Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/945 E. 2023/4165 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/945
KARAR NO : 2023/4165
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/339 Esas, 2021/2017 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2016/304 E., 2020/344 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının alacaklı, davacı müvekkilinin borçlu göründüğü 30.03.2016 vade ve 04.08.2009 tanzim tarihli 1.800.000,00 TL tutarlı bonoyu dayanak göstererek kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile davacı aleyhine icra takibi başlattığını, takibe dayanak bonoda borçlu hanesinde bulunan şirket kaşesi üzerindeki imzanın, şirket ortaklarından ve 2009 yılı itibariyle şirketi temsile yetkili bulunan …’a ait olduğunu, takip alacaklısı davalının şirketi borçlandıran bonoya imza atan şirket ortağı …’ın kayınvalidesi olduğunu, şirketi imzası ile borçlandıran … ile diğer şirket ortakları … ve…’ın kardeş olduklarını, şirket ortakları arasında son yıllarda anlaşmazlıklar ve tartışmalar yaşandığını, bu tartışmalar nedeniyle aralarında hukuk ve ceza davalarının devam ettiğini, İşcan Turizm ve Ticaret A.Ş. ortaklarından bulunan …’ın şirketin diğer ortakları olan … ve…’ı zor durumda bırakmak ve haksız kazanç sağlamak için davaya konu bonoyu tanzim ettiği ileri sürerek takibe ve davaya konu bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu bononun davacı şirket ve bu şirket ortağı olan …’a elden verilen borçların karşılığı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafça borcun sebebinin kendisine ait dairenin satış bedeli olarak alınan paranın rayiç değeri ve mahrum kalınan kira geliri karşılığı olduğu savunması getirilerek senet metninin talil edilmiş olduğu, bu nedenle ispat yükünün davalıya düştüğü, davalı tarafından ibraz edilen delillerin senedin iddia edildiği şekilde verildiğini kanıtlamaktan uzak olduğu, şirket defterleri üzerinde yapılan incelemede taraflar arasında borç-alacak ilişkisine dayalı ve dava konusu senet bedeline ilişkin herhangi bir borç/alacak kayıt işlemi ve/veya ödeme/tahsilat belgesi bulunmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 201 inci maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen hususların senetle ispatlanacağı, davalının icra takibinde kötü niyetli olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının 30.03.2016 vade 1.800.000,00 TL bedelli, 04.08.2009 düzenleme tarihli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kötü niyetle takip başlattığını, bu hususa ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senet metninin talil edilmediğini, borcun sebebinin açıklanmasının talil anlamına gelmediğini, bu nedenle ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davalının alacağının kambiyo senedine dayalı olduğunu, kambiyo senedinin temel borç ilişkisinden mücerret bulunduğu, kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içerdiğini, kambiyo senedine dayalı alacağın ayrıca kanıtlanması gerekmediğini, davacı iddiasını kanıtlayamadığını, davalının davacı şirketten olan alacağının ticari bir alacak olmadığını, dava konusu senet için İstanbul’da icra takibi yapıldığı, senette yetkili mahkeme olarak İstanbul mahkemeleri kabul edildiği, menfi tespit davası buna rağmen yetkisiz Akçakoca’da açıldığını, yetki itirazı usule ve yasaya aykırı bir şekilde reddedildiğini, davanın yetki bakımından reddi ile İstanbul mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere icra tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu bonoda ihdas nedeni olarak herhangi bir kayıt bulunmadığı, bu durumun senedin nakden verildiğine karine teşkil edeceği, İlk Derece Mahkemesince ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülmüş olduğu, davanın ispatlanmasının davacının sorumluluğunda bulunduğunu ancak ispat yükü üzerinde olan davacının savını ispata yarar deliller ile ispat edemediği ve başkaca delile de dayanmadığı ayrıca davacı vekilinin, icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin mahkemenin tensip tutanağı (11) nolu ara kararıyla reddedildiği, icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde bir tedbir kararının bulunmadığı, bu nedenle davacı/borçlu aleyhinde tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin her üç ortağının da kardeş olduklarını, bunlardan …’ın davalının damadı olduğunu ve kayın validesi ile birlikte hareket ederek eski tarihli bono düzenleyerek şirket üzerinden haksız kazanç elde etmek istediğini, davalı alacaklının müvekkili şirket ile hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını, şirket kayıtlarında da bonoya konu meblağa ilişkin herhangi bir para transferine rastlanmadığını, ipotek ve sair hiçbir teminat almadan söz konusu meblağ üzerinde anlaşılmasının gerçek dışı olduğunu, menfi tespit davasında kural olarak ispat yükünün davalı/alacaklıda olduğunu, alacağın varlığını ve dayandığı temel ilişkinin senettekinden farklı olduğunu iddia eden alacaklının artık kendi dayandığı ve senetten anlaşılmayan (elden para verilme olgusunu) bu hususu ispat yüküyle karşı karşıya olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun(2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.