Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/641 E. 2023/4131 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/641
KARAR NO : 2023/4131
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2009 Esas, 2021/2030 Karar
HÜKÜM : Esastan ret; davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/243 E., 2021/631 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının bir dönem CB Gayrimenkul Yatırım A.Ş.’nin yetkilisi olduğunu, adı geçen şirket tarafından düzenlenen 90.000,00 TL bedelli dava konusu çekin tedavüle konulduğunu, davacının aleyhine İcra Ceza Mahkemesinde dava açılmasıyla bu çekten haberdar olunduğunu, bahse konu davanın yargılaması sırasında davacıya dava konusu çeke ilişkin menfi tespit davası açmak üzere kesin süre verildiğini, işbu davayı bu nedenle açmak durumunda kaldıklarını, davacının adı geçen şirketten 11.10.2018 tarihinde ayrıldığını, müvekkilinin bu tarihe kadar şirkette yönetici sıfatının da bulunduğunu, şirketin çift imza ile temsil edildiğini, çekin müvekkilinin haberi olmaksızın diğer yönetim kurulu üyesi …tarafından imzalandığını, çek üzerinde atılan imzaya itiraz ettiklerini belirterek imzanın müvekkiline ait olmadığının tespitine, bu çek sebebiyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava açma ve taraf ehliyeti bulunmadığını, davayı şirketin açması gerektiğini, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının da bulunmadığını, İcra Ceza Mahkemesindeki davanın halen görülmekte olduğunu, davacının imza incelemesine yönelik talep ve itirazlarını bahse konu icra ceza dosyasında ileri sürebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu keşidecisinin CB Gayrimenkul Yatırım İnşaat San. ve Tic. A.Ş. olduğu, keşideci altında birbirinden farklı iki imzanın yer aldığı, lehtarının Damak Restaurant-… olduğu, İstanbul 4. İcra Ceza Mahkemesince davacıya huzurdaki davayı açması için süre verildiği, ne var ki davacı İcra Ceza Mahkemesi nezdinde zaten imza itirazında bulunduğu, davacının huzurdaki davada taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra Ceza Mahkemesince menfi tespit davası açması için davacıya resen süre verildiğini, davanın bu nedenle davacı tarafından açıldığını, dava konusu çekin keşidecisi olan dava dışı şirkette davacının bir dönem ortak olarak bulunduğunu, şirketten ayrıldıktan sonra dava konusu çek gibi bir çok çekin davacının haberi olmadan davacı adına sahte olarak imzalandığının anlaşıldığını, bu nedenle karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı davacının yargılandığını, davacının bir dönem ortak olduğu şirketin keşide ettiği dava konusu çek üzerinde davacının imzasının bulunmadığını savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu çekin keşidecisinin dava dışı CB Gayrimenkul Yatırım.. A.Ş., lehtarının Damak Restaurant – … olduğu ve adı geçen tarafından ibraz edildiği, keşideci unvanı altında iki farklı imza bulunduğu, çekte davacının borçlu, ciranta gibi herhangi bir sıfatının bulunmadığı, öte yandan davacının bu çek nedeniyle borçlu olduğu hususunun da kendisine karşı ileri sürülmediği, çek nedeniyle borçlu olunmadığı talebinin keşideci tarafından ileri sürülmesi gerektiği, davacının gerçek kişi olarak somut davada menfi tespit talebinde bulunması için taraf sıfatının bulunmadığı, dolayısıyla ilk derece mahkemesince aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar İcra Ceza Mahkemesince davacıya menfi tespit davası açması konusunda süre verilmiş ise de davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı hususunu değiştirmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davada aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.