşıma sırasında geminin davalı …. ‘ye ait olduğunu, geminin mülkiyetinin 16.05.2011 tarihinde müvekkiline devrolduğunu, taşıma sırasında donatan olan Anka Denizcilik Turizm ve İnş. A.Ş.’nin borcu nedeniyle geminin tutuklandığını ve borcu ödemek zorunda kaldıklarını, davalı ….’nin ise bu durumu bilerek gizleyip devri yaptığını, davalı …. ‘nin donatan olarak değil, satıştan maddi gelir elde eden olarak sorumlu olduğunu, bu nedenle kusurlu olup olmadığının bir önemi bulunmadığını, kastı bulunduğunu, müvekkilinin bu konuda araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, davalı ….’nin söylemesi gerektiğini, davanın bilinmesinin zapt tehlikesinin bilindiği anlamına gelmeyeceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6762 sayılı Kanun’un 946 ncı maddesi, 6098 sayılı Kanun’un 214 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.