Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/630 E. 2023/3966 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/630
KARAR NO : 2023/3966
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1305 Esas, 2021/1920 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/11 E., 2020/181 K.

Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait internet sitesinde bazı tüketicilerin davacı şirketin ticari itibarını etkileyecek ölçüdeki yorumlarının tüketicilerin ücretsiz olarak kullandığı davalıya ait platformda yer aldığını, şirketlerin cevap hakkını kullanması ve kendisini savunmasının ise ücretli üyelik şartına bağlandığını, üye olmayı reddeden şirketlerin savunma yapma haklarının bu şekilde ellerinden alındığını ve aynı sektörde faaliyet gösteren rakipleri karşısında itibar kaybı yaşayarak zarar gördüklerini, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun (5651 sayılı Kanun) gereğince bu tarz platformların yer sağlayıcı olarak kabul edildiğini, firmaların cevap haklarının kısıtlanmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılmasını oluşturduğunu ve davalının bu faaliyetlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek davalının rekabet yasağını ihlal ettiğini tespiti ile haksız rekabet niteliğindeki davranışlarının önlenmesine, kararın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 59 uncu maddesi gereğince ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; platformun yalnız üyelere hizmet vermesinin söz konusu olmayıp bütün şikayetlere verilen cevapların üye-kurumsal üye olmayan ayrımı yapılmaksızın yayınlandığını, kurumsal üyelik ile firmaların şikayet endeks verilerinde bulunduğu veri ve benzer bazı imkanlara kavuştuğunu, yalnız kurumsal üyelik şartı karşısında ücret talep edildiğini, müvekkili şirketin yer sağlayıcı olması nedeniyle haksız rekabete konu olacak bir eyleminin bulunmadığını, yer sağlayıcının görevinin yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının yer sağlayıcı olduğu platformda kullanıcıların karşılaştıkları sorunların, olumsuzlukların gerçekte yaşanıp yaşanmadığının davalı tarafından belirlenmesinin mümkün olmadığı, kullanıcıların şikayetlerinde kullandıkları ifadelerin eleştiri sınırları içinde olduğu, gereksiz yere incitici olmadıkları, kullanıcıların şikayetlerine konu olayların gerçekten yaşandığının kabulü halinde davalı web sitesinde kullanıcıların aldığı hizmetler ile ilgili olumsuzlukları belirtmelerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve haksız rekabet oluşturmayacağı, tüketicilerin şikayetlerine şirketler tarafından cevap verilmesinin ücretli üyelik şartına bağlı olmadığı, ücret ödenmeden cevap verilebildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin çok sayıda ürün sattığı ve milyonlarca tüketiciye ulaştığı düşünüldüğünde bu tarz platformlarda şikayetlerin yer almasına rağmen şirketlerin şikayeti yazanın kim olduğunu öğrenip bu şikayetleri yanıtlamak, haksız suçlamalara karşı kendisini savunabilmek için davalı şirketin üyelik şartı ve üyelik engeline takıldığını, davalının platformunun yer sağlayıcı olarak kabul edildiğini, tüketicilerin yorumları sayesinde ticari gelir elde eden bu tür sitelerin web sayfalarında tüketicilerin şirketler hakkında yaptıkları olumsuz yorumların yanında rakip firmaların reklamlarının da gösterildiğini, ancak bu yorumların gerçek tüketici tarafından yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, davalı şirketin site üyeliği için ücret talep etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması nedeniyle haksız rekabet oluşturduğunu, mahkemece bildirdikleri deliller incelenmeksizin eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin www.sikayetvar.com. adlı internet sitesinin yer sağlayıcısı olduğu, yer sağlayıcıların internet sitesinde yayınlanan içeriği kontrol etme veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırma yükümlülüklerinin bulunmadığı, ancak 5651 sayılı Kanun gereği yer sağladığı hukuka aykırı içerik hakkında haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlü olduğu, davacı iddiasının davalının internet sitesindeki içeriklerde tüketicilerin almış oldukları ürün ve hizmetler ile ilgili karşılaştıkları olumsuzlukları ve sorunları belirttikleri, bu durumun ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve 6102 sayılı Kanun’un 55 inci maddesi uyarınca kötüleme yoluyla haksız rekabet oluşturmayacağı, dava konusu içeriklerin gerçeği yansıtmadığının da davacı tarafça kanıtlanması gerekirken ispata yönelik delil bildirilmediği, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; aşamalarda ve istinaf başvuru dilekçesindeki beyanlarına ilaveten, müvekkiline herhangi bir itiraz ya da başvurunun bulunmadığı hususunun doğru olmadığını, zira davalıya ait platformda yapılan şikayetlere ilişkin iddiaların gerçek olmadığına dair davalı tarafa 13.08.2014 tarihli bir ihtarname gönderildiğini, davalının ise 21.08.2014 tarihli iadeli taahhütlü mektup ile ihtarnameye cevap verdiğini, dolayısıyla mahkeme gerekçesinin aksine içeriklerin gerçeği yansıtmadığının müvekkili tarafından ispat edilmiş olduğunu, yapılan şikayetlere cevap hakkının ve çözüm yolları ile şikayetin gerçekliği üzerinde serbestçe araştırma yapma özgürlüğünün kısıtlanması sonucu marka hakkının ihlali ile haksız rekabet ortamı yaratıldığının tespiti açısından bu husus önem teşkil etmesine rağmen ilk derece mahkemesince eksik inceleme yapıldığını, kötü niyetli olarak sürekli müvekkil şirket hakkında şikayet olduğu ve cevap verebilmek için de üye olunması gerektiği yönünde gerçek veya gerçek dışı şikayetleri kullanarak şirket üzerinde baskı yaratıldığını ve savunma hakkı elinden alındığını, müvekkilinin marka hakkının zedelendiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının web sayfasında yer alan tüketici şikayetlerinin ücretsiz yer almasına rağmen davacı şirketin şikayetçinin ve şikayet sebebinin gerçek olup olmadığını tespit ederek cevap hakkını kullanması için davalı tarafından ücretli üyelik koşulu aranmasının haksız rekabet oluşturduğu iddiası ile haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6102 sayılı Kanun’un 55, 56 maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.