Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/7653 E. 2023/4209 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7653
KARAR NO : 2023/4209
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/349 Esas, 2021/160 Karar
HÜKÜM : Ret
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 11.07.2009 tanzim, 11.08.2009 vade tarihli ve 250.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak müvekkili hakkında takip başlattığını ancak davaya konu bononun taraflar arasında akdedilen 11.07.2009 tarihli hisse devir protokolüne bağlı olarak düzenlenip davalıya verildiğini ve mücerretliği bulunmadığını, söz konusu bononun protokolden de anlaşılacağı üzere davalı alacaklıdan para, mal ya da para ile değer ifade eden bir karşılık almadan imzalandığını, davalının sahip olmadığı yasal olarak da sahip olamayacağı şirket hissesini geçerli olmayan şirket hisse satışı sözleşmesi karşılığı olarak ve yasal olmayan şekilde sattığını ve davaya konu senedi aldığını, bu nedenle borca dayanak yapılan senedin geçersiz bir sözleşme karşılığında hiçbir mal, hizmet ve bedel alınmadan verildiğini ileri sürerek müvekkilinin bonoya dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile davaya konu bononun iptaline ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; senedin ihdas sebebinin protokol değil, davacıya borç vermesi olduğunu, kaldı ki davacının protokol şartlarına da uymadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı ve dava dışı … ve …arasında akdedilen 30.05.2009 tarihli protokolle, …ve …’ın Adalya Özel Ağız, Diş ve Sağlık Hizmetleri Medikal Turizm Ticaret A.Ş.’de bulunan ve toplam şirket hissesinin 1/4’üne tekabül eden şirket hisselerinin 190.000,00 TL bedel karşılığında davalıya devredildiği, protokolde, davalının doktor veya diş hekimi olmadığı için yasal olarak şirkete ortak olmasının mümkün olmadığı bu nedenle hisselerin resmi olarak devredenlerde kalmaya devam edeceği ancak devredilen hisselerden kaynaklı hak ve borçların davalıya ait olacağının ve protokol şartlarına uyulmasını teminen davalıya 380.000,00 TL’lik teminat bonosu verileceğinin kararlaştırıldığı, akabinde davacı ve davalı arasında akdedilen 11.07.2009 tarihli protokolle ise, 30.05.2009 tarihli protokolle davalıya devredilen Adalaya…A.Ş hisselerinin 250.000,00 TL karşılığında davacıya devredildiği, protokolde, ödemenin, vade tarihi 11.08.2009 olan 250.000,00 TL bedelli senetle yapılacağının, 30.05.2009 tarihli protokolle davalıya verilen 380.000,00 TL tutarlı bononun 250.000,00 TL bedelli senet vadesinde ödeninceye kadar davalı nezdinde teminat senedi olarak kalmaya devam edeceğinin ve davalının teminat senedini vade tarihine kadar hiçbir şekilde kullanmayacağının kararlaştırıldığı, davacı yanca, davalının Adalaya…A.Ş hisselerinin sahibi olmadığı, mevzuat gereğince sahip olmasının da mümkün olamayacağından bahisle senedin geçersiz ve karşılıksız olduğu iddia edilmiş ise de, yukarıda zikredilen protokol hükümlerinin içeriğinden, davacının hisselerin davalıya ait olmadığını ve resmi olarak … ve …’da kalmaya devam edeceğini bilerek hisseleri devraldığı, bu nedenle bu iddiaya itibar edilmediği, davalının 30.05.2009 tarihli protokolle kendisine verilen 380.000,00 TL’lik bonoyu… isimli dava dışı bir kişiye ciro ettiği, adı geçen tarafından da bonoya dayalı olarak davalının da aralarında bulunduğu, keşideci, avalist ve cirantalara karşı 20.08.2009 tarihinde takip başlatıldığı, davaya konu 250.000,00 TL bononun ise davalı tarafından 24.10.2009 tarihinde davacıya karşı takibe konu edildiği, davacı yanca, davalının her iki takiple mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı iddia edilmişse de, 380.000,00 TL’lik bonoya dayalı olarak başlatılan takip davalı tarafından başlatılmadığı gibi, 11.07.2009 tarihli protokolle, davalının bu senedi hiçbir şekilde kullanmamasının 250.000,00 TL’lik bononun vadesinde ödenmesi şartına bağlandığı, belirtilen senet vadesinde ödenmediği için davalının bu şartla bağlı olmayacağı, kaldı ki davaya konu menfi tespit isteminin 250.000,00 TL’lik bonoya dayalı olarak başlatılan takibe ilişkin olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı
Dairenin 27.09.2022 tarih, 2021/4694 E. ve 2022/6352 K. sayılı kararıyla Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle, davalı tarafça hem dava konusu 11.08.2009 vade tarihli, 250.000,00 TL bedelli senet hem de teminat olarak verilen 380.000,00 TL bedelli senedin 250.000,00 TL üzerinden işlem başlatılarak aynı borç için iki ayrı icra takibi yapıldığı ve her iki takipten de tahsilatlar yapılarak mükerrer ödemeler gerçekleştiğinin gözardı edildiğini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilebilmesi için hesaplama tarihi itibariyle icra dosyalarına yapılan tüm ödemeler dikkate alındığında bono bedelinin ödendiğinin anlaşılacağını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini belirterek onama kararının kaldırılarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye 206,80 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 1.581,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,

06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.