YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/853
KARAR NO : 2023/4195
KARAR TARİHİ : 06.07.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2162 Esas, 2021/1749 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İpsala Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Sıfatıyla)
SAYISI : 2015/342 E., 2015/205 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıdan 15.10.2015 tarihli sözleşmeye istinaden 1.200.000,00 TL tutarında kilosu 2,785 TL+KDV olmak üzere toplam 500 ton pirinç satın aldığını ve karşılığında her biri 150.000,00 TL bedelli 8 adet çek verdiğini, davalının 13.11.2015 tarihinde 70.220,25
TL tutarında pirinç teslim ettiğini ve 02.12.2015 tarihinde de davacıya müşteri çeki verdiğini, son teslimat sonrası davacının davalıdan 901.286,53 TL alacağı kaldığını, daha önce her ay düzenli olarak mal teslimi yapan davalının 13.11.2015 tarihinden itibaren teslimat yapmadığını, davalının acze düşmesi nedeniyle kalan malı teslim edemeyeceğinin anlaşıldığını ileri sürerek davacının dava konusu 8 adet çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 02.05.2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesiyle talep sonucunu 901.286,53 TL olarak daraltmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının toplam 356.485,11 TL tutarında 126.025 kg pirinç ve çekin davacıya teslim edildiğini, ancak davacının sanki hiç teslimat yapılmamış gibi tüm çeklerin toplam bedeli üzerinden dava açtığını, müvekkilinin davacıya 843.514,89 TL borcunun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalının mal alım satımı için sözleşme yaptığı, davalının sözleşme uyarınca teslim etmesi gereken malları teslim etmediği, dava devam ederken çeklerin davalıya ödendiğinin anlaşıldığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesinin altıncı fıkrası gereğince davacının davasını istirdat davası olarak devam ettirdiği, davalının siparişe ilişkin mal bedelini tahsil etmesi ve teslim etmeyi üstlendiği malı davacıya teslim etmediği anlaşıldığından tahsil edilen bedellerin davacıya istirdadı gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne davacının davalıya 8 adet çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 901.286,53 TL’nin davalıdan faiziyle birlikte istirdatına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kısmi feragat beyanı dikkate alınmadan davanın tümden kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, dava dilekçesinde dava değerinin 1.200.000,00 TL olarak gösterildiğini, cevaba cevap dilekçesinde maddi hata yapıldığı belirtilerek dava değerinin 901.286,53 TL olarak gösterildiğini, kısmi feragat beyanı dikkate alınarak bir hüküm kurulması ve reddedilen kısım üzerinden müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini, davanın 356.485,11 TL’lik kısmının reddi gerektiğini, eksik bilirkişi rapor üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinde dava değeri 1.200.000,00 TL olarak gösterilerek dava konusu 1.200.000,00 TL bedelli 8 adet çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenildiği, cevaba cevap dilekçesi ile maddi hata sonucu dava değerinin hatalı gösterildiği, 901.286,53 TL olarak kabul edilmesi gerektiğinin bildirildiği, bu beyanın maddi hata olarak kabul edilemeyeceği, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesindeki bu beyanının davayı geri alma iradesi taşımadığı, davalı tarafça da buna muvafakat edilmediği, o halde bu durumun kısmi feragat olarak kabul edilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu husus dikkate alınmadan dava konusu tüm çekler yönünden menfi tespit hükmü kurulmuş olmasının doğru olmadığı, davacı vekili yargılama sırasında çek bedellerinin ödendiğini belirterek bu tutarın istirdatına karar verilmesini talep ettiği, davacının faiz talebi olmadığı halde İlk Derece Mahkemesice ödenen tutarın faiziyle tahsiline karar verildiği, taleple bağlılık ilkesine aykırı davranıldığından bu hususun resen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne davacının, dava konusu 25.01.2016 tarih 150.000,00 TL tutarlı çek, 30.01.2016 tarih 150.000,00 TL tutarlı çek, 25.02.2016 tarih 150.000,00 TL tutarlı çek, 29.02.2016 tarih 150.000,00 TL tutarlı çek, 25.03.2016 tarih 150.000,00 TL tutarlı çek, 30.03.2016 tarih ve 150.000,00 TL tutarlı çekler nedeniyle ve 25.04.2016 tarih ve 150.00000 TL tutarlı çekin 1.286,53 TL’lik kısmı yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin feragat nedeniyle reddine, çekler yargılama sırasında ödendiğinden 901.286,53 TL’nin davalıdan istirdatına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi içeriğinde talebin 901.286,53 TL olduğunun açıkça belirtildiği, dava dilekçesinin talep kısmında maddi hata yapıldığını, bu durumun cevaba cevap dilekçesi ve aşamalardaki diğer tüm beyanlarda açık ve net bir biçimde ifade edildiğini, dilekçeler teatisi aşamasında iddia ve savunmaların genişletilmesi ve değiştirilmesi mümkün olduğunu, davanın değerinin cevaba cevap dilekçesi ile değiştirilmesi kısmi feragat anlamına gelmeyeceğini, talebin daraltılmasının geri alma veya kısmi feragat olarak değerlendirilmesi ancak tahkikat aşamasında söz konusu olabileceğini dilekçeler teatisi aşamasında talep sonucunun daraltılması feragat sonucunu doğurmayacağını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, icra takibinden önce açılan, keşidecisinin davacı olduğu çeklerden dolayı davalı lehdara borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, davacının borçlu olmadığını iddia ettiği çekleri ödemesi nedeniyle açılan istirdat davasıdır. Davacı dava dilekçesinde her ne kadar 8 adet her biri 150.000,00 TL tutarlı çekler nedeniyle borçlu olmadığını ileri sürmüş ise de dilekçe kapsamından 901.286,53 TL alacağı kaldığı, bu tutarda malın kendisine teslim edilmediğini de belirtmiştir. Ayrıca cevaba cevap dilekçesiyle maddi hatasını düzelterek dava değerinin 901.286,53 TL olduğunu ve dava dilekçesindeki maddi hatayı düzelttiğini beyan etmiştir.
6100 sayılı Kanun’un 141 inci maddesine göre davacı, cevaba cevap dilekçesinde herhangi bir yasak ya da sınırlamaya tabi olmadan iddia ve savunmalarını değiştirebilir veya genişletebilir. Davacı bu şekilde talep sonucunu yeniden belirleme imkanına sahiptir. Bunun için karşı tarafın rızasına, feragate veya ıslaha gerek yoktur.
Davacının hem dava dilekçesindeki açıklaması hem de cevaba cevap dilekçesindeki beyanı nazara alındığında davanın 901.286,53 TL’nin istirdatı davası olarak değerlendirilip karar verilmesi gerekir. Dava dilekçesindeki dava değerinin kalan kısmından feragat edildiği değerlendirilerek davanın kısmen kabulü neticesine varılması ve buna göre yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.