Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/6569 E. 2023/6561 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6569
KARAR NO : 2023/6561
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/31 Esas, 2022/381 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı ….. Ltd. Şti. vekili ve katılma yoluyla davalı … .. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Davalı … İnş…. Ltd. Şti. vekilinin 09.11.2022 tarihli dilekçesi ile temyiz harcını yatırmayacaklarını bildirdiğinden bu davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Mahkeme kararı, Yargıtayca davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı ….. Ltd. Şti. vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 59.955,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin faaliyetinin gerçekleştirilmesi için dava dışı …’in maliki bulunduğu Samsun İli Çarşamba İlçesi Beylerce Köyü Halispaşa Mevki’nde kain tapuda 303 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 29.11.2007 tarihinden geçerli olmak üzere 18 yıl müddetle intifa hakkı tanındığını, müvekkili şirketin intifa hakkına sahip olduğu taşınmazda bayilik faaliyetini yürütecek davalı Altınyıldız ile müvekkili arasında akdedilen protokol ile davalı Altınyıldız’a 18 yıl için yatırım katılım bedeli adı altında ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını ve bu davalı tarafından düzenlenen faturalar karşılığında 18 yıllık süre için geçerli olmak üzere yatırım katılım bedeli ödemesi yapıldığını, 2009 yılında müvekkilinin intifa hakkı sahibi olduğu taşınmazın Mustafa Çepniler ve Alpaslan Çepniler tarafından satın alındığını, ardından davalı Altınyıldızın bayilik faaliyetine son verdiğini ve müvekkili ile arasında akdettiği sözleşme ve sorumluluklarını davalı …’na temlik ettiğini, müvekkili şirket ile … arasında 10.06.2009 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davalılardan … vekili tarafından keşide edilen Samsun 4 üncü Noterliği’nin 19.02.2013 tarih ve 4048 yevmiye numaralı ihtar ile 29.11.2007 tarihinde kurulan dikey ilişkinin sona erdiğini, müvekkili tarafından keşide edilen Beyoğlu 34 üncü Noterliği’nin 08.04.2013 tarihli ihtarnamesi ile davalı …’nın feshi nedeniyle muaccel hale gelen alacakların ödenmesinin davalılardan talep edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, davalı …’nın bayilik ilişkisini feshi nedeniyle 18 yıllık süre için davalı Altınyıldız’a ödenen ve davalılar arasında akdedilen temlikname uyarınca iadesinden …’nın da sorumlu olduğunu, yatırım katılım bedelinin işlememiş süreye tekabül eden kısmının güncellenerek belirlenecek tutarının davalılardan tahsilinin gerektiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin diğer hak ve alacaklarına ilişkin her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydıyla; davalılardan Altınyıldız’a 18 yıllık süre için ödenen yatırım katılım bedellerinin, davalı …’nın 19.02.2013 tarihli feshi nedeniyle, işlememiş süreye tekabül eden kısmının denkleştirici adalet prensibi uyarınca Mahkemece belirlenecek güncel tutarının şimdilik KDV dahil 661.289,52 TL’sinin davalılardan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil olunarak müvekkilİ şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalı Altınyıldız arasında karşılıklı protokol ve akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalı Altınyıldız Ltd. Şti.’nin Bölünmez A.Ş. (Moil) bayisi iken ve bayilik sözleşmesi sona ermemiş olduğu halde, Bölünmez A.Ş. ile olan bayilik sözleşmesini terk etmek şartı ile Bölünmez A.Ş. tarafından davalıya ödenen ve sözleşmenin erken terki halinde iade edilmesi gereken, bayilik hizmet bedelinin, kendisi tarafından karşılanacağını taahhüt ettiğini, davacı ile diğer davalının kanuna karşı hile yaptığını, diğer davalının kanuna karşı hilesinin diğer bayiyi bağlamayacağını, davacının pazarın kaldıramayacağı kadar bayilik verdiğini, ticari faaliyetin yürütülme şansı kalmadığı için diğer davalının sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, yatırımın bayiye ve bayilik sözleşmesini dayanak alan protokole istinaden yapıldığını, davacının yaptığı yatırımın fesih tarihine kadar sebepli olduğunu, fesih ile sebepsiz hale düştüğünü ve muaccel olduğunu, davacı tarafından bedelin iadesinin talep edildiği ihtar ile de diğer davalının temerrüde düştüğünü, davacının iyi niyetli olduğunu, davacının diğer davalının tanzimi ile kendisine teslim ettiği faturaları gider olarak kayıtlara işlediğini, faturalardaki miktar üzerinden gelir vergisini ödemekten sarfınazar ettiğini, iade edilecek miktarın hesaplanmasında davacının amortisman kayıtlarında gider olarak gösterdiği miktarın tenzil edilmesi gerektiğini, aksi halde davacının sebepsiz zenginleşmiş olacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı ……. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Akil İnşaat ile davacı arasında imzalanan 17.10.2007 tarihli sözleşmenin davacının muvafakatı ile 10.06.2009 tarihinde diğer davalıya temlik edildiğini, müvekkili Akil İnşaat’ın 10.06.2009 tarihli sözleşmeye garantör olmayı kabul ettiğini, davacı ile diğer davalı arasında akdedilen 29.11.2012 tarihli yeni bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmede müvekkilin garantör sıfatının ve kefil imzasının bulunmadığını bu sebeple müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafça belirtilen yatırım bedelinin istasyonun inşaatında kullanıldığını, dolayısıyla yapılan yatırımın sözleşme süresine bakılmaksızın yapılması gereken yatırım olması nedeniyle Yargıtay kararları gereğince de davanın reddinin gerektiğini, sebepsiz zenginleşmenin oluşmadığını, sözleşme ilişkisinde kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu savunarak, haksız ve mesnetsiz davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2016 tarihli ve 2014/857 E., 2016/700 K. sayılı kararı ile davalılardan …… Ltd. Şti. (eski unvanı Altınyıldız… Ltd. Şti.) yönünden açılan dava, bu davalının bayilik sözleşmesinin diğer davalıya temlik edilmiş olması, bu davalının kendisine yapılan yatırım katkı payı bedelini ve bu bedelin hasredildiği akaryakıt istasyon yatırımı kullanarak ticaretine fayda sağlamadığından bu davalı yönünden sebepsiz zenginleşmenin oluşmadığı, davalılardan … … Ltd. Şti. yönünden ise, yatırım katkı payının diğer davalıya ödendiği, davalının istasyonu mevcut haliyle temlik aldığı, yatırımın diğer davalı … döneminde yapıldığı, her ne kadar sözleşme temlik alınmış ise de, bu davalı ile 29.11.2012 tarihinde herhangi bir itirazi kayıt koyulmaksızın sözleşmenin yenilendiği, önceki dönem yatırımının bu davalıdan talep edilemeyeceği, anılan davalı yönünden ise yatırım yapılmadığı, sözleşmenin anılan davalı ile 10.06.2019 tarihi ile feshine kadar davacı yanın sözleşmeden gerekli faydayı sağladığı dikkate alınarak bu davalı yönünden de katkı payı bedelinin tahsili talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2019 tarihli ve 2017/3143 E., 2019/2531 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin davalılar yönünden davanın reddine ilişkin kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 02.12.2021 tarih, 2020/151 E. ve 2021/6770 K. sayılı kararıyla davalı şirketler arasında akdedilen 10.06.2009 tarihli temlik sözleşmesine, davalı … Ltd. Şti.’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla garantör olduğuna ilişkin ve aynı tarihli bayilik sözleşmesinin feshi sözleşmesinde davacının 17.10.2007 tarihli bayilik sözleşmesinden doğan her türlü hakkının saklı olduğuna dair hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davalı … Ltd. Şti.’nin ve fesih tarihine kadar davacı ile aralarındaki sözleşme devam eden davalı … … Ltd. Şti.’nin bakiye süreye tekabül eden yatırım bedelini iade borcundan sorumlu oldukları kabul edilerek işletme yatırım katkı bedelinin 18 yıl süre için verildiği gözetilerek sözleşmenin başlangıcından sözleşmenin sona erdiği döneme ilişkin süre 18 yıllık süreden düşülerek kalan süreye ilişkin bakiye işletme yatırım bedelinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararı temyiz eden davacı yararına bozulmuş, bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı … Petrol… Ltd. Şti. arasındaki bayilik sözleşmesinin 17.10.2007 tarihinde, davalı … … Ltd. Şti. ile ise 29.11.2012 tarihinde imzalandığı ve bitiş tarihinin 29.11.2025 olarak belirlendiği, davacı tarafından yatırım destek bedelinin 18 yıl için ödendiği, davalı … İnşaat Taah. Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. tarafından sözleşmenin 19.02.2013 tarihinde feshedildiği, buna göre her iki bayilik sözleşmesinin 17.10.2007 ila 19.02.2013 tarihleri arasında toplam 1922 gün yürürlükte kaldığı, toplam ödemenin davalının defterlerine göre 784.245,42 TL olduğu ve 784.245,42 (toplam ödeme)/6480 (toplam süre)*4558 (kalan süre)=551.634,35 TL bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalılarca iadesinin gerektiği, sebepsiz zenginleşmenin fesih tarihi itibariyle gerçekleştiği ancak dava dilekçesinde temerrütten itibaren faiz talep edildiği, davacının ödeme ihtarının davalılara 16.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihin sözleşmenin feshi tarihinden sonra olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği bu tarihten itibaren faize hükmedileceği, tazminat hesabında denkleştirici adalet sisteminin uygulanmayacağı, davacı tarafından talep edilen KDV’nin davalıların malvarlığına girmediği ve bu nedenle iade edilecek bir bedel olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 551.634,35 TL’nin 16.04.2013 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı …… Ltd. Şti. vekili ve katılma yoluyla davalı …… Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre güncellenecek tutarından sorumlu tutulması gerektiğini, bu hususun Yargıtay kararlarında da benimsendiğini ve dava konusu olayda uygulanmamasının eşitlik ilkesinin açık ihlali olduğunu, denkleştirici adalet ilkesinin uygulanması için davalının kusurlu veya kötü niyetli olması gerekmediğini, davalıların iade yükümlülüğünün kusursuz sorumluluğa dayandığını, nitekim Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 2001/1576 E., 2001/3730 K. sayılı ilamında davalı tarafın kusuru olmasa dahi denkleştirici adalet ilkesi uyarınca paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılarak iadeye karar verilmesi gerektiği kabul edildiği, buna göre davalıya 2007 yılında ödenen bedelin kalan süreye isabet eden kısmının güncel değerinin iadesine karar verilmesi gerektiğini, ancak bu talep kabul edilmese dahi; yatırım katılım bedelinin 17.10.2007 tarihli protokolde USD cinsinden belirlendiğinden işlememiş süreye ilişkin ödenen bedelin dava tarihindeki TL karşılığının davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiğini, protokolün 2.e maddesinde söz konusu bedelin Amerikan Doları cinsinden iade edileceğinin düzenlendiğini, iadesi gerektiği kabul edilen tutar belirlenirken ilave edilmesi gerekli KDV bedeli eklenmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu tutar ile ilgili olarak davalı taraf adına fatura düzenlemek zorunda olduğunu ve KDV talebinin reddine dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ve re’sen gözetilecek sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı … Petrol… Ltd. Şti. vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaz malikinin dava dışı … olduğunu, davaya konu yatırım taahhüdünü içeren protokolü malik olmayan bayi ile imzalandığını ve taahhüt ettiği yatırımı da malik olmayan bayiye ödediğini, 2002/2 sayılı Tebliğin 2003 tarihinde yürürlüğe girdiğini ve 5. maddesinin bayilik sözleşmelerinin en fazla 5 yıl olduğunun düzenlendiğini, davacının davaya konu bedeli intifa bedeli olarak ödemediğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı … Ltd. Şti. vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay tarafından kanuni düzenlemeye aykırı karar verildiğini ve Mahkemece de bu kararın tekrar edildiğini, davacı tarafından hazırlanan protokol ile 17.10.2007 tarihli protokolde 18 yıl için verildiği iddia edilen yatırımın 29.11.2012 tarihi itibariyle yeni bir bayilik sözleşmesi imzalaması halinde 2017 ila 2025 yılları arasındaki 8 yıl için yatırım iade edilmesini istemeyeceğinin yazıldığını, davacı tarafça kendisinin hazırladığı protokole aykırı olarak davanın açıldığını, davacının kendi insiyatifi ile sözleşmeyi 10 yıla kısalttığını, ancak davada aksinin iddia edildiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yatırım bedeli olarak ödenen paranın kullanılmayan kısmının iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı …… Ltd. Şti. vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu intifa yatırım bedeline ilişkin faturalar KDV’li olarak düzenlenmiş olup, taraf defterlerine bu şekilde kaydedilmiştir. Dolayısıyla KDV’li bedel üzerinden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde KDV’nin davalıların malvarlığına girmediği gerekçesiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı … vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı … vekilinin tüm, davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

3. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı … Petrol Ür.Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.