Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/956 E. 2023/3910 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/956
KARAR NO : 2023/3910
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/185 Esas, 2021/1276 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/126 E., 2019/265 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı gerçek kişinin “GRANT” ibareli marka başvurusuna “GARANTİ” ibareli markalarına dayalı olarak yaptıklarının itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu markanın müvekkilin çok tanınmış olan markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu gibi tescili istenen 36 ncı sınıf hizmetlerin itirazlarına mesnet marka kapsamında yer aldığını, davalı gerçek kişinin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2018-M-603 sayılı YİDK kararının iptalini ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; taraf markaları arasında benzerlik olmadığını, müvekkilinin avukat olup babasına ait Nasip İnşaat Pazarlama İthalat İhracat Dahili Ticaret Ltd. Şti.’nin vekilliğini yürüttüğünü, şirketin ”NASİP” markası altında 1979 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini ve 2004/40093 başvuru numarası ile ”Nasip” ibareli tescilli markası bulunduğunu, bu süreçte davalının, vekilliğini yaptığı şirketin iş yaptığı bölgenin gelişmesi sebebi ile uluslararası müşteri pazarına hitap edilebilmesi amacıyla yeni bir markalaşma sürecine girdiğini ve bu maksatla ”NASİP” kelimesinin birebir karşılığı olan ”GRANT” kelimesinin marka olarak seçildiğini, tamamen sektörde tanınırlığını sağlayan ”NASİP” kelimesinin İngilizcesi ile yola kurumsal bir şekilde devam ederek kurumsallaşmayı amaçladıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuyla davalının “GRANT” ibareli marka başvurusu ile davacının “GARANTİ” ibareli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru ibaresi üzerinde davacının önceye dayalı hakkı, davalının başvurusu ile davacının markasından haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ve davalı başvurusunun kötüniyetle yapıldığı yönündeki iddiaların da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğunu, aksi yöndeki bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmeksizin eksik inceleme sonucu karar verildiğini, tanınmışlık iddialarının değerlendirme dışı bırakıldığını, müvekkilinin ” GARANTİ” ibareli markasının çok tanınmış olduğunu, müvekkilin çok tanınmış markasıyla ayırt edilmeyecek derecede benzer dava konusu markanın tesciline izin verilmesinin hukuka uygun bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “GRANT” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “GARANTİ” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’in 08.03.2021 tarih, 2020/1683 E., 2021/2144 K. sayılı ilamında da vurgulandığı üzere davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “GARANTİ” ibaresinin, ayırt edicilik gücünün zayıf olduğu ve bu nedenle koruma düzeyinin düşük bulunduğu, aynı nedenle davacı vekilinin tanınmışlığa dayalı istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.