Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/91 E. 2023/3569 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/91
KARAR NO : 2023/3569
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/579 Esas, 2021/1285 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/157 E., 2017/735 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İktisat Bankası A.Ş. ile İnkişaf Pazarlama A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden kredi kullandırıldığını ve davalılar And Havacılık A.Ş. ile …’nın genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatının bulunduğunu, borçlunun edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle kredi hesaplarının Bursa 15. Noterliğinin 20.09.2001 ve Beşiktaş 17. Noterliğinin 20.09.2004 tarihli ihtarları ile kat edildiğini, borcun ödenmemesi ve asıl borçlunun iflasıyla kefiller hakkında İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2013/12149 E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak borçluların itirazı üzerine dava açma gereğinin doğduğunu, icra takibi ile 578.125,35 TL talep edilmiş ise de, … yönünden faiz ve masraflar hariç 259.519,08 TL nakdi alacak ve diğer davalı yönünden 259.247,83 TL nakdi alacak talebi ile dava açıldığını, davalılardan tasfiye halinde And Havacılık A.Ş. vekili tarafından ibraz edilen 1.000.000,00 dolar bedel ödendiğine ilişkin yazı içeriğindeki İnkişaf Tekstil ve Ticaret A.Ş. ile bu dava kredi borçlusu İnkişaf Pazarlama A.Ş.’nin iki farklı şirket olduklarını, yapılan ödemenin İnkişaf Tekstil Sanayi A.Ş. risklerine karşılık yapıldığını, davalı açısından borcun sona ermediğini, aynı iddiaların İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/477 E. sayılı dosyasında reddedildiğini, ilgililerden de 1.000.000,00 dolarlık bir tahsilata rastlanmadığını ileri sürerek davalıların takibe itirazlarının iptali ile takibin … 259.519,08 TL nakdi alacak, davalı şirket bakımından 259.247,83 TL nakdi alacak üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı şirketin tasfiye memuru vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamış, yargılama safhasında dava konusu kredi sözleşmelerinin 13.10.1997 yılı öncesine ait olduklarını, sözleşme tarafı İktisat Bankası T.A.Ş. tarafından verilen aynı tarihli belgeye göre bu tarihten önceki sözleşmelere ilişkin kefaletin artık ortadan kalktığını, anılan belgenin celbi gerektiğini beyan etmiştir.

2. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı İnkişaf Pazarlama A.Ş. ile İktisat Bankası A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında anılan şirkete gayri nakdi kredi kullandırıldığı, davalıların taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatlarının bulunduğu, davalıların kefalet limitinin 31.000,00 TL olduğu, asıl borçlu tarafından borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borcun ödenmesi için gönderilen ihtarnamenin her iki davalıya da tebliğ edilemediği, bu sebeple her iki davalının takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davalıların kefalet limitleri nazara alınarak takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar %47 nispetinde temerrüt faizi ve faizin %5’i gider vergisinden sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2013/12149 E. sayılı dosyasına vaki itirazlarının 31.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin 31.000,00 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %47 temerrüt faizi ve faizin %5’i gider vergisi yürütülmek suretiyle devamına fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranından 6.200,00 TL inkâr tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Genel Kredi Sözleşmesinin 46 ncı maddesinin “Müşteri ve kefiller yukarıda sözü edilen hususların yerine getirilmesi için aşağıdaki adreslerinin, kanuni ikametgâh kabul edildiğini beyan ve sözü geçen yere yapılacak tebliğlerin şahıslarına yapılmış sayılacağını kabul ederler. Müşteri ve kefiller bu ikametgâhlarını değiştirseler bile aynı şehirde derhal yeni ikametgâh göstermeyi taahhüt ederler. Ancak yeni ikametgâh ticaret siciline tescil ettirilip ayrıca Bankaya noterlik eliyle tebliğ edilmediği takdirde yukarıda sözü geçen ilk ikametgâha yapılacak tebliğlere Müşteri ve kefillerin itiraz hakkı olmayacaktır.” hükmünü amir olduğunu, buna göre davalıların sözleşmede belirtilen adreslerine gönderilen ihtarname ile temerrüde düştüklerinin kabul edilmesi gerektiğini, iddialar doğrultusunda kabul edilmesi gereken temerrüt tarihi itibariyle uygulanan % 55 akdi faiz oranına yine sözleşme hükmüne göre 25 puan eklenmesiyle uygulanması gereken temerrüt faiz oranının % 80 olduğunu, Mahkemece temerrüt başlangıç tarihi ile temerrüt faizi oranının yanlış hesaplandığını, verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek verilen kararın kaldırılmasına, yargılamaya devamla davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kefillerin temerrüde düşürülmediği sürece temerrüt faizlerinden sorumlu tutulamayacakları, davalılara gönderilen hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilemediği 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 68 nci maddesinin (b) fıkrasının son cümle hükmünün kredi borçlusu yönünden uygulanabilir ise de kefil bakımından uygulama yeri bulunmadığı, davalılar takipten önce temerrüde düşürülmediklerinden, takip tarihine kadar işlemiş faiz istenemeyeceği, temerrüdün icra takibinden itibaren başladığı, buna göre uygulanması gereken temerrüt faizi oranının sözleşme hükmü uyarınca %22 olan akdi faiz oranına 25 puan eklemek suretiyle %47 olarak kabul edilmesi gerektiği, bu hususlar gözetilerek yapılan faiz hesabının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin her türlü harçtan muaf olduğunu, davalıların ihtarname ile temerrüde düşürüldüğünü, taraflar arasındaki sözleşme gereği kefillerin bankaya bildirdikleri adrese yapılan tebligatın geçerli olduğunu, takip tarihine kadar faiz işletilmemesinin hatalı olduğunu, talep edilebilecek temerrüt faizi oranının %80 olduğunu, ihtarname tarihine göre hesap edilen temerrüt tarih ve oranına dayalı yapılan hesabın da hatalı olduğunu, davalı şirket lehine haksız ve fahiş miktarda vekâlet ücreti takdir edildiğini, icra inkâr tazminatının da eksik olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacıya devredilen banka ile dava dışı firma arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olarak imza atan davalılar hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı Kanun’un 67 ve 68 inci maddeleri.

3. Değerlendirme ve Sonuç
Mahkemece hesap kat ihtarnamesinin davalı kefillere tebliğ edilmediği gerekçesiyle davalıların takip tarihi itibariyle temerrüde düştükleri kabul edilerek bu tarihe göre temerrüt faizine hükmedilmiş ise de taraflar arasında düzenlenen 02.01.1997 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 46 ncı maddesinde “Müşteri ve kefiller yukarıda sözü edilen hususların yerine getirilmesi için aşağıdaki adreslerinin, kanuni ikametgah kabul edildiğini beyan ve sözü geçen yere yapılacak tebliğlerin şahıslarına yapılmış sayılacağını kabul ederler. Müşteri ve kefiller bu ikametgahlarını değiştirseler bile aynı şehirde derhal yeni ikametgah göstermeyi taahhüt ederler. Ancak yeni ikametgah ticaret siciline tescil ettirilip ayrıca Bankaya noterlik eliyle tebliğ edilmediği takdirde yukarıda sözü geçen ilk ikametgaha yapılacak tebliğlere Müşteri ve kefillerin itiraz hakkı olmayacaktır.” hükmü yer almaktadır. Bu durumda, alacaklı banka tarafından hesabın kat edildiği ve tebliğ edilemese dahi sözleşmedeki adrese gönderilmesiyle kefilin borcunun muaccel hale geldiği göz önüne alınarak kefiller yönünden de temerrüt tarihi ve oranının davacının Beşiktaş 17. Noterliğinin 20.09.2004 tarihli ihtarnamesinin davalı kefillerin adreslerine ulaştığı tarih dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.