YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/736
KARAR NO : 2023/3390
KARAR TARİHİ : 31.05.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/385 Esas, 2021/858 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 30.05.2023 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin elektrik piyasasında üretim ve satım lisansına sahip Gimak Enerji Üretim Ltd. Şti. (Gimak) hisselerinin tamamına sahip olduğunu, bu şirketin Çeşmebaşı HES projesi ile bu projeye uygun yapılmış enerji üretim tesisinin tümünün davalı tarafından alınmak istendiğini, satım ve devir konularını içeren 20.04.2011 tarihli karma sözleşmenin imzalandığını, sözleşmede şirket üzerinde kayıtlı bulunan 8,2 MW kurulu güç kapasitesine sahip Çeşmebaşı HES ve bu projeye uygun olarak yapılmış olan enerji üretim tesisinin tümünün şirketle birlikte devrinin amaçlandığını, HES Projesi ve bu projeye uygun tesislerin devri belli bir prosedür ve yükümlülüğün yerine getirilmesine bağlı olduğu için devir işlemleri için tarafların yapması ve yerine getirmesi gerekli sorumluluklarının bulunduğunu, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, problemleri çözmediğini, sözleşmenin feshine neden olduğunu, tarafların yapacakları işlemlerin ve üzerine düşen yükümlülüklerin belli bir zaman diliminde gerçekleştirilmesinin sözleşmenin 6 ncı maddesinde hüküm altına alındığını, kapanış işleminin tüm izin ve işlemlerin tamamlanmasını müteakip 10 iş günü içerisinde, ancak en geç 30.06.2011 ile 30.07.2011 tarihleri arasında yapılacağını, ancak davalının sözleşme ile kararlaştırılmış olan bu tarihe uymayarak işlemlerin tamamlanması için gerekli özen ve gayreti sözleşmenin 4.4 maddesi gereğince göstermediğini, müvekkilinin 22.07.2011 tarihli ihtarname ile sözleşme ile belirlenen sürelere az bir zaman kaldığını, kendilerinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme yönünde gayret sarf ettiklerini, ancak davalının sözleşme gereğini yerine getirmediğini belirtip sözleşme gereğince davalının edimlerinin yerine getirmesinin istediğini, davalının 26.07.2011 tarihli cevabi ihtarında kendilerinin de sözleşmenin en kısa sürede tamamlanmasını arzu ettiklerini, sözleşmede belirtilen 30.07.2011 tarihinin 30.08.2011 olarak değiştirilmesini isteyip satın alma ve devir işlemlerinin tamamlanmasına yönelik iradelerini bir kez daha noter huzurunda ikrar ettiğini, uygun görülmekle işlemlerin tamamlanma sürecinin 30.08.2011 tarihine ertelendiği, ancak davalının 09.08.2011 tarihli ihtarıyla Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankasına (TSKB) yaptıkları başvuruya olumsuz cevap verildiğini, sözleşmenin 3.4 maddesindeki devre ilişkin ön koşulların sağlanamamış olması nedeniyle sözleşmeye devam edilmesinin mümkün olmadığını belirterek başkaca bir açıklama yapmadan sözleşmeyi haksız feshettiğini, bunun üzerine müvekkilinin 23.09.2011 tarihli ihtarname ile sözleşmenin devamını ya da sözleşmenin 9 uncu maddesiyle kararlaştırılmış cezai şartı talep ettiği, davalının 20.10.2011 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmedeki cezai şarta uymayacaklarını bildirdiğini, davalının keyfi olarak sözleşmeye son verdiğini ileri sürerek sözleşmenin 9 uncu maddesi uyarınca tahakkuk eden 3.760.000,00 TL cezai şartın ve sözleşmenin ifa edilmemesi nedeni ile şimdilik 10.000,00 TL davacı zararının fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin 3.1.4. maddesinde sözleşmenin imzalanması, ifa edilmesi ve devir işlemlerinin tamamlanabilmesi için TSKB ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) dışında hiçbir resmi kurum veya özel kurumdan izin veya onay alınmayacağının hükme bağlandığını, diğer bir ifadeyle sözleşmenin imzalanmasının, ifasının ve devir işleminin tamamlanmasının TSKB’nin ve EPDK’nın izin ve onayına tabi tutulduğunu, ancak bu maddede TSKB ve EPDK’nın iznine dolaylı şekilde yer verildiğini, sözleşmenin 3.4.2 nci maddesinde ise davacı ile TSKB arasında yürürlükte olan değişikliklerin kredi sözleşmesinde alıcılar tarafından talep edilen değişikliklerin yapılması, kredi sözleşmesi uyarınca devre ve bu maddede belirtilen değişikliklere dair alınması gereken onay ve izinlerin alınması, mutabakatların sağlanması veya alıcıların tercihinde bulunmak üzere borcun defaten kapatılmasının ön koşul olarak sayıldığını, müvekkilinin bankadan uygun olmayan taleplerde bulunmadığını, TSKB’ye yapılan kredi başvurularının reddedildiğini, bu durumda sözleşmenin ön koşulunun gerçekleşmediğini, sözleşme konusunun davalı açısından verimli olmaktan çıktığını, müvekkilinin üzerine düşen görevini yerine getirdiğini, sözleşmenin 8 inci maddesinde öngörülen devir işlemlerinin resmi makamlar tarafından onaylanmaması sebebiyle sözleşmenin feshedilmiş sayıldığını, sözleşmenin 9 uncu maddesi uyarınca cezai şartın ancak taraflardan birinin üzerine düşen görevi kasıtla veya ağır ihmal ile yerine getirmemesi halinde geçerli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin 16.04.2015 tarih, 2014/2373 E. ve 2015/220 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, cezai şarta ilişkin davanın kabulü ile 3.760.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmenin yapılmaması nedeniyle uğranılann zararın tahsili talebiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizin 13.10.2016 tarih, 2015/13631 E. ve 2016/8105 K. sayılı kararıyla gerekli araştırmanın yapılması, sözleşmenin 3.4.2 nci maddesinde düzenlenen ön koşulun yerine getirilip getirilmediği, davalıya yüklenebilecek bir kusurun bulunup bulunmadığı, davalının sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı ve sözleşmede belirlenen cezai şartın istenebilip istenemeyeceğinin belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmenin imzalanmasından sonra davalının TSKB’ye resmi başvuru yapmadığı, TSKB’nin 07.09.2020 tarihli cevabi yazısında Çeşmebaşı HES projesi ile ilgili bankalarına davalı tarafından 03.03.2011 tarihinde talep iletildiği, 07.09.2020 tarihli cevabi yazısı ekindeki belge fotokopilerine göre de yazışmalarda Gimak Enerji Ltd. Şti. hisselerinin devralınacağı ve 44.000.000,00 USD alım bedelinin netleştiği, %25 ini özkaynak olarak ödeyecekleri ve kalan 33.000.000,00 USD kredi olacağının 10.03.2011 tarihli mailde belirtildiği, 04.03.2011 tarihli mailde ise 10 milyon sermaye konulacağı, satış bedeli 43.000.000,00 USD olursa ilave kredinin 11 milyon euro olması gerekeceği, belki vadenin bir yıl uzaması gerektiğinin belirtildiği, 04.03.2011 tarihli TSKB’nin mailinde 8 milyon euro olarak hesapladıkları tutarı alım bedeli netleşince 2-3 milyon daha artırılabileceklerinin ifade edildiği, tüm yazışmalar ve sunulan belgeler nazara alındığında davalının sözleşmeyi haksız feshettiği, davacının sözleşmenin 9 uncu maddesinde kararlaştırılan cezai şart isteme koşullarının oluştuğu, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının zarara uğradığına dair iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.760.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacının sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan zarar talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin seçimlik hakkını kullanıp banka ile mutabakat, izin/onay sürecini işletmeyi seçtiğini, krediye ilişkin gerekli girişimleri yapan müvekkilinin edimden kasten kaçındığına dair bir delilin bulunmadığını, TSKB ile yazışmaların müvekkilinin kredi revizesi için çabasını ispatladığını, bankanın talep edilen değişiklikleri yapmadığını, devir ve değişikliklere onay vermediğini, hepsi birlikte gerçekleşmesi gereken kapanış koşullarının oluşmadığını, 11 milyon euro kredi ile ilgili gerekli sürecin tamamlanmadığını, ön şart gerçekleşmediğinden hisse devrinin imkansız hale geldiğini, sözleşmenin sona erdiğini, sözleşmeye aykırılığın bulunmadığını, hiçbir yerde resmî başvuru şartına yer verilmediğini, sözleşmede olmayan şartın aranamayacağını, bankacılık sektöründe işlemlerin kayıt- kabul şeklinde değil daha interaktif yürütüldüğünü, müvekkilinin de etkin ve yetkili kişilerle görüştüğünü, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 595 inci maddesinin birinci fıkrasına göre pay devir veya devir vaatlerinin yazılı yapılmasının ve imzanın noterce tasdikinin gerektiğini, noter tasdiki bulunmayan sözleşmenin geçerlilik koşullarını taşımadığını, ifa imkansızlığında müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, asıl borç talep edilebilir hale gelmediğinden cezai şartın da istenemeyeceğini, Mahkemenin sözleşmenin 3.5 inci maddesinde düzenlenen davacının yerine getirmesi gereken ön şartların sağlanıp sağlanmadığını incelemediğini, cezai şartın haksız kazanca dönüştüğünü, davacıların bir zarara uğramadığını, borçluyu iktisaden sarsan cezai şartın re’sen indirilmesi gerektiğini, bu hususta değerlendirme yapılmadığını, sözleşme bedelinin, dolayısıyla da cezai şart miktarının hatalı tespit edildiğini, döviz kurunun fesih tarihi itibariyle dikkate alınması gerektiğini, Mahkemece talebin aşıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, cezai şartın tahsili ve tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 158 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.