Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/835 E. 2023/4299 K. 10.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/835
KARAR NO : 2023/4299
KARAR TARİHİ : 10.07.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/185 Esas, 2021/1777 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2017/179 E., 2019/1276 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine Adıyaman İcra Müdürlüğünün 2017/1605 E. sayılı dosyası ile icra işlemi başlatıldığını, davacı şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde belirtildiği şekilde müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin yetkilisi tarafından…’nin şirketin genel işlerini yürütmek amacıyla yetkili kılındığını, verilen vekaletname gereğince…’nin sadece şirketin genel işlerini yürütmekle yetkilendirildiğini, ancak… tarafından kendisine verilen vekaletnamedeki yetkinin dışına çıkılarak Halkbank isimli bankadan çek koçanı talep edildiğini, Halkbank tarafından da yeterli inceleme yapılmadan…’ye çek koçanı verildiğini, …’nin bankadan aldığı çekleri kendi kişisel borçları için alacaklılarına düzenleyerek yazdığını, davalı şirket ile davacı müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını ileri sürerek Adıyaman İcra Müdürlüğünün 2017/1605 E. sayılı dosyasında takibin durdurulmasına, müvekkili şirketin davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; keşidecisi Ortaç Plast. İnş. Ltd. Şti. olan borçlu ciranta Taçya Spor-… tarafından müvekkiline verilen çekin 03.02.2017 tarihinde muhatap bankaya sunulduğu halde ödenmediğini, müvekkilinin açılan davada davalı sıfatının bulunmadığını, müvekkiline dava konusu çekin sattığı malların karşılığı olarak ciranta Taçya Spor-… tarafından ciro edilerek verildiğini, çekin kanunen emre yazılı kıymetli evrak olduğunu, kambiyo senetlerindeki sebepten soyutluk ilkesi gereği iddialarını ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu çekin davacı Ortaç Plastik Elektrik Tekstil İnşaat Ltd. Şti. tarafından Taçya Spor-… adına keşide edildiği, Taçya Spor yetkilisi tarafından davalıya ciro edildiği, fatura konusu malların Taçya Spor-…’ye teslim edildiği, dolayısıyla taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, Türkiye Halk Bankası A.Ş. tarafından sunulan müzekkere cevabına göre davacı şirketin benzer nitelikteki çekleri ödediği, her ne kadar dava dışı…’ye verilen vekaletnamede çek keşide etme yetkisi bulunmasa da bunun iyiniyetli 3 üncü kişiler tarafından bilinemeyeceği ve ancak taraflar arasında hüküm ifade edeceği, çekin sebepten mücerret yani soyut olduğu, ticari defterlerin de bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … isimli kişiye verilen vekaletnamede açık bir şekilde çek düzenleme yetkisinin verilmediğini, vekaletnamedeki yetkisinin dışına çıkarak müvekkili şirket adına çek düzenlediğini, davalı tarafın şirket olup basiretli bir tacir olarak hareket etmek zorunda olduğunu, ancak davalı şirketin ihmali davranışta bulunarak çekleri düzenleyen…’nin yetkisinin bulunup bulunmadığını kontrol etmediğini, müvekkili şirket tarafından verilen vekaletnamenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, çekleri düzenleyen… ile ticari ilişki kurulduğunu, müvekkili şirket ile herhangi bir ticari alışverişin olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının yetkisiz temsilci def’ini davalıya karşı ileri süremeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.

3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 678 inci maddesi.

4.Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.07.2011 tarihli, 2010/683 E., 2011/8676 K.sayılı kararı.

3. Değerlendirme
Dava konusu çekin keşidecisi Ortaç Plastik Ltd. Şti.yetkilisi tarafından dava dışı…’ye 19.02.2016 tarihli vekaletnamede çek hariç kambiyo senedi düzenleme yetkisi verildiği, vekil tayin edilen…’nin yetkisi olmadığı halde çek keşide ettiği anlaşılmaktadır.

Temsil yetkisinin bulunmaması, senedin hükümsüzlüğüne neden olan bir def’i olup, sadece onu ileri sürebilecek kişiler için söz konusudur. Ancak senedin tamamen hükümsüzlüğü sonucu doğmamakla birlikte, sadece o senetle birlikte taahhüt üstlenen şahıs ileri sürebilecektir (Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara, 2013, s.47). Yetkisiz vekil tarafından keşide edilen çek, keşideciyi bağlamayacaktır. Bu husus hamil olan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilen senet metninden anlaşılmayan mutlak def’i niteliğinde olup herkese karşı ileri sürülebilecektir (Hasan Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, Ankara, 2018, s. 58). Bu nedenle davacı, vekaletname ile çek düzenleme yetkisi verilmediği halde yetkisiz şekilde düzenlenen çek dolayısıyla sorumlu olmadığını davalı hamile karşı ileri sürebilecektir.

6102 sayılı Kanun’un 678 inci maddesine göre temsile yetkili olmadığı halde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla imza koyan kişi, senetten bizzat sorumlu olacaktır. Buna göre şirket adına yetkisi olmadığı halde, vekaletname ile verilen yetkiyi aşarak çek keşide eden vekilin çekten şahsi sorumluluğu bulunmaktadır. O hâlde davacı şirketin menfi tespit davasının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.