YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6515
KARAR NO : 2023/2162
KARAR TARİHİ : 10.04.2023
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1571 Esas, 2022/270 Karar
HÜKÜM : Karar verilmesine yer olmadığına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/612 E., 2019/117 K.
Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Fedaral Almanya Cumhuriyeti İtzehoe Asliye Hukuk Mahkemesi 3. Sivil Hukuk Dairesinin 3 O 39/06 numaralı dosyasından verilen 09.08.2006 tarihli kararın ve yargılama masraflarına ilişkin kararın tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yabancı mahkeme kararının savunma hakkının ihlali nedeniyle tenfiz edilemeyeceğini, kararın Lahey Sözleşmesine uygun bir şekilde tebliğ edilmesi gerektiğini, mahkeme kararına konu teşkil eden ihtilafta Türk Mahkemelerinin münhasır yetkili bulunduğunu, yabancı mahkemenin kendi usul kurallarına aykırı davranarak tesis ettiği kararın tenfiz edilemeyeceğini, ilamın kamu düzenine aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemişir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleştiğini, tenfiz şartlarının bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanun’larda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un (7194 sayılı Kanun) 41 inci maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ve dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın 7194 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi kapsamında olmadığını, anılan düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tenfiz şartlarının bulunmadığını, yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olduğunu ve davanın 7194 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi kapsamında olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 50 nci ve 54 üncü maddeleri,
2.7194 sayılı Kanun’un 41 inci maddesi
3. Değerlendirme
7194 sayılı Kanun’nun 41 inci maddesinde, 31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklara karşı anılan kanunda belirtilen davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği düzenlenmiştir. Türkiye’de açılan bu tür davalarda 7194 sayılı Kanun gereğince davacıların, davalı şirkete ortak olduğu kabul edilerek dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verildiği, buna karşın yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine veya davanın farklı gerekçelerle reddine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt veya farklı sonuçlara ulaşılacağı, Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacağı ve netice olarak bu durumun 5718 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edeceği gözetilerek kamu düzenine aykırılık sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istekleri halinde ilgililere iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1 ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken davalı vekilinin temyizi üzerine kararın yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.