Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/7175 E. 2023/4094 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7175
KARAR NO : 2023/4094
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/86 Esas, 2021/790 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların müvekkili şirketin yönetim kurulu üyesi, genel müdür ve genel müdür yardımcısı oldukları dönem içinde şirketin vadeli satış yaptığı firmalardan alacaklarını vadesinde tahsil etmedikleri, vade farkından kaynaklanan şirket zararına neden oldukları, yönetici olan davalı …’ın yakınlarına ait şirkete bir kısım ürünlerin piyasa fiyatının altında satıldığını, şirkete borcu olan bazı müşterilerin borçlarının ödenmediği halde hesaplardan silindiğini, şirkete ait aracın piyasa fiyatının altında satıldığını, şirketin satın aldığı kristal şekerin piyasa fiyatının üzerinde alındığını, bu nedenle şirketin zarara uğratıldığını, bu durumun Pankobirlik müfettişleri tarafından yapılan incelemede belirlendiğini ileri sürerek, 444.490,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1-Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin genel müdür ve genel müdür yardımcısı olduklarını, şirketin 2000, 2001, 2002 ve 2003 yılı faaliyetlerinin olağan genel kurul toplantılarında ibra edildiğini, anonim şirket olan şirketin faaliyet dönemlerinin ayrıca bağımsız denetim şirketleri tarafından da denetlendiğini, dolayısıyla müvekkillerinin cezai ve hukuki sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2- Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin yönetim kurulu başkanı olduğunu, Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 341 inci maddesine uygun şekilde müvekkiline karşı sorumluluk davası açılması yönünde alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 14.03.2018 tarih, 2014/673 E. ve 2018/147 K. sayılı kararı ile dava konusu iddialardan, dava dışı…’ın keşidecisi olduğu çekten dolayı tahsil edilmeyen ve defter kayıtlarında borç olarak aktarılmayan 13.000,00 TL yönünden davalıların kusurlu oldukları, oluşan bu zarardan sorumlu oldukları, diğer kalemlere yönelik iddialara ilşikin zararın ve kusur mevcudiyetinin ispatlanmamış olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 13.000,00 TL’nin dava tarihi olan 26.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karar davacı vekili ile davalı … ve … vekilince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 26.11.2019 tarih, 2019/705 E. ve 2019/7524 K. sayılı kararı ile ‘’..1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hanifi Sarı ve … vekilinin 2, davacı vekilinin ise 3 numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2-…Davalıların görev yaptığı dönemle ilgili olarak düzenlenen müfettiş raporunda, davalılar 15 kalem zarardan sorumlu tutulmuş, mahkemece bunlardan yalnız biri için sorumluluk kabul edilmiştir. Sorumluluk, …ve…’a ait borcun yetkisiz olarak silindiği ve vade farkı uygulamasına gidilmediği iddiası üzerine kurulu olup, davalılar bu zarar kalemi yönünden sorumlu tutulmuşlar ise de yapılan inceleme denetime elverişli değildir. Zira davalılar, kendilerinin yönetim kurulunun 27.10.2000 tarihli kararı ile bu alacak kaleminin takibi için yetkilendirildiklerini bu nedenle sorumlulukları bulunmadığını savunmuşlardır. Anılan yönetim kurulu kararı dava dışı kişilere satılan tohumun bir kısmının bozuk olması nedeniyle bir kısım alacağın tenzil edilmesi, bakiyenin tahsili için davalı …’nın yetkili kılınmasına ilişkindir. Bu durumda, sorumluluk iddia edilen dönemde satılan toplam tohum bedelinin ne olduğu, ne miktarın tahsili gerekirken ne kadar tahsilat yapıldığı, tahsil edilmeyen kısım için yasal olarak yapılması gereken muamelenin yapılıp yapılmadığı, bir başka deyişle; davacının sorumluluk iddia ettiği 2001 yılında, yetki verilen önceki döneme ilişkin borcun da bulunup bulunmadığı hususları 31.03.2003 tarihli sulh senedi, anılan yönetim kurulu kararı, müfettiş raporu ve ticari defterlerdeki veriler karşılaştırılmak suretiyle incelenmeden davalıların sorumluluğuna hükmedilmesi doğru olmamış kararın anılan nedenle temyiz eden davalı …, …yararına bozulması gerekmiştir.

3-Davacı şirketin, delil olarak dayandığı müfettiş raporuna göre, 2001-2002-2003 yıllarında, ihale ile davalıların yakınlarına yüksek fiyatla fuel oil ihalesi verilmesi sağlandığını ve bu suretle şirketin zarara uğradığı belirtilmiş ise de; dava konusu ihale evrakları incelenerek emtianın yüksek bedelle alınıp alınmadığı, davalıların bu alımda haklı bir sebepleri bulunup bulunmadığı incelenmeksizin sorumlulukları bulunmadığına hükmedilmesi doğru olmamış’’ gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı yöneticilerin sorumluluklarının kabulüne karar verilebilmesi için davalıların haksız eylemleri ile oluştuğu iddia edilen şirket zarar kalemleri arasındaki illiyet bağının ve davalıların kusuru ile zarar kalemlerinin ve miktarının kanıtlanmasının zorunlu olduğu, bozma sonrasın alınan ve benimsenen bilirkişi asıl ve ek raporu dikkate alındığında; davalı eski yöneticilere zarar iddiası ile sorumluluk atfedilen eylemler sonucunda 2003 yılı fuel-oil aliminin en düşük teklifi yapan firmadan değil ondan daha fazla fiyat teklif eden firmadan satın alınması sebebiyle 12.221.513 TL (12,22 TL) ve dava dışı davacı şirket borçlusu…’ın cari hesap borcundan kaynaklı olarak 20.600,00 TL ve Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabında takip edilen 919,71 TL olmak üzere toplam 21.531,93 TL davacı şirketin zararının oluştuğu, davacılar tarafından 2003 yılında daha önce alınan şirket yönetim kurulu kararına istinaden yapılan toplam 381.970 kg fuel-oil alımlarında davalıların yönetici özen ve sorumluluğuna uygun davranmadıkları, alım yönünden en düşük teklif veren şirket yerine haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın dava dışı Hürol Gıda Nak. Ltd. şirketinden yakıt alımı gerçekleştirmek suretiyle davacı şirketi zararlandırıcı faaliyette bulundukları, bu nedenle de davalıların davacı şirket zararından müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava dışı…’ın ödenmeyen cari hesap borcu ile şüpheli ticari alacaklar hesabından kaynaklanan 21.519,71 TL ve 2003 yılındaki fuel oil alımı nedeni ile oluşan 12,22 TL olmak üzere toplam 21.531,93 TL’nin dava tarihi olan 26.01.2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Pankobirlik müfettişlerince şirket hesaplarında yasal bir denetim yapıldığını ve davalıların şirketi zarara uğrattığının bu teftiş raporunda belirtildiğini, davanın dayanağı bu teftiş raporu ve şirketin ticari defter ve kayıtları olup bu hususta şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde ve şirketin diğer ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak buna göre bir karar vermek gerekirken aksi düşünceyle evrak üzerinden davanın kısmen reddine karar verildiğini, davalılar … ve …’un, şirketin genel müdürü ve genel müdür yardımcıları olduklarını, şirkete verdikleri düşünülen zararın tazmini davası açmak için genel kurul kararına ihtiyaç bulunmadığını, eksik ve yeterince özenli olarak hazırlanmamış olan bilirkişi kök raporu ile ek raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi inceleme kök ve ek raporunda şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmeden aldırılan raporların eksik olduğunu, bilirkişi incelemesi raporunda 2002 yılı ticari defter ve kayıtları incelenmediğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, anonim şirket yöneticisi ve genel müdür ve müdür yardımcısı olan davalıların eylemlerinden doğan zararların tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 341 inci maddesi.

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.