YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/875
KARAR NO : 2023/4331
KARAR TARİHİ : 11.07.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/290 Esas, 2021/2043 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/458 E., 2018/287 K.
Taraflar arasındaki markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kendisi ve kardeşleri lehine tescilli “ESCAPE” markasını kullandığını, müvekkili adına tescilli “escape-+şekil” ibareli, “escape s90” markalarının olduğunu, uzun yıllardır 1000’e yakın satış noktası ve bayi kanalı ile “escape” markalarını taşıyan çantaları yıllarca üretip sattığını, markayı sektörde büyük bir tanınmışlığa ulaştırdığını, davalının “escape” ibaresini taşıyan çantaların üretimini gerçekleştirdiğini ve Decathlon mağazalarında ve online mağazalarda bu ürünün satışını gerçekleştirdiğini, davalıya gönderilen ihtarname cevabında “ESCAPE” ibaresini de “QUECHUA” markalı çantaların bir modelinde kullandıklarını ancak bunun müvekkil markaları aleyhine tecavüz yaratmadığına dair beyanda bulunduğunu, ayrıca “escape” kelimesinin İngilizce’de kaçış anlamına geldiğini ve kendi ürünlerinde doğaya kaçış temasını ifade etmesi bakımından betimleyici bir kullanım olduğunu, ibarenin ürünlerde model olarak kullanıldığı için markasal kullanım olmadığını ileri sürerek davalının devam eden tecavüz fiillerinin üretimin durdurulmasını, mağazalardan toplatılması sureti ile tecavüzün kaldırılmasını, depodaki ürünlere tedbiren elkonulmasını, üretimin durdurulmasını, ürünlerin mağazalardan toplatılmasını, davalının müvekkil markasından internet üzerinden haksız yararlanmasının engellenmesini ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalının müvekkilinin markasını ihtiva eden ürünler üzerinden elde ettiği kazancın hesaplanarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, şimdilik 1.000,00 TL zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu markalar arasında bir benzerlik olmadığını, müvekkilinin markasının “QUECHUA” markası olduğunu, kullanımlarının kendi marka kapsadığını, davacı markasından elde edilen bir menfaat olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı taraf markası tescilli olup tescilli markada bir markaya tecavüzden bahsedebilmek için aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer kullanım olmasının gerektiği, davaya konu olayda “ESCAPE” ifadesinin davalı şirket ürünlerinin belirgin işareti, yani markası veya marka unsuru niteliğinde olmaması ve davacı markası ile karakter veya şekil yönünden bir benzerliği olmaması gibi hususların yanında gerek yazı büyüklüğü gerek uygulaması gerekse diğer çantalardaki kullanımlardan, çantalardaki ana unsurun davalının tescilli şekli olduğu, “ESCAPE” ibaresinin ise tali unsur niteliğinde olduğu, bu şekilde “ESCAPE” kelimesi kullanımının tecavüz teşkil etmeyeceği gerekçesiyle markaya tecavüz ve diğer talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ürünler üzerinde kendi markasını da kullanmış olmasının müvekkil markasını kullandığı gerçeğini değiştirmediğini, müvekkilinin “ESCAPE” ibareli markalarının seri marka olarak tescil ettirildiğini ve kullanıldığını, markayı sektörde büyük bir tanınmışlığa ulaştırdığını, markanın küçük puntolarda kullanılmış olması halinde marka tecavüzünün oluşmayacağına dair verilen karar ile müvekkilin marka hakkı ve mülkiyet hakkının hiçe sayıldığını, tescilli markanın bir başkası tarafından kullanılamayacağını,
keşfin yalnızca davalının katılımı ile gerçekleştirilmesi üzerine bu konudaki itirazların ve yeniden inceleme yapılması talebinin mahkemece reddedilerek gerekçeli kararında bu konuya değinmediğini, müvekkilinin markasının tanımlayıcı olmadığını ve yıllardır tescilli olması nedeniyle yardımcı unsur olarak kullanılamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafça sırt çantası ürünleri üzerinde davacının tescilli “ESCAPE” markasının birebir aynısının “ESCAPE 10” şeklinde markasal şekilde kullanıldığı, ürünlerin ortalama tüketici kitlesine hitap ettiği, markasal kullanımın tüketici nezdinde ürünlerin aynı işletmeden geldiği izlenimi de dahil iltibasa neden olacak nitelikte bulunduğu, somut olarak karışıklık yaşanmasının aranmamakla bir an için dahi karışıklık ihtimalinin iltibas tehlikesi anlamına geldiği ve markaya tecavüz fiilinin gerçekleştiği, davacı tarafça ihtarname keşide edilmesine rağmen dava açıldıktan sonra dahi internet üzerinde tanıtım ve satışa sunulduğu mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurunun kısmen kabulü, kısmen reddi ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı tarafça sırt çantası ürünleri üzerinde davacı adına tescilli “ESCAPE” markasının kullanılmasının markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile, tecavüzün men’ine, markaya tecavüzün ref’i talebi konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına, 2.665,39 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin 10.661,56 TL tazminat talebinin husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kendilerine keşif günü ihtar edilmeden, taraf teşkili sağlanmaksızın yalnızca davalı katılımı ile keşfin gerçekleştirildiğini, keşif neticesinde yapılan defter incelemesinin ve hazırlanan bilirkişi raporunun gerekçeli karara dayanak gösterilmesini kabul etmediklerini, adil bir tazminat hesabının yapılmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının yalnızca kısmen reddine ilişkin kısmının bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişilerce maliyet unsurları dikkate alınmayarak eksik, hatalı ve fahiş, tazminat hesaplaması yapıldığını, yerel mahkemece tarafların ürettikleri çantaların karıştırılma ihtimali olmadığı değerlendirmesi yerinde iken istinaf mahkemesince bu durumun markaya tecavüz teşkil ettiğine yönelik karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin başka bir firmanın markasını taklit etmek ve onun bilinirliğinden faydalanmak gibi bir ihtiyacı olmadığını, ürünü tanıtan açıklama ve bilgilendirme metinlerinde dava konusu ürünün markasının “QUECHUA” olarak ifade edildiğini, müvekkilinin davacı markasını kullanmadığını, “escape” ibaresinin çantalara şehirden kaçış mesajını müşteriyle paylaşmak için konulduğunu, çantaların satışta olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen kabulüne ilişkin kısmın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.