Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/918 E. 2023/4390 K. 12.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/918
KARAR NO : 2023/4390
KARAR TARİHİ : 12.07.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1709 Esas, 2021/1490 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/66 E., 2019/299 K.

Taraflar arasındaki endüstriyel tasarıma tecavüzün ref’i ve maddi, manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin mobilya sektörünün tanınan bir firması olduğunu, davacı şirketin ürünlerinin endüstriyel tasarım tescillerinin yapıldığı ve koruma altında olduğunu, 2013 00113, 2010 05583, 2011 01506, 2012 00068, 2013 00694, 2010 06174, 2013 00695, 2012 00088, 2012 01577, 2013 00693, 2011 01497, 2012 01594, 2013 00691, 2011 01491 tescil numaralı endüstriyel tasarımların davacı adına tescilli olduklarını, davalı şirketin ise bu tasarımları taklit ettiği ve haksız rekabete sebebiyet verdiğini, davacıya ait 2010 06174 tescil numaralı tasarıma göre üretilen “Truva TV Ünitesi” ürününü “Natura TV Ünitesi” ve “Regola TV Ünitesi” adı altında, davacıya ait “Sedra Sandalye” adlı ürünü “A Model Sandalye” adı altında, davacıya ait “Apollon Sandalye” adlı ürünü “Aplik Sandalye” adıyla, davacıya ait 2012 00068 numaralı tasarıma göre üretilen “Sedra Zigon Sehpa” adlı ürünü “Carelli Zigon Sehpa” adıyla, davacıya ait “Teak-Abanoz-Antik Meşe Servis Sehpası” adlı ürünü “C Sehpa” adıyla, davacıya ait 2012 00068 numaralı tasarıma uygun olarak üretilen “Sedra Sevis Sehpası Beyaz” adlı ürünü “C Servis Sehpası” adı altında, davacıya ait “Apollon Zigon Sehpası” adlı ürünü “C Zigon Sehpa” adıyla, davacıya ait “Datca Servis Sehpası” adlı ürünü “Melamin Zigon Sehpa” adı altında, davacıya ait “Flower Orta Sehpa” adlı ürünü “Kardelen Sehpa” adı altında, davacıya ait “Magnum Orta Sehpa” adlı ürünü “Assos Sehpa” adı altında, davacıya ait “Petra Orta Sehpa” adlı ürünü “Carel Sehpa” adı altında, davacıya ait “Rulet Orta Sehpa” adlı ürünü “Dream Sehpa” adı altında ürettiği ve kataloglarında yer verdiği, ihtarname ile davalıyı yazılı olarak uyarıldığını ancak eylemlerin sonlandırılmadığını, davalı kataloglarında ve www.engince.com.tr,www.enginev.com.tr ve www.enginevim.com.tr internet sitelerinde yer alan pek çok ürünün davacı adına tescilli ürünler olduğunu, davalının Google reklamlarında “ider”, “ider mobilya”, “idermobilya” kelimelerine sponsor reklam vererek, ürünlerini taklit ettiği davacı firmanın müşterilerini asalak reklamlarla kendisine yönlendirmeye çalıştığını, davalının, hiçbir teknik katkı sunmadığı modelleri taklit ederek çoğaltmasının haksız rekabet olduğunu, davalının, sektör lideri olan İder Mobilya’yı ve modellerini bilmemesinin düşünülemeyeceğini, davacı şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını, maddi tazminat hesabının Bakırköy Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/229 D.İş sayılı dosyasında yer alan 11.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda davalının internet sitesinde yer alan ürünlerin, davacının tescilli tasarımlarına benzer/taklit olduklarının belirtildiğini, davalının haksız rekabetinin önlenmesine, tasarım tecavüzü ve haksız rekabette bulunulan ürünlerin toplatılmasına, ürünleri imal eden makinelerin ve katalog/broşürlerin imhasına, internet sitelerinden yapılan endüstriyel tasarım tecavüzü ve haksız rekabet ihlallerinin engellenmesini, tecavüz nedeni ile müvekkili davacının yoksun kaldığı kazancın 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ‘nin (554 sayılı KHK) 54 üncü maddesinin (b) bendi uyarınca hesaplanmasını, ticari defterlerinin usulüne uygun düzenlenmediği veya zarar gösterilmiş olduğu durumlarda ise (c) bendi uyarınca hesaplanarak, davalı tarafa maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davalı aleyhine verilecek kararın ilgili resmi kurumlara tebliği ve kamuya ülke genelinde yayın yapan gazete ile duyurulmasına masrafın davalı tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tescilli tasarımlarına davalı tarafça tecavüz edildiği ve haksız rekabette bulunulduğu, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği tescilsiz tasarımların ilk kez davacı tarafından üretilip üretilmediği, davacıya ait olup olmadıklarının tespit edilemediği, “PETRA” isimli ürün tasarımı dışındaki tasarımın harcıalem olduğu, davalı tarafça dürüstlük kuralına aykırı olarak ve davacı ürünleri ile iltibas yaratacak şekilde üretilmedikleri, dava dilekçesinde belirtilen alan adlarının tamamının davalıya ait olduğu, davalının, davacı adına tescilli tasarımlarının koruma kapsamında kalan ürünleri, 2010/06174 tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın (6) numaralı tasaramına “NATURA TV ÜNİTESİ” adı ile , 2010/06174 tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın (3) numaralı tasarımını “REGOLA TV ÜNİTESİ”; 2012/00088 tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın (14) nolu tasarımını “APLİK SANDALYE” adı ile; 2012/00068 tescil numaralı çoklu endüstiyel tasarımın (3) numaralı tasarımını “LİFE YAN SEHPA” adı ile ve 2012/00068 tescil numaralı çoklu endüstriyel tasarımın (5) numaralı tasarımını “CARELLİ ZİGON SEHPA” adı ile üreterek işyeri, katalog ve internet sitelerinde satışa sunmak sureti ile davacının endüstriyel tasarım haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, davacının endüstriyel tasarım haklarına, davalı tarafça yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, endüstriyel tasarım tecavüzü ve haksız rekabet konusu ürünlerin ve münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılan makinelerin katalog ve broşürlerin toplatılmasına, karar kesinleştiğinde imhasına, www.engince.com.tr, www.enginev.com.tr, www.enginevim.com.tr alan adlı internet sitelerinin içeriklerinden tecavüze ve haksız rekabete konu olan ürünlerin çıkartılmasına, tanıtım ve satışlarının yasaklanmasına, davaya ve tecavüze konu ürünlerin bu internet sitelerinde ve davalıya ait kataloglarda yer aldığı, yapılan tazminat hesaplamasında davalının dava konusu ürünlerle ilgili satışlarının ayrı ayrı kaydı tutulmadığından tüm satışları üzerinden hesaplama yapıldığı, davaya konu olan ve tasarım haklarına tecavüz teşkil eden ürünlerle ilgili maddi tazminatın hesaplanmasının mümkün olmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi uyarınca maddi tazminatın takdiri yoluna gidilerek, tarafların ticari iş hacimlerine, tecavüz edilen tasarım sayısına, ürünlerin özelliklerine göre 50.000,00 TL maddi ve eylemin özelliklerine, tarafların mali durumlarına, kusur durumuna göre 20.000,00 TL manevi tazminata, maddi ve manevi tazminata davaya konu olan Natura TV Ünitesi isimli ürünün davalıya ait www.enginev.com.tr sitesinde ilk yayınlandığı tarih olan 07.02.2012 tarihinden itibaren ticari avans faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin reddine, davacının tescilsiz tasarımları ile ilgili taleplerinin, haksız rekabetin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın süresinde cevap ve delillerini sunmadığı halde, yargılama boyunca duruşmalarda sözlü olarak ve itiraz dilekçeleri ile usule aykırı olarak savunmasını genişlettiğini, maddi tazminatın ne suretle belirlendiğinin açık olmadığını, davalının net satış tutarının 2012 yılında 4.615.023,01 TL 2013 yılında 7.326.695,26 TL olup, toplamda 11.941.718,27 TL olduğunu, muhtemelen vergi dairesine daha az vergi ödemek için davalı tarafın 1.670.217,68 TL kazanç elde ettiğini beyan ettiğini, mobilya sektöründe de en az yüzde 30-35 kar marjı olduğunu, bu durumda davalının cirosu 11.941.718,27 TL satış tutarı üzerinden %35’ine tekabül eden 4.179.601,39 TL olduğunu, bu nedenle belirlenen tazminatın hatalı olduğunu, 20.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkilinin uğradığı zarar ve tespit edilen tasarım, marka tecavüzleri dikkate alındığında çok düşük olduğunu, davalı tarafça Google reklamlarında mobilya ismi kullanılmaksızın İDER ismi üzerinden reklam yapılarak, asalak reklam durumu oluştuğunu ve davalının, müvekkili İDER’ in ticari konumundan faydalandığını, reklamlarda müvekkilinin fiyatlarından 50 – 100 TL arasında daha düşük fiyat sunmak suretiyle de haksız rekabetin oluşmasına sebebiyet verdiğini, internet sitelerinin ve muhtelif şirketlerin davalıya ait olduğunu, bunun davalı tarafın kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, maddi zararına oranla, tecavüzün ve haksız rekabetin ağırlığına nispeten hüküm altına alınan manevi tazminatın hakkaniyete uygun olmadığını, dosya üzerinden alınan son bilirkişi raporu ile müvekkilin ait tescilsiz tasarımlardan “PETRA” isimli sehpaların dava dışı başka firmalar tarafından kullanımı tespit edilememiş olup, böylelikle harcıalem durumunun söz konusu olmadığı, tasarım açısından da haksız rekabet şartlarının mevcut olduğu dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken bu tasarıma ilişkin taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, diğer tescilsiz tasarımlarının da dava dışı diğer şirketlerin ürettikleri ürünlere göre ayırt edici özellikleri söz konusu olup, böylelikle davalı tarafından taklit edilen davacının üstün hak sahibi olduğu tüm tescilsiz tasarımlara yönelik haksız rekabetin mevcut olduğunun gözden kaçırıldığını, bu nedenlerle tescilsiz tasarımlar yönünden tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ENGİNEV ve ENGİNEVİM ismini kullanan şirketlerin müvekkiline ait olmadığını, bu ismi kullanan şirketlerin ticari unvanı ve mağazalarının ayrı olduğunu, müvekkili şirketle hukuki ve organik hiçbir bağı bulunmadığını, bilirkişilerin sektör üzerinde yeterince inceleme yapmadığını, davacıya ait olduğu iddia edilen 3. nolu Tv Ünitesinin ASLANLI MOBİLYA isimli şirketin kataloğunda bulunduğunu, müvekkil şirketin de yine bu firmadan başkaca mobilya ürünleri aldığını, üreticilerin bu kataloglardaki ürünlerin satılması için müvekkili şirketin sitesinde teşhir ettiğini ve müvekkili kanalıyla bir satış gerçekleşmeden gelen ihtarname üzerine üzerine siteden de kaldırıldığını, başka bir üretici firma olan ÇİZMECİ STYLE isimli firmanın kataloğunda davacının iddia ettiği 3. nolu TV ÜNİTESİ nin bu kez TRİO ÜNİTE olarak ve davacının iddia ettiği 6. TV ÜNİTESİNİN ise NATURA ÜNİTE olarak yer aldığını, bunun yanında yine yerel mahkemeye sunulan TEMPA MOBİLYA’ya ait kataloğun son sayfasında davacının iddia ettiği 3. NOLU TV ÜNİTESİNİN bu kez TV ÜNİTESİ (TV UNIT) olarak yer aldığını, dava konusu başka bir iddianın ise sehpalar üzerinde olduğunu, yerel mahkemeye sunulan 312 DESING isimli firmanın kataloğunun 92 nci sayfasında davacının olduğu iddia edilen 5. nolu ZİGON SEHPANIN, MONO ZİGON olarak yer aldığını, yine 312 DESING isimli firmanın kataloğunun 86. sayfasında SLIM ZİGON olarak geçen modelin davacının iddia ettiği 3. nolu SEHPA olarak görüldüğünü, bu ürünlerin en geç 2011 yılında üretildiğini, TOGO STYLE isimli SEHPASAN MOBİLYA KOLTUK TAŞ.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.’ye ait kataloğun 66ncı sayfasından başlayarak 66, 67, 68 ve 69 nolu sayfalarında FLOWER isimli sehpanın yer aldığını, bu sehpanın hukuki korumasının bu şirkette olduğunu, buna ilişkin 01.09.2012 tarihli 197 numaralı bültende yayınlanan 02.04.2012 tescil tarihli tasarım sahibi olarak SEHPASAN MOBİLYA KOLTUK TAŞ.SAN.VE TİC. LTD. ŞTİ.’nin görüldüğünü, davacının bu sehpanın kendisine ait olduğunu iddia ettiğini, yine TOGO STYLE isimli SEHPASAN MOBİLYA KOLTUK TAŞ.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.’ye ait kataloğun 108 inci sayfasından itibaren 109, 110 ve 111 inci sayfalarda RULET ismiyle dava konusu bir diğer sehpa yeraldığını, MAGNUM isimli sehpanın da yine TOGO STYLE isimli SEHPASAN MOBİLYA KOLTUK TAŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’ye ait kataloğun 22, 23, 24 ve 25 inci sayfalarında MAGNUM olarak yer aldığını, diğer tüm sehpaların harcıalem ürünler olup mobilya mağazalarının yanı sıra yapı marketlerde dahi demonte halde satıldığını, bu sehpaların anonim olduğunu, ismi dahi olmadığını, davacının haksız rekabete konu ettiği hiçbir ürünü üretmediği gibi bu ürünlerde yenilik unsuru olmadığını, davacının hak sahibi de olmadığını, davacının tahkikat bittikten sonra davayı ıslah ettiğini, buna muvafakatlarının olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafından taklit edilen davacının üstün hak sahibi olduğu tüm tescilsiz tasarımlara yönelik haksız rekabetin mevcut olduğunun gözden kaçırıldığını, tescilsiz tasarımlar yönünden tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını, davanın talebi gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının ürünlerinin kullanıldığını ileri sürdüğü sitelerin müvekkiline ait olmadığını, bu ismi kullanan şirketlerin ticari unvanı ve mağazalarının ayrı olduğunu, müvekkili şirketle hukuki ve organik hiçbir bağı bulunmadığını, bilirkişilerin sektör üzerinde yeterince inceleme yapmadığını, davacı ürünlerinin harcıalem ürünler olup mobilya mağazalarının yanı sıra yapı marketlerde dahi demonte halde satıldığını, bu ürünlerin anonim olduğunu, davacının haksız rekabete konu ettiği hiçbir ürünü üretmediği gibi bu ürünlerde yenilik unsuru olmadığını, davacının hak sahibi de olmadığını, davacının tahkikat bittikten sonra davayı ıslah ettiğini, buna muvafakatlarının olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, endüstriyel tasarıma tecavüzün ref’i ve maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 554 sayılı KHK’nin 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.07.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

KARŞI OY

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.

T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde “Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı”,
492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı”,

(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”,

1/e maddesinde “yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı”

2.a maddesinde de “1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında” maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.

Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen “istinaf başvurusunun esastan reddi” kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen “esas hakkında” karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.

Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki “esastan” ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)

Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)

1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.

Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası’nın 73/3 maddesindeki “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına” ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.

Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.

Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.

Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.