Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/7066 E. 2023/6718 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7066
KARAR NO : 2023/6718
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ : İstanbul 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/354 Esas, 2022/48 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki tecavüzün meni, refi, maddi ve manevi tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 165211 sayılı “Tekirdağ Rakısı” markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, davalılardan Mey İçki Sanayi Ltd. Şti. ünvanlı şirketin “Tekirdağ Rakısı” markası altında İzmir Fuarında rakı ürünü teşhir ettiğini, satış ve pazarlamasını yaptığının tespit edildiğini, kaçak olarak üretilen bu rakıların davalılardan … ve …’ın sahibi olduğu Tekel Bayii ile … ve …’nın sahibi olduğu lokantada satışının yapıldığını ileri sürerek müvekkil markasına yapılan tecavüzün giderilmesini, haksız rekabetin men’ini, tecavüze konu ürünler ile üretimde kullanılan vasıtalara el konulmasını, kararın ilanını, davalı … Sanayi Ltd. Şti.’nden 98.500,00 TL maddi, 98.500,00 TL manevi tazminatın, diğer davalılardan 500,00 TL maddi, 500,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … Sanayi Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin KKTC Kanunlarına göre kurulup aynı ülkede adına tescilli bulunan “Mey Tekirdağ Rakısı” ibareli markasını kullanarak üretim yaptığını, ancak Türkiye’ye satışının bulunmadığını, diğer davalılarda ele geçen ürünlerin satışının müvekkilince yapılmadığını, etiketlerden hareket edilerek müvekkili ile bağlantı kurulmasının tahminden öteye gidemeyeceğini, taraf markaları arasında bir benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu ürünlerin diğer davalı … Sanayi Ltd. Şti. tarafından KKTC’deki fabrikada üretiminin yapıldığı ve yine davalı şirketçe çeşitli vasıtalarca satışa sunulduğunu, Türkiye’de herkesin satın alabileceği şekilde dağıtım ve satışının yapıldığını, müvekkillerinin, kendileri tüketmek için 60 şişe ve 3 plastik içinde dökme rakı satın aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

3.Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 18.10.2011 tarih, 2006/505 E. ve 2011/209 K. sayılı kararı ile davalılar … ile …’nın iş yerini fiilen çalıştıran şahıs olmadıkları, resmi olarak adlarına kayıtlı olsa dahi, işyerlerinin anılan davalıların eşleri olan diğer gerçek kişi davalılarca fiilen çalıştırıldığı, tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin fiil ile bağlantılı olduğu, bu fiile yani davacı markasına tecavüzlü rakıyı satışa sunan kişilerin fiilden sorumlu tutulacak olmaları sebebiyle adı geçen davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle bu davalılar hakkındaki talebin husumetten reddine, davalı şirketin fuar standında “Tekirdağ Rakısı” markasını taşıyan ürünlerin teşhir edildiği, davacı markasının davalı ürünleri üzerinde benzer şekilde kullanmış olduğunu, ancak reyonda rakı satışının bulunmadığının tespitinin yapıldığı, her ne kadar davalının fuarda söz konusu ürünlerin sadece teşhir etmek suretiyle bulundurduğu savunması mevcut ise de, satışa müsait irtibat bilgilerinin mevcut olmasının yanında ürünlerin İzmir’deki diğer davalılara ait işletmelerde kullanılmış olmasının, adı geçen davalının söz konusu ürünleri piyasaya sattığı sonucuna varıldığı, davalı şirketin tescil edilen “Meytekirdağı” ibareli markasını kullanmayıp, davacının “Tekirdağ Rakısı” ibareli markasını gerek ibareleri aynen kullanmak, gerekse yazım şeklini dahi benzetmek üzere hazırladığı etiketleri rakı şişelerinin üzerine yapıştırarak, davacının tanınmış markasını taklit ve dolayısıyla haksız rekabet fiilini gerçekleştirdiği gerekçesiyle davanın mirasçılarına teşmil edilmemesinden dolayı vefat eden davalı … hakkındaki davanın HMK’nın 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davalılar … ve … haklarındaki davanın husumetten reddine, davalı …. Ltd. Şti. hakkındaki davanın kısmen kabülü ile davacının markasına tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve ref’ine, davalının “Tekirdağ Rakısı” markası ile Türkiye’ye ürün ithal ve ihraç etmesinin, satmasının ve dağıtmasının engellenmesine, 50.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın avans faizi ile davalı şirketten tahsiline, davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile davacının markasına davalının tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve refi’ne, “Tekirdağ Rakısı” markalı rakıların satışının engellenmesine, 500,00 TL. maddi ve 500,00 TL manevi tazminatın avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı … Sanayi Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 29.04.2013 tarih, 2012/9506 E. ve 2013/8504 K. sayılı kararıyla davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davanın marka hakkına yapılan tecavüzün giderilmesi ve tazminat talebine ilişkin olduğu, davalı …. Ltd. Şti.’nin Türkiye’de düzenlenen fuarda stand kurarak davaya konu marka altında tanıtımda bulunduğunun sabit olduğu, ancak mahkeme gerekçesinde davalı şirketin Türkiye’de satım ve dağıtım yaptığının kabulüne gerekçe gösterilen gerçek kişi diğer davalılarda ele geçen davalı şirket ürünlerinin anılan davalılar tarafından yasa dışı yollarla ülkeye sokulduğu, bu davalılar aleyhinde açılan dava sonucu kaçakçılık suçundan mahkum olmaları nedeniyle anlaşılmış olması karşısında davacının maddi zararının nasıl oluştuğu açıklığa kavuşturulmadan yazılı gerekçe ile davalı aleyhine maddi tazminata hükmolunmasının doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C.Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemece 29.05.2014 tarih, 2013/276 E. ve 2014/133 K. sayılı kararı ile önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

D.Dairemizin İnceleme Kararı
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

E.Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2019 tarihli ve 2017/11-2478 E, 2019/1345 K. sayılı ilamı ile davacıya ait Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde rakı emtiasında tescilli “Tekirdağ Rakısı+Şekil” ibareli markanın bulunduğu, davacının bu marka ile Türkiye’de rakı üretimi yaptığı, davalı şirketin ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösterdiği ve TPMK nezdinde tescilli “my CYPRUS MEYTEKİRDAĞI” ibareli markasının bulunduğu, ancak davalı şirket tarafından kendi markası olmayan “MEY Tekirdağ RAKISI+Şekil” ibaresi kullanılarak üretilen rakıların 74. Uluslararası İzmir Fuarına getirildiği ve sergilendiği, ayrıca ürünlerin pazarlanması amacıyla kartvizitler dağıtıldığının sabit olduğu, diğer davalılara ait iş yerlerinde “MEY Tekirdağ RAKISI+Şekil” ibareli rakıların ele geçirildiği ve davalı şirket tarafından Buca İlçe Jandarma Komutanlığına gönderilen yazı ile ele geçirilen rakıların kendilerinin ürünü olduğunun belirtildiği, davacı vekili davalı şirket yönünden markaya tecavüz oluşturan rakıların fuara getirilmesi ve bu ürünlerin pazarlanması amacıyla kartvizitler dağıtılması nedeniyle ayrıca diğer davalılara ait iş yerlerinde ele geçirilen ürünlerin davalı şirket tarafından Türkiye’ye sokulduğundan bahisle fiili kayıp ve yoksun kaldığı kazanç için toplam 98.500,00 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu, yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında ise 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (556 sayılı KHK) 66 maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde maddesinde belirtilen “marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeline göre” hesaplanmasını istediği ancak fiili kaybının nelerden oluştuğunu belirtmediği gibi örnek lisans sözleşmesini de dosyaya sunmadığı, kural olarak 556 sayılı KHK gereğince fiili kayıbın ve yoksun kalınan kazancın talep edilebilmesi için tazminat hukukunun genel prensiplerinden olan zarar şartının gerçekleşmiş olması ve miktarının zarar gören tarafından ispatlanması gerektiği, davalı şirketin ürettiği ürünlerinde kendi markası haricinde davacının markası ile iltibas oluşturacak şekilde “MEY Tekirdağ RAKISI+Şekil” ibaresini kullanması ve bu ürünlerin fuara getirilerek sergilenmesi, ayrıca ürünlerin pazarlanması amacıyla kartvizitler dağıtılması davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, bu hususun yerel mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, ancak davalı şirketin Fuarda hiçbir satış yapmadığı, getirdiği ürünleri aynen ülkesine geri götürdüğü, bu durumda davalı şirket tarafından üretilen “MEY Tekirdağ RAKISI+Şekil” ibareli ürünlerin ülkeye sokulduğu davacı tarafından ispatlanamadığı için davacının maddi bir zararının oluştuğundan da bahsedilemeyeceği, davalı gerçek kişilere ait iş yerlerinde ele geçirilen ve davalı şirket tarafından üretildiği sabit olan “MEY Tekirdağ RAKISI+Şekil” ibareli rakılar nedeniyle davalı gerçek kişiler aleyhine başlatılan ceza soruşturması neticesinde açılan ceza davasında verilen karar ile ele geçirilen ürünlerin ülkeye kaçak yollardan sokulduğunun tespit edildiği ve sanıkların mahkumiyetine karar verildiği, bu durumda dava konusu ürünlerin davalı şirket tarafından ülkeye sokulmadığının kabulünün gerektiği, ürünlerin ülkeye sokulmasında davalı şirkete kusur izafe edilemeyeceği, davacının maddi zararının nasıl oluştuğu açıklığa kavuşturulmadan davalı şirket aleyhine maddi tazminata karar verilmesinin doğru görülmediği, Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı şirket hakkındaki maddi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede; davalının bu marka adı altında Türkiye’de satışı bulunmadığı, davacı tarafından fiili bir maddi kaybının olduğunun ispat edilemediği gibi yoksun kaldığı kazancın da bulunmadığı, bu davalı yönünden talep edilen maddi tazminatın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kesinleşen kısımlar yönünden de infazda kolaylık olması açısından tekrar karar verilerek davalı … hakkındaki davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davalılar … ve … haklarındaki davanın husumetten reddine, davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile davacının markasına davalının tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve refi’ne, bu davalının kaçak yollarla elde edilen Tekirdağ Rakısı markalı rakıları satışının engellenmesine, takdiren 500,00 TL maddi ve 500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer taleplerin reddine, davalı ….Ltd.Şti. hakkındaki davanın kısmen kabulü ile davacının tescilli ‘Tekirdağ Rakısı’ markasına davalının KKTC’de ürettiği ve Türkiye’de fuarda davacı markası ile iltibas oluşturacak şekilde kullanım, sergileme ve kartvizit dağıtma eylemleri markaya tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve ref’ine, davalının Tekirdağ Rakısı markası ile Türkiye’ye ürün tanıtmasının ve iltibas oluşturacak eylemlerinin engellenmesine, maddi tazminat isteminin reddine, davalının fuardaki eylemi ile kusurlu olduğu gözetilerek 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddi tazminat talebinin reddedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, tazminatın belirlenememesi halinde hakimin takdir edeceği bir tazminata karar verilebileceğini, hükmedilen manevi tazminatın davanın açıldığı tarih dikkate alındığında çok düşük kaldığını, caydırıcılıktan uzak olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hakkına yapılan tecavüzün giderilmesi ve maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
556 sayılı KHK’nın 9, 61, 62, 66 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.