Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/86 E. 2023/3599 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/86
KARAR NO : 2023/3599
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/602 Esas, 2021/1145 Karar
HÜKÜM : Yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/418 E., 2019/51 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili ile davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin “PINAR” ve “PINAR + Şekil “ibareli birden çok tanınmış markaların sahibi olduklarını, davalı …’ün 23.05.2016 tarihinde görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak müvekkillerinin “PINAR” ibareli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte 29 uncu ve 30 uncu sınıf ürünleri içeren “SAKLIPINAR” ibare ve biçimli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2016/45824 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilânı üzerine her iki müvekkilinin ayrı ayrı iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak başvurunun reddi arzusuyla itirazlarda bulunduğunu, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2017/M-7821 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkillerinin tanınmış markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek TPMK YİDK kararının iptaline ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; “PINAR” ibaresi geçen birçok marka tescili bulunduğunu, zira “PINAR” ibaresinin sektörlerde yaygın olarak kullanılmakta olduğunu ve zayıf bir marka niteliğine sahip bulunduğunu, “Pınar” ibaresinin yanına ek getirerek farklı markalar oluşturmanın mümkün olduğunu, “PINAR” ibaresi ayırt edici niteliği düşük olan bir unsur olup karıştırılma olasılığı değerlendirilmesinde tek başına ele alınması gerektiğini, zayıf markanın yanında yer alan ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime olan etkisi dikkate alınarak benzerlik kıyaslaması yapılacağını, zayıf markanın yanında yer alan ortak olmayan unsurun markanın işitsel, görsel ve anlamında farkındalık oluşturması halinde kıyaslanan markaların benzer bulunmaması gerektiğini, ayırt edici niteliği düşük bir unsurun markalarda ortak olarak yer almasının, olağan şartlarda karıştırılma ihtimaline yol açmayacağının içtihatlarla sabit olduğunu, karıştırılma ihtimalinin salt ortak unsur üzerinden yapılmasının hukuka aykırılık oluşturduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun ”PINAR” ibaresinden oluştuğu, diğer kelimelerin bu sözcüğe göre geri planda kaldıkları, ayırt edicilikte önemlerinin bulunmadığı, anılan kelimelerin 30 uncu sınıf mal ve hizmetler bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürün ve hizmetlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, esasen davacı işletmenin üretim ve ticaretini yaptığı hizmet ve ürünlerini, seri ve birbirine benzer yahut ana unsuru birbirine benzeyen markaları ile birlikte pazara sunmakta olduğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin “SAKLIPINAR” ibaresinden oluştuğu, bu sözcüğün ”PINAR” ibareli davacı markaları görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibarıyla bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulundukları, “SAKLIPINAR” ibaresinde ”PINAR” ibaresinin önünde yer alan ”SAKLI” ibaresinin farklı bulunmasının ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK’nın 20.09.2017 tarih ve 2017-M-7821 sayılı kararının iptaline, davalının “SAKLIPINAR” ibareli 2016/45824 başvuru nolu markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili ile davalı … vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; pınar ibaresinin zayıf bir ibare olduğunu, kapsam bakımından saklı kelimesi ile yeterli farklılığın sağlandığını, ibareler arasında 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; teknik bilirkişi raporu kararı alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, kurulan hükmün, doğruluğu ve yanlışlığından ziyade önem arz eden husus savunma hakkının ihlal edilmiş olması olup verilen karar hukuken gölgelendiğini, “pınar” ibaresinin yaygın kullanımlı olup iltibas değerlendirmesinin katı bir şekilde yapılamayacağını, söz konusu kelimenin yer adı, isim, soyisim v.s. şeklinde yaygın olarak kullanılması nedeniyle ayırdedici karakterinin zayıf olduğunu, sadece yoğurt ve süt alanında olan tanınmışlığın diğer ürünler için koruma sağlamayacağını, “pınar” ve “saklı pınar” markalarının benzer olmadığını, bilirkişi incelemesi yaptırıp pınar markasının hangi alanlarda tanınmış olduğu, hangi ürün gamında kullanımlarının olduğunu ve pınar ile saklı pınar markalarının hangi ürünler için iltibas oluşturup oluşturmadığını teknik olarak inceletmesi gerekirken tüm sınıflar için iltibas kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacıların itirazlarına mesnet marka tescil belgelerinin getirtilmeden karar verilmesi nedeni ile duruşma açılıp davaya konu marka tescil belgelerinin getirtildiği, gelen marka tescil belgelerinin karşılaştırılması amacıyla da bilirkişi raporu alındığı, alınan bilirkişi raporuna göre davalı şahsın başvurusunun “Saklı pınar” ibaresinden oluştuğu, itiraza mesnet davacı tarafın markalarının ise “PINAR” esas ibaresinden meydana geldiği, markalardaki esas unsurların “PINAR” kelimesi olduğu, davacıların itiraza mesnet markaları ile davalı şahsın başvurusu arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının başvurusuna konu ibare ve biçimli işareti gördüğünde bunun davacıların itirazına mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, başvuruya konu markanın davalı adına tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının yüksek ihtimal dahilinde olduğu, başvuruya markada yeterli ayırt edicilik yaratacak bir başka unsur bulunmadığı, bu itibarla davalının başvurusuna konu ibare ile davacıların itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas bulunduğu gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile TPMK’nın 2017-M-7821 sayılı YİDK kararının iptaline, davalı … adına tescil edilen 2016/45824 sayılı “saklı pınar” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili ile davalı … vekili ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararının isabetli olup olmadığı ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 35 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.