Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/7 E. 2023/3776 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7
KARAR NO : 2023/3776
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1906 Esas, 2021/866 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/702 E., 2019/288 K.

Taraflar arasındaki yöneticilerin azli davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı …’in %50 ortaklı olarak 09.06.2003 tarihinde… Otomotiv Mabilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ni kurduklarını, imzalanan ana sözleşmede aynı zamanda şirket ortağı olan …’in şirket müdürü sıfatıyla şirketi tek başına temsile yetkili olduğunu, davalının şirket yönetimi konusunda gerekli liyakatı gösteremediğini, davalının yönetim konusunda özensiz ve davacıya yönelik engelleyici tavırlar sergilediğini, şirket yönetimi ile alakalı usulsüzlükler de yaptığının tespit edildiğini, şirket ana sözleşmesinin pay devrine ilişkin 16 ncı maddesi gereğince ortakların paylarını devretmelerinin ortakların 3/4’ünün onay vermesine bağlı olmasına rağmen davalının bu hükme uymadan 05.04.2010 tarihli devir sözleşmesi ile hisselerinin yarısını kardeşi …e devrettiğini, bu devirden davacının haberi olmadığı gibi karar altındaki imzanın da davacıya ait olmadığını, davalının şirketi borçlandırmak için sermaye artırımına gittiğinin tespit edildiğini ancak davacının bu durumdan da haberdar olmadığını, işleme katılımının sağlanmadığı gibi buna ilişkin kararın altındaki imzanın da davacıya ait olmadığını ileri sürerek davalının şirket yönetimi ile ilgili yetkilerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, aksi durumda dava süresinde şirkete ait mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunmaması için şirketin taşınır ve taşınmaz malları üzerine tedbir konulmasına, davalının şirket yönetimindeki yetkilerinin kaldırılmasına ve müdürlük görevinden alınmasına, şirket yönetimi yetkisinin davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm isnatların soyut ve asılsız iddialardan öteye geçemediğini, davanın usule aykırı olup zamanaşımına uğradığını, şirketi kötü yönettiği ve kendisini yönetime dahil etmediği hususlarının asılsız olduğunu, davacının Kayseri’de ikamet ettiğini, zaman zaman Mersin’e geldiğini, ayrıca telefon ve diğer haberleşme araçlarıyla davacı ile iletişim halinde olduğunu, davacının şirkete ait kredileri kendisinin kullandığını ve ödemelerini geciktirdiğini, bu nedenle kendisinin de kredi kullanamaz hale geldiğini, davacının kendisinin ve muhasebecisinin şirket muhasebecisine verdiği talimatla sermaye arttırımına gittiğini, davacının şirketle ilgili yapılan tüm işlemlerden haberi olduğunu ve evraklardaki imzalarında kendisine ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kâr payı dağıtılmamasının tek başına şirketten azil için yeterli bir neden olmadığı, şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, şirketin borca batık olmadığı ve şirketin iflas durumunda olmadığının tespit edildiği, ancak şirket ana sözleşmesinin doğumunda ortaklarca ortaya konulan temel amaç ve temel iradeden uzaklaşıldığı ve ortaya konulan iradenin ve hedeflenen amacın gerçekleştirilmesinin rapor tarihi ile mümkün olmadığının tespit edildiği, şirket ortaklarının sözleşmedeki iradelerinin bir limited şirket kurarak ticari faaliyette bulunmak ve kâr elde etmek olduğu, dolayısıyla şirket kuruluşunda ve şirket ana sözleşmesinde ortaya konulan iradeden ve ortak amaçtan uzaklaşıldığı, mevcut durum itibarıyla da şirketin faaliyetine devam edemediği, mevcut ortaklık yapısı ile de faaliyetine devam etmesinin mümkün olamayacağı, fesih, tasfiye, ortaklıktan çıkarma ve sair 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un (6102 sayılı Kanun) hükümlerinin mahkemenin takdirinde olduğu, Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2017/10638 sayılı dosyasında şirket müdürü olan davalının şirket aleyhine 200.000,00.TL bedelli çeke dayalı takip yaptığı, çekteki alacaklının kendisi olduğu, borçlu olarak şirket adına imzaladığı, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/20 D.iş sayılı dosyasındaki raporu ile… Otomotiv Mob. Bes. Turz. İnş. San. ve Tic. Ltd. şirketinin 12 yılın toplamına göre defter tutma şekillerine uymadığı ve ihlal ettiği, gerçek satış tutarlarının defter ve kayıtlarda gösterilmediğinin tesbit edildiği, davalı şirket müdürünün yönetim haklarının ve temsil yetkisinin kaldırılması için 6102 sayılı Kanun’un 630 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince haklı neden olarak değerlendirilmesi gerektiği, Mahkemece azil kararıyla birlikte hükmün kesinleşmesi halinde davalının müdürlük görevi sona erse dahi, şirketin müdürünü seçecek olan 6102 sayılı Kanun’un 616 ncı maddesinin (b) bendi gereğince ortaklar kurulu olduğundan Mahkemece şirkete ortaklar kurulu yerine geçecek müdür atanmasının mümkün olmadığı, şirket müdürü olan davalının azlinin kesinleşmesi halinde şirketin yönetim ve temsili yönünden kayyum tayini gerektiği ve şirkete yeni müdür seçilene kadar kayyım tayini gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile… Otomotiv Mobilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 6102 sayılı Kanun’un 630 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince müdürü olan davalı …’in yönetim haklarının ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, davacının müdürlük yetkisinin kendisine verilmesine ilişkin talebin reddine, 11.05.2018 günlü celse 3 nolu ara kararı ile denetim ve onay kayyumu olarak …’ın atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra şirketin organsız kalmaması için şirket tarafından yeni bir şirket müdürü veya müdürler kurulu seçilene kadar… Otomotiv Mobilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne müdür yetkilerine sahip olmak üzere denetim ve onay kayyumu olarak atanan …’ın tedbiren yönetici kayyum olarak atanmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiğini, genel kurulca kâr payının dağılması yönünde karar verilmedikçe, kâr payının dağıtılmasının mümkün olmadığını, limited şirket ortağı için tahakkuk eden kâr payının limited şirket tüzel kişiliğinden talep edilmesi gerektiğini, davanın, … Otomotiv Mobilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılması gerekirken yönetici ortak olan müvekkilinin şahsı aleyhine açıldığını, müvekkilinin, davalı şirket yönetimiyle ilgili yaptığı her işleme ilişkin bilgiyi davacıya verdiğini ve kar payını da zamanında ödediğini, davacının …adına yapılan pay devrinden ve sermaye artırımından da haberinin olduğunu, müvekkilinin şirkete ilişkin usulsüz hiçbir işlem yapmadığını, davacının huzurdaki davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, davacının, … Otomotiv Mobilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına 2.300.000,00 TL kredi çektiğini, şirket adına çekmiş olduğu bu krediyi şirket giderleri için değil şahsi harcamalarında kullandığını ve ödemesini yapmayarak şirketi zarara uğrattığını, davacının, şirketin yöneticinin azli istemiyle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, şirketin ticari faaliyeti durduğundan ortada yönetilecek bir ticari şirket de mevcut olmadığını, işbu dava açıldığı tarihten itibaren işletme konusunun elde edilmesi veya edilmesinin imkansız duruma geldiğini, davacının, müvekkili davalının yönetim ve temsil hakkının kaldırılması veya sınırlandırılmasında hiçbir hukuki yararının olmadığını, yönetici azlinin şirketin mevcut durumunu iyileştirebilecek bir çözüm olmadığını, şirket açısından infisah nedenlerinin gerçekleştiğini, şirketin mevcut haliyle başka bir müdür tarafından yönetilmesinde hukuki yararın olmadığını, şirkete kayyum atandığından beri şirketin borçlarının arttığını, davacının, müvekkilinin azlini gerektirecek haklı sebeplerin varlığını kanıtlayamadığını, davacının azil talebine ilişkin olarak Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/20 D. İş. raporuna dayanmışsa da; bu rapor tek taraflı olarak müvekkili gıyabında düzenlenmiş ve soyut temellere dayandırıldığını, tek taraflı raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, Mahkemece dosyada verilen tedbir kararının konusu ile uyuşmazlık konusunun aynı olmadığını, Mahkemece yapılan yargılamada …’ın denetim ve onay kayyumu olarak atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmiş ise de; kayyumluğun devamına ilişkin bu tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, kayyum atandıktan sonra şirketin mevcut durumunun daha da kötüye gittiğini, ortada yönetilecek bir şirket dahi kalmadığını ileri sürerek davanın reddini ve konulan tüm tedbirlerin kaldırılmasını istemiştir.

2.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kayyım …’ın azli için mahkemeye yaptıkları başvurunun 19.01.2021 tarihli ara kararla reddedildiğini, kayyımın dosyaya atandıktan sonra bir kez rapor verdiğini, bunun bile kayyımın görevini yerine getirmediğini gösterdiğini, sundukları belgelerin yaklaşık ispat için yeterli olduğunu ileri sürerek mahkemenin 19.01.2021 tarihli ara kararının kaldırılarak kayyımın görevden alınmasını, müvekkilinin yetkilendirilmesini, yahut yeni bir kayyım atanmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile limited şirketin ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan işbu davada husumetin idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesinin gerekli ve yeterli olduğundan davalı vekilinin husumet itirazının yerinde olmadığı, davalının… Otomotiv Mobilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kuruluşundan bu yana münferiden şirket müdürü olduğu, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/20 D.İş sayılı dosyasından düzenlenen bilirkişi raporundan, … Otomotiv Mob. Bes. Turz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 12 yılın toplamına göre defter tutma şekillerine uymadığı ve ihlal ettiği, gerçek satış tutarlarının defter ve kayıtlarda gösterilmediğinin tesbit edildiği, Mahkemece dava dışı şirketten ve davalı şirket müdüründen talep edildiği halde şirkete ait defterler sunulmadığından incelenemediği, şirketin 1.000.000,00 TL yedek parça stoğundan sadece 395,00 TL’lik kısım kaldığı, şirketin ticari faaliyetinin bulunmadığı, davalı müdürün Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2017/10638 sayılı dosyasında şirket aleyhine 200.000,00 TL bedelli çeke dayalı takip yaptığı, çekteki alacaklının kendisi olup, borçlu olarak şirket adına imzaladığı, yine Mersin Emniyet Müdürlüğünün 31.11.2018 tarihli yazı cevabı ve ekindeki belgelerden… Otomotiv Mob. Bes. Turz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait 33 ES 333 plakalı ve 33 HZ 938 plakalı araçların davalıya satışı yapıldığı, davalı müdürün bu şekilde kendisi lehine işlemler yaptığı, tüm bu hususların davalı şirket müdürünün yönetim haklarının ve temsil yetkisinin kaldırılması için 6102 sayılı Kanun’un 630 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince haklı nedenler olduğu anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince davalının yönetim haklarının ve temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin yerinde olmadığı, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusu ve kayyım …’ın görevinden alınmasına yönelik talepleri yönünden, dosya kapsamına göre kayyımın görevden alınmasını gerektirir somut delillerin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; şirket müdürü olan davalının şirket aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yaptığı ve alacaklısının da davalı olduğunu, bu husus hakkında kayyımın gerekli incelemeleri yapmadığını, davalı hakkında ilgili yerlerden şikayetçi olmamasının kayyımın azlini gerektirdiğini, Mahkemece belirlenen sürelerde raporlarını sunmadığını, kanunen zorunlu görevlerini yapmamasının kayyımın azlini gerektirdiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın şirket aleyhine açılması gerekirken yönetici ortak olan müvekkilin şahsı aleyhine açılmış olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, şirket müdürü olan davalının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, şirket yönetimi konusunda özenli davranarak gerekli liyakati gösterdiğini, şirkete ilişkin usulsüz hiçbir işlem yapmadığını, davacının soyut iddialar ile kendisine bilgi verilmediğini, kâr payı dağıtılmadığı ve dava dışı ortağa esas sözleşmeye aykırı hisse devri yapıldığını iddia ederek davayı açtığını, ancak bu hususların ayrı dava konusu olduğunu, davacının iddialarına yönelik bir davada açmadığından kötü niyetli işbu davayı açtığını, davanın açılmasında hukuki yararı bulunmadığını, azlini gerektirecek haklı sebeplerin ispatlanamadığından kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yöneticinin azli, kayyım tayini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Kanun’un 630 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden taraflara ayrı ayrı yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.