Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/954 E. 2023/3909 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/954
KARAR NO : 2023/3909
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1292 Esas, 2021/1358 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/333 E., 2018/175 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı TPMK vekili ve davalı Siloport Tahıl Depolama Sis. San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı TPMK vekili ve davalı Siloport Tahıl Depolama Sis. San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2012/75756 sayılı “STFA+şekil” ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalının, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “SFA GROUP” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, müvekkilinin STFA ibareli birçok marka tescili bulunduğunu, dava konusu markanın bu markalarının serisi zannedileceğini, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız olarak yararlanma amacında olduğunu ileri sürerek 2017-M-5834 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 2004 yılından bu yana faaliyette olduğunu, sadece yurt içinde faaliyet göstermeyip yurt dışına da ürünlerini ihraç ettiğini, ürünlerinin tanınır hale geldiğini, kimsenin ün ve itibarından yararlanmak gibi bir niyeti olmadığını, sadece “tahıl depolama tesisleri/silo sistemleri inşa ettiğini ve başkaca inşaat işlerinde faaliyette bulunmadığını, tarafların hizmet verdiği ticari kitlelerin birbirinden farklı olduğunu, davalı şirketin SİLOPORT markası ile ürün ve hizmetlerini pazarladığını, bu bağlamda markanın kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, dava konusu markanın “SFA” değil “SFA GROUP” şeklinde olduğunu, iltibas değerlendirmesinde markaların kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin hitap ettiği ilgili tüketicinin nazara alınması gerektiğini, tarafların hizmet verdikleri alanlar dikkate alındığında ilgili tüketicinin bilinçli olduğunu, “SFA GROUP” ve “STFA” markalarının birbirinden ayırt edilebileceğini işitsel olarak; “SFA GROUP” markasının SE-FA GI-RO-UP olarak ve “STFA” markasının SE-TE-FE-A şeklinde telaffuz edileceğini, hece sayılarının birbirinden farklı olduğunu, Türk toplum yapısına göre SFA markasının SE-FA olarak telaffuz edileceğini, bu iki markanın bariz şekilde birbirinden ayrıldığını, davacının iltibas ve benzerlik iddialarının kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) vekili cevap dilekçesinde; taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuyla davacının marka işaretleri arasında benzerlik olduğu gibi dava konusu marka kapsamındaki mal/hizmetlerin davacının 2012/75756 sayılı markası kapsamındaki mal/hizmetler ile aynı/benzer bulunduğu, bu itibarla dava konusu marka ile davacının 2012/75756 sayılı markası arasında 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu, kötü niyet ve 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YİDK’nun 2017-M-5834 sayılı kararının iptaline, 2016/58141 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TPMK vekili ve davalı Siloport Tahıl Depolama Sis. San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı TPMK vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadığını, bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin irdelendiğini ancak iltibas değerlendirilmesinde dikkate alınmadığını, uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerin tüketicisinin bilinç düzeyinin yüksek olduğunu bu nedenle taraf markalarının karıştırılmayacağını, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda iltibas değerlendirmesinde ortalama tüketicinin dikkate alınması gerektiği görüşünün benimsendiğini ancak tarafların sundukları mal ve hizmetler dikkate alındığında tüketicinin ortalama tüketici kitlesi olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu markanın müvekkili şirketin tek ortağı olan …’nun adının kısaltması ve aynı zamanda kendisinin, oğlu …’nin ve eşi …’ün baş harflerinden oluşturulduğunu, müvekkilinin davacı markasının tanınmışlığından faydalanmak gibi kastı olmadığını, müvekkilinin sektöründe tanındığını, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2012/75756 sayılı markası arasında, dava konusu başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas bulunduğu, dava konusu başvurunun asıl unsurunun, başvuruda yer alan “GROUP” ibaresinin ayırt ediciliği bulunmaması nedeniyle, “SFA” ibaresinden oluştuğu, davacının itirazına mesnet markasının asıl unsurunu ise “STFA” ibaresinin oluşturduğu, taraf markalarında asli unsur olarak yer alan ibareler arasında tek harften kaynaklanan farklılığın iltibası önlemediği, uyuşmazlık konusu olan mal ve hizmetlerin bir kısmının hitap ettiği tüketicinin bilinçli olmasının da varılan sonucu değiştirmeyeceği, aynı yönde tespitler içeren bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TPMK vekili ve davalı Siloport Tahıl Depolama Sis. San. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

2.Davalı Siloport Tahıl Depolama Sis. San. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası ve birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.